Bir devletin
eğitim siyasası, o devletin can damarlarındandır. Bugünün çocukları, yarının
yöneticileri, meslek sahipleri, dahası seçme ve seçilme hakkına sahip
vatandaştandır. Onları nasıl eğitirseniz, onlar da öyle insanlar olacaklardır.
Onlarda nasıl bir kafa yapısı oluşturursanız, yarın onlar da o kafa yapılarına
göre davranacaklardır.709
Bu nedenledir
ki, eğitim konusu, Atatürk'ün en önem verdiği konuların başında geliyordu. O
denli ki, Atatürk, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın ortasında bir eğitim şurası
toplamıştı! Kurtuluş'tan sonra Türkiye'de tam bir eğitim seferberliği
yaşandığım hepimiz biliyoruz. Cumhuriyet'e, devrim ilkelerine gönülden bağlı,
özverili yeni bir kuşak yetiştirilmesi amaçlanmıştı. Ama bu kuşak aydınlanma
düşüncesiyle ve bilimsel temele dayalı bir öğretim sonucunda oluşturuluyordu.
Ulusçu olmak, vazgeçilemez nitelikleriydi. Uzun söze gerek yok: Eğitimin bir
toplumun yaşamında ne denli önemli olduğunu, bugün İmam-Hatip Okulları'nı
bitirenlerin yapıp ettiklerinden açıkça anlaşılır.
Atatürkçü
eğitime ilk darbe, bildiğiniz gibi, Köy Enstitüleri'nin yıkıma uğratılması ile
indirildi. Böylece Türkiye gerçeklerine uygun, ülke kalkınmasını amaçlayan,
ulusçu eğitimin bu ana kurumu ortadan kaldırılmış oluyordu. Köy Enstitüleri
yıkıma uğratılırken bununla eşzamanlı olarak Amerika'ya bir öğrenci akım başlatıldı.
Daha 1946 yılının başında Amerika'da 600 dolayında Türk öğrenci bulunuyordu ve
o yıl 100 öğrenci daha Amerika'da okumak için başvurmuştu.710
Burada bir
noktanın altım çizmek gerekir: Atatürk döneminde de yabana ülkelere öğrenci
gönderiliyordu. Ancak, bir kere bunda ülke gereksinmesi göz önünde tutulduğu
gibi, giden öğrenciler Türkiye'de devrim havası içinde yetişmiş olanlardı. Daha
da önemlisi, illâ şu ülkeye öğrenci göndereceğiz diye bir saplantı da yoktu.
Örneğin; önceleri bilim ve teknikte Avrupa ülkeleri ileri olduğu için o
ülkelere öğrenci gönderilirken, 709 " S.S.C.B’nin bilim ve teknikteki
başarısı belirginleşince ve bu ülke 1929 Dünya Ekonomik Bunalımını belli bir
sarsıntıya uğramadan atlatınca Sovyetler Birliği'ne de öğrenci gönderilmeye
başlanmıştı.
Sümerbank ve
Etibank'ın kuruluşlarında görev yapanlar Sovyetler’ de eğitim görmüş olan
mühendisler olacaklardır.
Ancak, A.B.D.
Türkiye'ye yerleştikçe ve denetimi ele aldıkça, her emperyalist ülke gibi,
kendi ideolojisini benimsemiş, Amerika'nın çıkarlarım kendi çıkan imiş gibi
özümsemiş ve ilerde Türkiye'de kilit noktalara gelebilme olasılığı olan
gençleri kendi eğitim sistemi içinde yoğurmak yolunu tutacaktı.
Kendiliklerinden ve Zekeriya Sertel gibilerin imrenilecek ve ne pahasına olursa
olsun gidilmesi gereken bir cennet olarak koşullandırması yüzünden Amerika'ya
giden öğrenciler yeterli değildi. Hem bu öğrencileri kendisi de seçmiyordu! İş
sıkı tutulmak ve bir sisteme bağlanmalıydı. Bu nedenle, sonunda Türkiye Ve A.B.D.
Hükümetleri Arasında Eğitim Komisyonu Kurulması Hakkında Antlaşma 27 Aralık
1949'- da imzalandı.711
Antlaşmanın 1.
maddesine göre; Türkiye'de bir "Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu"
kuruluyordu. Komisyonun giderleri Türkiye'nin ABD’ne olan borcundan
karşılanacaktı. Komisyonun amacı, "eğitim programının idaresini
kolaylaştırmak" olacaktı. A.B.D. vatandaşlarınca yapılacak öğretim ve
araştırma giderlerini de biz ödeyecektik. Aynı durum, Amerika'da eğitim görecek
Türk öğrenciler için de -yol giderlerini de kapsamak üzere- söz konusuydu.
Öteki maddelere
göre; bu Komisyon dördü Türk, dördü Amerikalı sekiz üyeden oluşacaktı; başkanı
ise A.B.D. Büyükelçisiydi. Oyların eşitliği durumunda Büyükelçinin oyu ile
karar alınacaktı. Amerikalı üyeleri, A.B.D. Dışişleri Bakanı atayacaktı.
Komisyon
doğrudan doğruya A.B.D. Dışişleri Bakanlığına bağlıydı ve onun denetiminde
olacaktı.
Komisyon'un bir
veznedarı olacaktı, ancak bu veznedarın atanmasını A.B.D. Dışişleri Bakanı
onaylayacaktı.
Komisyon,
yabancıların verecekleri burslar için profesör, araştırmacı ve öğrencileri
önerecekti. Eğitim programlarını düzenleyecekti. Amerikalıların Türk eğitim
sistemi içinde nerede nasıl görev yapacağım kararlaştıracaktı.
Bu antlaşmanın
T.B.M.M’nce bir yasa ile onanması gerektiğinden, bu yasanın gerekçesinde açıkça
şöyle denilecekti: "Amerika Hükümeti, harpten sonra ordusu elinde kalan
fazla malzemenin satışı için müteaddit devletlerle anlaşmalar yapmış ve gerek
bu devletleri mezkûr satışların hâsılatım dolar olarak ödemek külfetinden
kurtarmak, gerekse bu vesile ile AMERİKAN KÜLTÜRÜNÜ YAYMAK GAYESİYLE,
anlaşmalarla tahassül eden alacakların bu memleketlerde kültürel gayelere sarfım
temin edecek kültür anlaşmaları imzalamıştır."712
Gerekçede, bu
girişimi Amerikan Senato üyelerinden Fulbright başlattığından bu tür
antlaşmalara Fulbright Antlaşmaları denildiği belirtiliyordu. Dışişleri
Komisyonu'nun E. 1/731, K. 14 sayılı ve 9 Mart 1950 günkü raporunda da,
Antlaşmanın amacının "Türk ve Amerikan kültürlerini birbirlerine
tanıtıp yaklaştırmak" olduğu belirtilecekti.713 Haydar Tunçkanat, bu
antlaşmayı şöyle değerlendirmiş: "....Amerikan Eğitim Komisyonu'nun
Türkiye’de Türk parası ile ve Türk Hükümeti'nin himayesinde, her türlü Türk
denetiminin dışında, Türk eğitimi hakkında araştırma yapması, bilgi toplaması,
gerekli Amerikan memurlarını uzman ve araştırmacı olarak okul, üniversite ve
Bakanlıklara yerleştirmesi ve benzeri faaliyetlerini kolaylaştırmak amacını
sağlamak için getirilmiştir. Sözde karşılıklı olan bu anlaşma ile bağımsız bir
devlet olan Türkiye'nin başkentinde Türk eğitimi ile ilgili bir Amerikan Eğitim
Komisyonu kuruluyor ve Türk Hükümetine bu komisyonun çalışmalarını kontrol ve
denetleme hakkı dahi verilmiyor."714
Ama şunu açıkça
kabul etmek de gerek: Doğrusu, adamlar yurt dışına gönderilecekleri iyi
saptamışlar ve A.B.D/de iyi eğitmişler. Ülkemizde ard arda kilit noktalara gelenlere
bakınca bu gerçek yadsınamaz oluyor.
Kaynak; Prof. Dr. Çetin Yetkin Karşı devrim(Sh.370-371-372)
709 Bu konuda ayrıntılı bilgi için
bkz. YAHYA KEMAL KAYA: İnsan Yetiştirme. s. 273 vd.
710 "Amerika’daki Türk
Talebeleri”; Vatan, 5 Mayıs 1946.
711 Antlaşmanın metni için bkz.
H.Tunçkanat: s. 43-49
712 T.B.M.M. T.D. C. XXV/I, Dönem
8, Toplantı 4„ s.220.
713 A.y. s. 220/4.
714 H.TUNÇKANAT: s. 5.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder