11 Ocak 2018 Perşembe

BASIN AÇIKLAMASI “Arapçanın “kutsal bir dil” olduğu kuyruklu bir yalandır”



BASIN AÇIKLAMASI
“Arapçanın “kutsal bir dil” olduğu kuyruklu bir yalandır”
Millî Eğitim Bakanlığı: İmam Hatip Liseleri ve Ortaokulları öğrencilerinin bilimsel gelişmeleri takip edebilmeleri için Arapçayı şart koştu. MEB Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz tarafından 81 ilin milli eğitim müdürlüklerine gönderilen yazıda, “yabancı dil sorununu çözmüş bireylerin yetişmesi ve güncel bilimsel ilerlemelerin takip edilebilmesi” amacıyla bütün imam hatiplere Arapça Bilgi ve Etkinlik yarışmalarının düzenlenmesi talimatı verildi.
İmam hatip öğrencilerinin “milli ve manevi değerlerine sahip bireyler olarak uluslararası düzeyde bilgi ve kültür sahibi olmalarını” da Arapçaya bağlandı. MEB Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz’ın “Öğrenci Merkezli Arapça Öğretimi” başlığı ile yayımladığı ve Arapça öğretilirken ikinci bir dil kullanılmaması gerektiğini, öğrencilerin öğretmenleri ile ancak Arapça iletişim kurabileceklerini, başka seçenek bulunmadığını savladığı bildirisiyle imam hatiplerde (İH) Türkçeyi yasakladı.
Lise ve Ortaokulların büyük bir bölümünün İmam Hatip Okullarına dönüştürüldüğü Türkiye’de (Orta Okul ve Lise), Kur’an Kurslarında, İlahiyat Fakültelerinde, cemaatlerin yönetimindeki öğrenci (talebe) yurtlarında yoğun bir Arapçılık alabildiğince egemendir.
Arapça yarışmaları”, “Dünya Arap Dili Günü” kutlamaları gibi etkinliklerde Arapça, bir yabancı dil olarak değil “ümmetin mukaddes dili” olarak kutsanmaktadır. Bu okullarda Türkçeye ilişkin bir etkinlik görmek ise neredeyse olanaksızdır
Araplık, Arap dili ve Arap kültürü Araplar için elbette ki değerli ve önemlidir. Ancak bunların İslam adına veya başka bir düşünce adına Arap olmayan halklara dayatılması büyük bir insanlık suçudur.
Kuran’da geçen kelime ve kavramlar salt Kur ’ana özgü ve ilk defa Kuran’da kullanılan kelime ve kavramlar değildir.  Kuran’da yer alan kavramlar İslam’dan önce de puta tapar Araplar arasında hem de birçoğu puta tapım işlerini anlatır anlamlarda kullanılmaktaydı. Bu nedenle Arapçanın kutsal bir dil olduğu kuyruklu bir yalandır.  Kur’an, Arapça olduğu için değil içerdiği ilahi buyruklar nedeniyle saygın bir dindir. Kuran'ın hiçbir yerinde ibadetlerin Arapça yapılacağına ilişkin bir buyruk söz konusu değildir. Diğer yandan Türkçe, yetkin nitelikleri Türk ve yabancı dilbilimcilerce hayranlık duyularak ortaya konmuş bir bilim, felsefe, yazın (edebiyat) dilidir.
“Güncel bilimsel ilerlemelerin takip edilebilmesi için Arapçanın ön koşul” olduğunu ileri sürmek sapkınlıktır, aymazlıktır, Türk ulusuna Türk diline karşı yapılmış alçakça bir hayınlıktır.
Bu sav hem bilimsel, dilbilimsel hem tarihsel ve hem de dinsel dayanaktan yoksun ve insanların belleğini, tarihin kayıtlarını, bilimin verilerini ve yazılı belgeleri yok sayan ve daha da kötüsü Türk ulusunu aptal, akılsız ve beyinsiz yerine koyan bayağı ve iğrenç bir savdır.
“Güncel bilimsel ilerlemelerin takip edilebilmesi için Arapçanın ön koşul” olduğunu ileri sürmek Ulusal değerlerimizi, ulusal belleğimizi felç etme, ulusal bilinci silme, yerine emperyalizmin değerlerini koyma eylemidir.
Ülke kan gölü içindeyken, terör örgütleri cirit atarken, halkın can ve mal güvenliği, ülkenin ve ulusun bütünlüğü tehdit altında iken sinsice okullara Arapça dayatması tam bir sapkınlık ve aymazlıktır
Arap ümmetçiliği peşinde koşan Arapları, “kavmi necip” olarak gören gözü dönmüş irticacı yobazlar Osmanlı’nın son şeyhülislamlarından Mustafa Sabri Efendi’nin izinden gitmektedirler.
Mustafa Sabri, Yunanistan'da çıkardığı “Yarın” gazetesinde 1927 yılında yazdığı şiirde Türklüğüne tövbe ettiğini, Türklükten istifa ettiğini söylemişti. “Güncel bilimsel ilerlemelerin takip edilebilmesi için Arapçanın ön koşul” olduğunu ve “Türkçeyi yasaklayan” genelge yayınlayanlar Emperyalist yayılmacılığın Türk halkının belleksizleştirilmesi ile görevli yandaşları ve yerli memurlarıdır. 
Kendi dilini ve kültürünü hor gören, başka kültürlerin egemenliğine girmeyi yücelik sanan, bu yoz, yobaz anlayışa Karamanoğlu Mehmet Bey’in, Yunus Emre’nin, Karacaoğlan’ın, Pir Sultan Abdal’ın, Bilge önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan yürümeye ant içmiş olan bizler kesinlikle izin vermeyeceğiz.  
YÖNETİM KURULU ADINA:                                                      Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder