BASIN AÇIKLAMASI
“Arapçanın “kutsal bir dil” olduğu
kuyruklu bir yalandır”
Millî Eğitim
Bakanlığı: İmam Hatip Liseleri ve Ortaokulları öğrencilerinin bilimsel
gelişmeleri takip edebilmeleri için Arapçayı şart koştu. MEB Din Öğretimi Genel
Müdürü Nazif Yılmaz tarafından 81 ilin milli eğitim müdürlüklerine gönderilen
yazıda, “yabancı dil sorununu çözmüş bireylerin yetişmesi ve güncel
bilimsel ilerlemelerin takip edilebilmesi” amacıyla bütün imam
hatiplere Arapça Bilgi ve Etkinlik yarışmalarının düzenlenmesi talimatı
verildi.
İmam hatip
öğrencilerinin “milli ve manevi değerlerine sahip bireyler olarak
uluslararası düzeyde bilgi ve kültür sahibi olmalarını” da Arapçaya
bağlandı. MEB Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz’ın “Öğrenci Merkezli
Arapça Öğretimi” başlığı ile yayımladığı ve Arapça öğretilirken ikinci bir
dil kullanılmaması gerektiğini, öğrencilerin öğretmenleri
ile ancak Arapça iletişim kurabileceklerini, başka seçenek bulunmadığını
savladığı bildirisiyle imam hatiplerde (İH) Türkçeyi yasakladı.
Lise ve
Ortaokulların büyük bir bölümünün İmam Hatip Okullarına dönüştürüldüğü
Türkiye’de (Orta Okul ve Lise), Kur’an Kurslarında, İlahiyat Fakültelerinde,
cemaatlerin yönetimindeki öğrenci (talebe) yurtlarında yoğun bir Arapçılık
alabildiğince egemendir.
“Arapça
yarışmaları”, “Dünya Arap Dili Günü” kutlamaları gibi etkinliklerde
Arapça, bir yabancı dil olarak değil “ümmetin mukaddes dili” olarak
kutsanmaktadır. Bu okullarda Türkçeye ilişkin bir etkinlik görmek ise neredeyse
olanaksızdır
Araplık, Arap
dili ve Arap kültürü Araplar için elbette ki değerli ve önemlidir. Ancak
bunların İslam adına veya başka bir düşünce adına Arap olmayan halklara
dayatılması büyük bir insanlık suçudur.
Kuran’da geçen
kelime ve kavramlar salt Kur ’ana özgü ve ilk defa Kuran’da kullanılan kelime
ve kavramlar değildir. Kuran’da yer alan
kavramlar İslam’dan önce de puta tapar Araplar arasında hem de birçoğu puta
tapım işlerini anlatır anlamlarda kullanılmaktaydı. Bu nedenle Arapçanın
kutsal bir dil olduğu kuyruklu bir yalandır. Kur’an, Arapça olduğu için değil içerdiği
ilahi buyruklar nedeniyle saygın bir dindir. Kuran'ın hiçbir yerinde
ibadetlerin Arapça yapılacağına ilişkin bir buyruk söz konusu değildir. Diğer
yandan Türkçe, yetkin nitelikleri Türk ve yabancı dilbilimcilerce hayranlık
duyularak ortaya konmuş bir bilim, felsefe, yazın (edebiyat) dilidir.
“Güncel
bilimsel ilerlemelerin takip edilebilmesi için Arapçanın ön koşul” olduğunu ileri
sürmek sapkınlıktır, aymazlıktır, Türk ulusuna Türk diline karşı yapılmış
alçakça bir hayınlıktır.
Bu sav hem bilimsel,
dilbilimsel hem tarihsel ve hem de dinsel dayanaktan yoksun ve insanların belleğini,
tarihin kayıtlarını, bilimin verilerini ve yazılı belgeleri yok sayan ve daha
da kötüsü Türk ulusunu aptal, akılsız ve beyinsiz yerine koyan bayağı ve iğrenç
bir savdır.
“Güncel
bilimsel ilerlemelerin takip edilebilmesi için Arapçanın ön koşul” olduğunu ileri
sürmek Ulusal değerlerimizi, ulusal belleğimizi felç etme, ulusal bilinci silme,
yerine emperyalizmin değerlerini koyma eylemidir.
Ülke kan gölü
içindeyken, terör örgütleri cirit atarken, halkın can ve mal güvenliği, ülkenin
ve ulusun bütünlüğü tehdit altında iken sinsice okullara Arapça dayatması
tam bir sapkınlık ve aymazlıktır
Arap ümmetçiliği
peşinde koşan Arapları, “kavmi necip” olarak gören gözü dönmüş irticacı
yobazlar Osmanlı’nın son şeyhülislamlarından Mustafa Sabri Efendi’nin izinden
gitmektedirler.
Mustafa Sabri,
Yunanistan'da çıkardığı “Yarın” gazetesinde 1927 yılında yazdığı şiirde
Türklüğüne tövbe ettiğini, Türklükten istifa ettiğini söylemişti. “Güncel
bilimsel ilerlemelerin takip edilebilmesi için Arapçanın ön koşul” olduğunu
ve “Türkçeyi yasaklayan” genelge yayınlayanlar Emperyalist yayılmacılığın
Türk halkının belleksizleştirilmesi ile görevli yandaşları ve yerli
memurlarıdır.
Kendi dilini ve
kültürünü hor gören, başka kültürlerin egemenliğine girmeyi yücelik sanan, bu
yoz, yobaz anlayışa Karamanoğlu Mehmet Bey’in, Yunus Emre’nin, Karacaoğlan’ın, Pir
Sultan Abdal’ın, Bilge önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan yürümeye ant
içmiş olan bizler kesinlikle izin vermeyeceğiz.
YÖNETİM KURULU ADINA: Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder