Terörün Arşiv Kayıtları
Nerede?
Örgüte ait kasanın
bulunması ve açığa çıkarılması ne kadar önemli ise, örgüte ait arşivlerin de
deşifre edilmesi, bir o kadar önemlidir.
Bu örgüt bir şirkettir,
kasası var. Bu örgüt bir katiller şirketidir, kayıtları var, defterleri var,
tutanakları var, saldırı planları var, programları var ve hepsi arşivde.
Peki, nerede bu arşiv?
Suriye’de. Peki kimde? Kod adı Delil olan teröristte. İşte kanıtı, anlatan
Abdullah Öcalan, PKK terör örgütü başı[1];
“Ben Suriye'den ayrıldıktan
sonra arşivlerin evlere dağıtıldığını Delil (K) bana söyledi.
PKK’nın arşivleri
Suriye’de, son olarak İmralı’nın sağ kolu Delil kod adlı teröristin elindeydi
ama şimdi yok, evet, arşiv yok, kayıp. Delil kod adlı terörist kayıp. Delil
Kod’un karısı olan Tuncelili kod adı Mizgit, o da kayıp. Kayıp derken
hayattalar ama kendileri yok, bahseden yok, arayan yok, bu yüzden bize göre
kayıp.
Oysaki bu terörist
sıradan biri değil, İmralı’nın Suriye’deki sağ kolu ve şoförü, Kod Delil bu.
Şam’dan çıkarken İmralı’ya sahte pasaport hazırlayan da o. Bu Kod’un ne denli
önemli bir kişi olduğunu bilmek için, İmralı’nın Ankara’da hem savcılara hem de
mahkemede verdiği ifadeleri iyi okumak gerekiyor.
Bakın ne diyor İmralı
Delil Kod için;
“Hüsnü Mübarek Suriye
ile görüşünce Ağa (K) Mervan Zirki (Suriye El Muhaberat Servisi) ve Delil
ile birlikte geldi. Oradan ayrılmamı istediler. Lübnan'a da gidemeyeceğimi
belirttiler. Bu konu Şam'daki evimde gerçekleşti. Zorla misafirlik olmaz diye Delil'e
hazırlıkların yapılmasını ve pasaport ayarlamasını söyledim. Delil
Abdullah Sarıkurt adına bir pasaport getirdi. Sahte pasaportları Suriye,
Lübnan ve Avrupa'da kendimiz yapmaktayız.“
Bu Delil Kod kayıp ve
izini bilen yok, istihbaratımız elbet biliyor da biz bilmiyoruz yerini. Bu öyle
bir terörist ki, Irak istihbarat servisini tanıyor, iç içe, istihbarat şefi
Mervan Zirki ile de tanışık hem de yakından. İmralı’nın 1999’da Şam’dan ayrılış
hazırlıklarını yapan yine bu. Öcalan’ın bu konuda savcılara vermiş ifadeler,
her şeyi açıkça ortaya koyar niteliktedir;
“Şam'dan normal
tarifeli uçak ile Atina'ya gittim. Evden ayrılıp uçağa gidene kadar El
Muhaberat beni izledi. Benim yanımda uçağa gidene kadar Delil, Rozalin
ve El Muhaberat'tan Ağa vardı. Havaalanına kadar bizim kullandığımız araç ile
gittik. Delil orada kaldı. Delil'e ilişkilerimizi götürüp evleri
boşaltırsınız dedim. Irak'a doğru gitmelerini söyledim. Şam'dan ayrılışımızı Delil
ve evde kalan bazı gençler biliyordu.”
İmralı arşivler
için; “Suriye’deki Kürt evlerine kod Delil dağıttı, sakladı” diyor. Öcalan
ifadesindeki sadece bu cümle dahi, bu Delil Kod’un örgüt içinde ne denli önemli
bir konuma sahip olduğunu da gösteriyor. Çünkü arşiv bu, can damarı örgütün.
Öyle her kişiye verilmez, her kişiye söylenmez ve her yerde de saklanmaz, tıpkı
örgütün kasası gibi.
MİT bu arşivi biliyor,
Genelkurmay da biliyor. İsrail MOSSAD ajanları da bu arşivin peşinde, ABD’nin
CIA ajanları da. İngiliz muhaberatı, Fransızlar, sanırım dünyanın en ünlü
istihbarat örgütleri bu arşivin peşinde. Böylesine ünlü bir arşiv yok olsun,
yok olmaktan öte kimse bu arşivden ve öneminden bahsetmesin, garip değil mi
sizce de?
Bu noktada tek isim
var; Delil kod, Öcalan’ın sağ kolu. O bulunsa her şey çözülür gibi ama çözmeye
niyeti olan var mı, bilemiyoruz. Delil kod İmralı için önemli bir adam, bu
açık. 78’de Türkiye’den kaçıp Şam’da özel bir yaşam sürmeye başladığında ve
1999’da Şam’dan kaçtığında , bu Delil hep yanında.
Bu 20 yıllık süreçte,
gerek Şam’da, gerekse Lübnan Bekaa terör kamplarında, gerek Suriye ve diğer
istihbarat örgütleriyle olan ilişkilerde hep Öcalan ile birlikte. Özel
yaşantısı da biliyor Öcalan’ın çünkü aynı evde yaşamış ve özel şoförü. Alt alta
sıralayacağımız Öcalan’ın diğer açıklamaları da bu durumu bize gösterir kanıt
durumunda.
İmralı, Erbakan’a
yazdığı mektubu Delil Kod adlı terörist kanalıyla göndermiş. İşte İmralı’nın
açık ifadesi;
“Eskiden Refah
Partisi ve diğer sol partiler ile de görüşmeler olmuştu. Erbakan hükümeti zamanında
Ankara ile mektuplaşmalarım olmuştu. Ağa (K) Mervan Zirki ve Delil
kanalıyla Suriye'den Erbakan'a mektup gönderdim. Bana cevap geldi.
Karşılıklı olumlu yazışmalarımız oldu.”
İmralı Şam’dan
ayrılırken endişeli, örgütün mirasına Şam’ın oturmasından korkuyor.
Talabani’den de endişeli, kendini satar diye korkuyor.
Duyguları ifadesine
yansımış;
“Ben Suriye'den
ayrıldıktan sonra arşivlerin evlere dağıtıldığını Delil (K) bana söyledi.
Suriye'de El Vatan Partisi Mervan sorumluğunda son 4-5 aylık gelişme sonucunda
kuruldu. Mervan'ı 1992'de tanıdım. Bu Suriye El Muhaberat'ın
adamıdır. Suriye'yi biz boşaltınca bizim mirasımız üzerine oturdu. Suriye'de
bizim 3 adet okulumuz vardı. Ayrıca Şam merkezinde 10 katlı bir binada evimiz
vardı. Bunlardan başka biri çelik 2 adet arabam vardı. Evleri sattırmadılar. Mervan
bunların üzerine konacaktır. Ayrıca ben Suriye'den ayrıldıktan sonra hemen Talabani'yi
görüşmeye çağırdılar. Talabani İngiliz güdümündedir. İngiltere'nin
en sistemli yönetebileceği bir kişidir. 1992 yılında Talabani Türkiye'ye ne
kadar zarar verdiyse bana da o kadar zarar vermiştir.”
PKK arşivleri neden bu
kadar önemli?
Bir şirket düşününüz,
şirket için muhasebe ve defter kayıtları ne ise, örgüt için arşivler de odur.
Muhasebe şirketin can damarıdır, arşiv de örgütün.
Hesap ve kitap var
örgütün bu kayıtlarında, geliri var gideri var, yeri var, defteri var, girişi
var, çıkışı var.
PKK arşivine
baktığınızda, arşivi ele geçirmek demek; bu örgüte kim para veriyor, bu
örgütten kim para alıyor, bilmek ve hesap sormak demektir. Örgütün gelir
giderini kontrol etmek demek; örgütün kaynaklarını deşifre etmek demektir.
Örgüte kaynak
sağlayanları bilmek ise; hem içeride hem de dışarıda uluslararası terörün
finansman kaynaklarını çözmek demektir. Bu bilgiler sizi nereye götürür bilir
misiniz?
Nereye isterseniz
oraya; örgüte destek veren yabancı istihbarat kuruluşlarını çözebilirsiniz.
Örgüte kaynak sağlayan iş adamı, sanatçı, aklınıza ne gelirse, bunları tespit
edebilirsiniz. Kara para aktaranları, bu kara parayla ak iş yapanları, bu
kaynaktan beslenen silah tüccarlarını, bu tüccarların ak işlerini, ak
şirketlerini, daha neler neler, can damarıdır bu örgütün, keserseniz, nefes
alamaz, ölür.
Hangi milletvekilinin
oğlu, hangisinin kızı örgütte yani terörist, arşivde var, hepsi kayıtlı.
Başka?
Bize müttefik gibi
gözüken ve “PKK terör örgütü müşterek düşman” diyerek sempati toplamaya çalışan
bu ABD’nin hangi ajanlarının örgütle doğrudan bağlantısı var, arşivde bu da
yazılı, hepsi tutanak altında. Bunun yanına diğer istihbarat örgütlerini de
koyun, MOSSAD’ı koyun, hepsi var.
Başka?
Erdoğan siyaseti diyor
ki; terörden rant sağlayanların biri de silah tüccarlarıdır, diyor, ama kim bu
tüccarlar, kimse bilmiyor. Bulun arşivleri o zaman, o tüccarlar kayıtlı
arşivde. Örgüt kimden silah ve cephane alıyorsa hepsi kayıtlı, birim fiyatı ile
adedi ile hatta yapılmış olan iskonto ile hepsi kayıtlı. Bulun o zaman arşivi!
Başka neler var bu ünlü arşivde?
Başka neler var bu ünlü arşivde?
Şehitlerimizin katilleri
var, açık kimliği ve künyesiyle. Bugün evlatlarımızı şehit eden katillerin kim
olduğunu bilen var mı bu ülkede, yok, Neden? Çünkü teröristin adı yok, kimliği
yok, kod adı var.
Teröristin
kimliği Zerdeş, Yılan, Çıyan gibi kodlar ama bu kodlar kim, bilen yok.
Kod adı bunlar, açık kimlik değil. Peki, kimlikleri nerede bu teröristlerin?
Arşivde. Hangi karakola kimler saldırdı, saldırı planları ve sonuçları, hepsi
arşivde.
Nereden geldiler, nasıl
saldırdılar, kimler işbirlikçi, hepsi var, açık ve arşivde kayıtlı. Arşiv
nerede? Bilen yok. Ama bir iki gazete de olsa, yazmışlar bu arşivi, bizim
açıklamalarımız temelinde arşive dumanlı bir hava da vermişler.
İşte o haber;
“PKK arşivinin,
Öcalan’ın Suriye’den kaçmasıyla birlikte sağ kolu olan Delil kod adlı terörist
tarafından bir müddet Suriye’de muhafaza edildiği biliniyor. Öcalan,
yargılanması sırasında PKK’ya ait bir arşivin var olduğunu ve yapılan her şeyi
kayıt altına aldıklarını söyledi. Ankara,
Dışişleri aracılığıyla arşivleri Suriye`den istedi. Ancak Şam’daki
yönetim o dönemde ellerinde PKK’ya ait bir arşiv bulunmadığını bildirdi. Aynı
bilgiyi PKK`da ikinci adamlığa kadar yükselen, şu anda Diyarbakır
Cezaevi’nde tutuklu bulunan terörist Şemdin
Sakık da dile getirdi. O da verdiği ifadede söz konusu belgelerde örgütün
yurtiçi, yurtdışı bağlantıları yanı sıra para kaynaklarına dair önemli
belgelerin olduğunu söyledi. Bir diğer iddia ise arşivin bir kısmının MOSSAD`ın
elinde olduğu yönünde. İsrail istihbaratının bu arşivleri 1982’de ele geçirdiği
belirtiliyor. İsrail’in bu tarihte Filistin Kurtuluş Örgütü’ne yönelik Bekaa Vadisi’ne yaptığı
operasyonda PKK’nın da zarar gördüğü ve bu sırada örgüte ait bazı dokümanları
MOSSAD’ın ele geçirdiği belirtiliyor[2].
Yazık! Neden iş PKK’ya
gelince bizi yönetenlerin elleri kolları birden bağlanıyor?
Sizce, Erdoğan siyaseti
bu arşivleri bulur mu dersiniz? Kim bilir, Erdoğan’ın Ak Siyaseti “KARA”
değilse bulması gerek ama…
[1] Öcalan Davası
İddianamesi ve tutanakları.
ALINTI: https://groups.google.com/forum/#!topic/ozel-buro-istihbarat/s6X6wGbmK9c
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder