TBMM'DE faşizmin anayasası baskı, tehdit, şantaj, yıldırma ile kabul ettirilmeye çalışılıyor.
Bir kişinin "führer"i de aratacak diktatörlüğünün(fiilen uygulanıyor) yasal, meşru zemini hazırlanıyor.
15 yıldır bunun "kitle tabanı"hazırlandı.
İçinde yaşadığımız süreç fiilen faşizm koşullarıdır...
FAŞİZMİ ALT ETMEK, ENGELLEMEK, FAŞİZMİN ÖNÜNDE BARİKAT OLUŞTURMAK YAŞAMSAL DEĞER TAŞIYOR.
Bunu başkalarından bekleyen, bu koşullarda eylemli direnişi göze alamayan, yerinden kalkma gereği bile duymayanlar faşizmden etkilenmiyeceklerini, kendilerine dokunmayacağını düşünüyorlarsa ya süzme salak, yada zihinsel özürlüdürler.
RTE'ye "Çay vermem" diyen kantincinin tutuklandığı bir ortamda kimseni yarını, hatta bir saat sonrası bile güvence altında değildir.
Faşizm geliyorsa nasıl
yaşamalı? Yale Üniversitesi'den Prof. Timothy D. Snyder'in öğütleri
Yale Üniversitesi'nde Holokost
(Yahudi Soykırımı) çalışmaları yürüten Profesör Timothy Synder'in faşizm
koşullarına göre nasıl yaşanması gerektiğini anlattığı öğütleri
Timothy D. Snyder'den Öğütler
Yale'de Holokost çalışmalarında Profesör Timothy Snyder'den uyarlanmıştır.
(Çeviren/Derleyen: Prof.
Zeynep Dİrek - İstanbul Üniversitesi)
1. Öğüt
Otoriterliğin gücünün büyük
bir kısmı bizim ona kazandırdığımız bir güçtür: Şimdilerde yaşadığımıza benzer
zamanlarda, baskıcı bir hükümetin uygulamaları yüzünden zarar görmekten çekinen
insanlar o hükümetin kendilerinden daha neler isteyebileceğini düşünürler.
Hükümet bunları talep etmeyi henüz aklına getirmemiş olabileceği veya göze
alamadığı halde, insanlar kendilerine uygulanacağını hayal ettikleri baskıya
göre hareket etmeye başlarlar.
Öngörüye bağlı itaat, hükümete
halka daha fazla ne yapılabileceğini işaret eder ve özgürlüğün kaybını
hızlandırır.
Bunu şimdiye kadar yapmış olabilirsiniz,
bundan sonra yapmamaya dikkat edin.
2. Öğüt
2. Öğüt
Elde kalan kurumları savun.
Savunulacak kurum bir gazete, bir okul, bir üniversite, bir sivil toplum
örgütü, bir dergi, bir sanat kurumu, bir dernek olabilir. O kurumlarda etkin
olmaya çalış, hiç olmazsa varlığını hissettir. Bir davayı takip et. Bir
gazeteyi satın alarak yaşat. Biz kurumları sahiplenmezsek, onlar için ve onlar
adına harekete geçmezsek kurumlar hiçbir zaman bizim olmazlar. Kurumlar kendi
kendilerini savunamazlar. Baştan beri sahiplenilip savunulmazlarsa faşizm
geldiğinde kurumlar domino taşları gibi düşerler.
Ek: Başkalarıyla mutlu hayat
ancak adil kurumlar varsa mümkündür diyor Paul Ricoeur. Kendi hayatına
çekilmek, kendini toplumsal olayların akışına teslim etmek sana mutluluk
getirmez, çünkü kurumsal adaletin olmadığı yerde mutluluk da yoktur. Mutluluk
içte yaşanan bireysel bir ruh haline indirgenemez.
3. Öğüt
3. Öğüt
"Faşizm koşullarında en
büyük devrimcilik, işini iyi yapmaktır." (W. Benjamin)
Faşist rejimlerde devlet
liderleri kötü örnek oluştururlar: Onların muktedir kıldığı bazı kişilerin
artık yasaya uymama özgürlüğü vardır. Bazı kişilere, gruplara rant, talan,
yalan özgürlüğü verilmiştir; zayıflara da sadece yalanlara inanma, katledilme,
tecavüz edilme özgürlüğü kalmıştır.
Böyle zamanlarda, normal halde
işler düzgün yürüdüğü için kullanılması pek gerekmeyen meslek ahlakı dilinizi
hatırlayın. Meslek ahlakı, adil pratiği savunmaya yarar. Avukatlar işini iyi
yaparsa, yargıçlar işini iyi yaparsa bir hukuk devletini yıkmak zorlaşır. Bu
diğer kurumlar için de geçerli. Kurumlar insanlar sayesinde vardır. Meslek
ahlakı, muktedirin sizden yapmanızı talep ettiği yanlış işleri niye
yapamayacağınızı gerekçelendirmeye yarar.
4. Öğüt
4. Öğüt
Politikacıları dinlerken bazı
kelimeleri nasıl kullandıklarına dikkat edin. Bu kelimeleri sorgulamayı
öğrenin. "Terörist", "vatan haini" gibi kelimeler çok geniş
bir anlamda kullanılmaktadır. "Olağanüstü hal", "aciliyet"
gibi çok önemli kavramları duyduğunuzda uyumayın.
Olağanüstü halde hükümet
yetkililerine göre terör, devletin bekasına karşı olduğuna hükmettikleri
tutumların bütünüdür. Küçük bir çocuğun yaptığı yaramazlık, mini etekli bir
kadın, öpüşen eşcinsel bir çift, bir popstarın bir mitinge katılma davetini
geri çevirmesi, facebook'ta bir haber sitesinde çıkmış bir haberi paylaşmak,
barış için verilen bir imza, bir gazeteyi okumak, sembolik dayanışma eylemleri
terör ile yan yana getirilebilir. Terör unsuru olarak algılanan şeyler yeri
geldiğinde taş, sopa, flama veya bir baret dahi olabilir.
Peki, gerçekte terör nedir?
Terörist diye kime denir? Teröristlerin amacı veya hedefi nedir?Terör kelime
anlamıyla herhangi bir amaç uğruna, konu ile ilgisi olmayan bireylere
yöneltilmiş şiddet eylemlerinin bütünüdür. Terörist siyasal davasını kabul
ettirmek için karşı tarafa korku salacak davranışlarda bulunan, eylemler yapan
kimsedir. Politikacılar, gazeteciler, yazarlar terörist değildirler.
Yurtsever dil kullanılarak
şiddete başvurmayan insanların "terörist" olarak adlandırılıp
dışlanmasına veya cezalandırılmasına öfkelenin, öfkenizi uygun bir dille ifade
edin.
5. Öğüt
5. Öğüt
Akıl almaz şeylerle
karşılaştığında, örneğin ülkede bir yerde bir canlı bomba patlayıp yüz kişi
öldüğünde veya başka bir terör eylemi gerçekleştiğinde sakin ol ve şunu
hatırla: tüm otoriter rejimler, iktidarlarını daha da sağlamlaştırmak için
böyle saldırılara gerek duyarlar, sivillerin zarar gördüğü böyle olaylara göz
yumar, kışkırtır, hatta planlar ve gerçekleştirirler. Bu olaylara tanık olan
insanlar korkacak, endişeyle yaşayacak, hayatlarını daraltacak, özgürlüklerini
daha az talep edecek, kendiliğinden hareket etme güçlerini, bir araya gelme
isteklerini kaybedeceklerdir. Bu duygulara kapılan bir halkın, güvenlik
gerekçesiyle özgürlükleri elinden alınsa bile güçlü bir lideri destekleme
eğilimi artar. Reichstag yangınını düşün. Hitler bu olayı bahane ederek güçler
ayrımını ve dengesini ortadan kaldırmış, çok partili siyasal hayatı sona
erdirmiştir. Bu eski bir oyundur, bu oyuna gelme.
6. Öğüt
6. Öğüt
Dile özen göster. Herkesin
kullandığı cümleleri kullanmaktan kaçın. Herkesin söylediği bir şeyi
söyleyeceksen bile onu nasıl söyleyeceğine kafa yor. Sadece ne dediğin önemli
değil, nasıl dediğin de çok önemlidir. Faşizme karşı mücadele faşistlerin
kullandığı dili kullanarak yapılamaz. Düşünen, kavramaya çalışan, kavramsallaştıran,
sorgulayan, şüphe eden, ötekini dinleyen, duyan, hisseden, hatta konuşturan bir
söyleme biçimi edinmeye çalış. Toplumsal olaylar karşısında kitlelerin
kapıldığı heyecan, hiçbir 'şok' seni bu dilden vazgeçiremesin. Tepki dilini o
anda kuramıyorsan tepki verme, daha sonra konuş.
Küfretme: küfrün kadın
nefreti, cinsiyet temelli nefret söylemi, erkek iktidarını güçlendiren bir dil
olduğunu aklında tut. Küfür, öfkesinin sebeblerini açıklayacak kadar düşünmeye
ve konuşmaya vakti olmayanların çaresizliğidir. Lümpen faşistler böyle konuşur.
Öfke dilini kullan, öfkeni ifade et, fakat bunu yaparken düşünmeyi bırakma.
Yatmadan önce internete girme. Elektronik aletlerini yatak odası dışında bir yerde şarj et ve oku. Bunun sebebi şu: Sadece sosyal medya okumamalısın. Düşünce dilini inceltmek, geliştirmek için kitap okumalısın. Yaşadıklarımızı daha iyi düşünmek için ne okumalı? Belki Václav Havel’in Güçsüzlerin Gücü’nü, George Orwell’in 1984’ünü, Czesław Milosz’un Tutsak Edilmiş Akıl’ını, Albert Camus’nün Başkaldıran İnsan’ını, Hannah Arendt’ın Totalitarizmin Kaynakları’nı ya da Peter Pomerantsev’in Hiçbir Şey Doğru Değil ve Herşey Mümkün’ünü.
7. Öğüt
Yatmadan önce internete girme. Elektronik aletlerini yatak odası dışında bir yerde şarj et ve oku. Bunun sebebi şu: Sadece sosyal medya okumamalısın. Düşünce dilini inceltmek, geliştirmek için kitap okumalısın. Yaşadıklarımızı daha iyi düşünmek için ne okumalı? Belki Václav Havel’in Güçsüzlerin Gücü’nü, George Orwell’in 1984’ünü, Czesław Milosz’un Tutsak Edilmiş Akıl’ını, Albert Camus’nün Başkaldıran İnsan’ını, Hannah Arendt’ın Totalitarizmin Kaynakları’nı ya da Peter Pomerantsev’in Hiçbir Şey Doğru Değil ve Herşey Mümkün’ünü.
7. Öğüt
İtiraz et. Birileri etmeli.
Doğruyu söyle. Birileri doğruyu söylemeyi göze almalı. Bu senin karakterin için
de önemli. Ne fazla gözü kara ol ne de çok korkak biri: Cesaret
söyleyeceklerini doğru zamanda, uygun bir dille söyleyerek iki uçtan kaçınıp
ortayı düşünerek bulmaya denir. Elbette hiçbirimiz kendimizi kolayca ele
vermemeli, hapse girmemeye çalışmalıyız. Ama biz bile konuştuğumuz için hapse
giriyorsak dışarısı içerisinden çok daha kötü hale gelmiş demektir. İnsan
cesurca konuşa konuşa cesur biri olur. Bunu yapamazsak, yavaş yavaş yalanların
içinde kendimizi de kaybederiz. Zamanla bizden eser kalmaz. En büyük kayıp
hakikatin kaybı, kendiliğin kaybıdır.
Sözde ve davranışta etrafa
uyum sağlayarak, sürüden biri gibi davranmaktan vazgeç. Çoğumuza çocukken öne
çıkmamayı, göze batmamayı, böylece daha az zarar göreceğimizi öğretmişlerdir.
Şimdi farklı bir şey yapmak ya da söylemek insana kendisini garip
hissettirebilir. Çoğunluk susarken konuşmak seni tedirgin edebilir. Fakat zaten
artık herkes tedirgin değil mi? Tedirginlikle yaşamayı başarıyorsak biraz daha
tedirgin olmayı göze alabiliriz.
Aslında içinde bulunduğumuz
şartlarda, bu huzursuzluk olmadan özgürlük mümkün değil. Sen bir örnek
oluşturduğunda, sessiz çoğunluktan olmanın efsunu ortadan kalkar, korku eşiği
daha kolay aşılır, diğerleri de seni takip edip itiraz etmeye başlayacaktır.
8. Öğüt
8. Öğüt
Doğru ile yanlışın birbirinden
ayırt edilebileceğine, gerçeği bulabileceğimize ve doğruyu söyleyebileceğimize
inan.
Gerçeğe ulaşma çabanda seni
yoran, umutsuzluğa kaptıran, hakikat arayışından vazgeçmene sebep olabilecek
bir bilgi kirliliği, siyasi çarpıtma, algı operasyonu, savaş propagandası var.
Ülkede medya iktidarın söyleminin dışına çıkamıyor. Farklı düşünen
gazetecilerin çoğu hapiste. Gerçeğe savaş açılmış sanki.
Medyaya bakarak savaş
bölgelerinde ne olduğuna karar vermek zor. O bölgede çıkarları olan veya
bilfiil savaşan devletler kendi amaçları doğrultusunda açıklamalar yapmaktalar.
Sivil halktan kişiler kendi deneyimlerini aktarmaya çalıştıklarında onlar da,
terörist olmakla suçlanıyor. Sosyal medyada muktedirlerin binlerce trolü
dolaşıyor, sırf söyleme aykırı deneyimlerin bize iletilmesini engellesinler,
biz gerçeğe ulaşamayalım diye.
Faşizmde yalanın toplumsal
olarak örgütlendiğine tanıklık ederiz. Halkın bir kısmının bunu fark ettiğini,
kabul ettiğini ve artık hakikatle, gerçekle, olgularla ilgilenmemeye
başladığını hissederiz. Normal zamanlarda ahlaksızlık olarak görülen edimler
artık kanıksanmaktadır. Muktedirin topluma söyledikleri yalanların,
çelişkilerin, tutarsızlıkların, saçmalıkların artık önemi yoktur. Kitleler
güçten yana olmayı varoluşunun koşulu gibi görmektedir.
Bu durumda sana da çeşitli
söylemler arasında dolaşmak, farklı söylemleri, sözleri, yazıları birbiriyle
karşılaştırarak hakikate ulaşmaya çabalamak kalmıştır. Her okuduğuna inanmaman,
bağlamı gözden kaçırmaman, satır aralarını okuman, safsataları ayırt etmen,
yapılan konuşmaların performatif boyutunu gözden kaçırmaman gerekir.
Dil gerçekliği şekillendiriyor elbette ve bunu yapmaya aday birden fazla dil var. Gerçeğe ulaşma çabanda başkalarının somut deneyimlerine, yaşananın diline öncelik vermeyi ilke edin. Tanıklıkları dinle.
Dil gerçekliği şekillendiriyor elbette ve bunu yapmaya aday birden fazla dil var. Gerçeğe ulaşma çabanda başkalarının somut deneyimlerine, yaşananın diline öncelik vermeyi ilke edin. Tanıklıkları dinle.
Olgular çıplak değilse bile
olgular yoksa özgürlük de yoktur. Eğer hiçbir şey doğru değilse iktidarı da
kimse eleştiremez, çünkü eleştirinin bir zemini yoktur. Hiçbir şey gerçek
değilse, herşey gösteriden ibarettir. Parası olan düdüğü çalıyor demektir.
9. Öğüt
Vatansever ol. Muktedirler
vatansever bir söylem tutturabilirler fakat gerçekte vatansever olmayabilirler.
Vatanseverler öncelikle hem gelecek kuşaklara hem de tüm canlılara
yaşanabilecek bir doğa bırakmaya çabalayan kişilerdir. Vatanseverler kentleri
kapitalist yağmaya karşı savunanlardır. Doğayı satılacak bir enerji kaynağı
olarak gören, kenti zenginlere pazarlayan, kamu tesislerini ve fabrikalarını
yabancı şirketlere satan, ahlaki ve siyasi yozlaşmayı önemsemeyen yöneticiler
vatansever olamazlar.
Vatansever insanlar ülkede
nasıl yeniden bir üretim ekonomisi kurulabileceğini düşünen, kurumları
batırmaya çalışmak yerine yaşatmaya çalışan, ülke ekonomisinin batmasından
herkesin, en çok da yoksulların zarar göreceğini bilen kişilerdir.
Eğitim çok kötü bir hale
gelmiş, üniversiteler yozlaşmış olabilir: Yine de bu kurumları düzeltmek için
elimizden geleni yapmalı, mücadele etmeye devam etmeliyiz. Ekonomi krize girmiş
olabilir ama bankaların batmasını dilemek bir vatansevere yakışmaz.
Halihazırdaki iktidar hepimize zarar veriyor ama zarar gördüğümüz için
öfkelenip yaşadığımız yerin yok olmasını dilemek insanın kişisel olarak
acılaşmasıdır.
Vatansever olmak evrensel etik
değerleri sahiplenmeyi gerektirir. Yabancı düşmanlığını, batı düşmanlığını
vatanseverlikle karıştırmamak gerek. Hangi kültürden gelirse gelsin eğer bir
davranış doğruysa benimsenmeye değerdir. Hangi kültürde bulunursa
bulunsun eğer bir davranış yanlışsa ondan vazgeçmek gerekir. Başkasından
öğrenmek ayıp değil bir meziyettir. Gerçek vatanseverlik şovenizmi aşmayı
gerektirir.
10. Öğüt
Dışarıya çık, gerçek dünyada
siyasete katıl. Toplumsal bir meseleyle ilgili iktidarın benimsediği bir
tavıra, şiddet içermeyen bir biçimde tepki gösterilmeye çalışıldığında, buna
sadece sanal dünyadan destek verme; fiziken, bedeninle de katılmaya, orada
olmaya gayret et.
Siyasi, sanatsal, kültürel
olaylar etrafında tanımadığın insanlarla bir araya gel. Bu topluluklara
katılmak sana kendini daha güçlü hissettirecek. İnsanlar birbirinden güç alır,
bir araya geldikçe daha umutlu olur.
Toplumsal bağlarını sadece
sanal dünyada kurma. İktidar, sandalyene çakılı kalmanı, duygularının ekrandan
emilip kaybolmasını ister. Sanal dünyanın hayatımızda daha çok yer kaplamasıyla
otoriterliğin artması arasında bir ilişki var.
Dışarı çık. Alışık olmadığın
yerlerde daha önce tanımadığın kişilerle ol. Yeni arkadaşlar edin, ne
düşündüklerini sor, onların deneyimlerini dinle, onlarla yürü.
11. Öğüt
Tek parti devletini engelle.
Faşizme geçişin özelliği, çok partili siyasi hayatı ortadan kaldırmak veya
demokratik rejimi değiştirmek isteyen bir partinin ortaya çıkmasıdır. Aslında
bu parti de demokratik yollarla iktidara gelmiş, bir zamanlar demokrasinin
usullerini kabul etmişti.
Demokrasinin paradokslarından
biri de, bir siyasi partinin demokrasinin kurallarına göre oynayarak
demokrasinin sonunu getirebilmesidir.
Söz konusu parti
iktidardayken, tarihsel bir andan faydalanarak demokrasiyi güvence altına alan
kurumları yıkmış, ardından da rakiplerinin siyasi varlıklarını ortadan
kaldırmıştır.
Önerilen yeni rejim
"demokrasi" olarak adlandırılsa bile aslında demokrasi değildir.
Güçler ayrılığı, çok partili sistem, demokratik işleyen kurumlar olmadan ve
azınlık hakları korunmadan demokrasi olmaz. Faşizmin yolunu çoğunluk
demokrasisi açar.
Halkın tek parti devletini
onaylaması için referandum yapıldığında oyunu tek parti devletine hayır demek
için mutlaka kullan.
12. Öğüt
Bir özel hayatın olsun.
Herkese her konuda açıklama yapmak zorunda değilsin. Otoriter rejimlerde
muktedirler sana istediklerini yaptırmak veya seni susturmak için açıklarını
bulmaya çalışırlar. İş dünyasında isen, cezalarla, kişisel yaşamında ise başka
türlü tehdit ve şantajlarla sana boyun eğdirmeyi denerler. Özel hayatının
sınırlarını çiz, onu sadece çok güvendiğin arkadaşlarınla paylaş. Sisteme sana
karşı kullanacağı malzemeyi vermemeye çalış.
Yine de açık verebilirsin:
Kendi yaşamın üzerine düşünür ve savunabileceğin gibi yaşarsan otoriter
sistemin senin üzerinde kurmaya çalıştığı baskı da boşa çıkacaktır.
Sosyal medya paylaşımlarında
kullandığın dile dikkat et. Söylemek istediğin şeyi söyle fakat sana dava
açabilecekleri bir dil kullanma.
Düşündüklerini herkesin anlayacağı bir dille, evrensel değere müracaat ederek ve argümanlar kullanarak savun.
Düşündüklerini herkesin anlayacağı bir dille, evrensel değere müracaat ederek ve argümanlar kullanarak savun.
Bilgisayarını kötü
yazılımlardan, virüslerden temizle. Hacklenmemek için gerekli dikkati göster.
E-postalarının gökyüzüne yazı yazmak olduğunu bil. E-postalarının dikkatli yaz
veya mümkün olduğunca az kullan. Önemli konuları yüz yüze konuşarak hallet.
Tüm hukuki sorunlarını çözmeye
gayret et. Otoriter rejimler hukuk devleti değil şantaj devletidir. Hukuku bir
silah gibi kullanmak için seni takacakları kancayı ararlar. Çok fazla kanca
bırakma ortada.
13. Öğüt
Başka ülkelerde yaşayan
insanlarla arkadaş ol ve onlardan öğren. Onların deneyimlerinin öğretici
olmasının sebebi, tarihsel aktörler farklı olduğu halde, etkisi altında
olduğumuz güçlerin benzer olmasıdır. Coğrafyalar bambaşka olsa ve toplumsal
yaşam kültürel olarak çok farklı olsa bile, faşizme özgü mantık tek ve tarihsel
olarak tanıdıktır. Anti-faşist mücadelenin esasları, uluslararası, kimlikler
üstü bir direniş kültüründe ortaklaşmayı gerektirir.
Şu anda yaşadığımız problemler
tek bir ülkeye özgü şeyler değil. Genel bir küresel trendin sonuçları. Hiçbir
ülke buna tek başına bir çözüm bulamaz.
Şimdiden kendin ve tüm ailen
için geçerli pasaport edinmeye çalış. İkinci dünya savaşında başka ülkelerin
verdiği geçerli pasaportlara sahip Yahudiler ölümden kurtuldular. Para ve
değerli eşyalar insanların hayatını kurtarmaya yetmedi.
Sonuna kadar mücadele etmek
çok önemli, fakat hayatta kalmak için ne zaman gideceğini de bilmek lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder