·
2016 yılına,
Şarkışla’daki Alevi köylerinde yurttaşlara, ‘’Köyde cami neden yok, niye
namaz kılmıyorsunuz’’ soruları yönelten sarıklı/cüppeli kişilerle
girmiştik. 2016’da, dinsel yaşamı dayatan ve aşağıda örneklenen olayları yaşadık.
·
OCAK ayına, İstanbul’da kireşe giden 5 yaşındaki çocuğun, kısa kollu
giyinen annesine, ‘Anne çıplaksın git üzerine bir şey giyin, böyle günah’
demesiyle başladık.
·
Adalet bakanlığı
sözlü sınavında, “Bir kirpinin yaklaşık kaç tane iğnesi vardır? Necip Fazıl
Kısakürek’in hocası kimdir?” gibi sorular soruldu.
·
Cumhurbaşkanı, “Bu
suça ortak olmayacağız” diyen akademisyenlere, "Ey aydın
müsveddeleri, sizler karanlık ve cahilsiniz" dedi.
·
TÜRGEV, 'bütün
okulları İmam Hatip'e çevirme toplantıları' başlattı.
·
ŞUBATTA, yurtlarda öğrencilere, imamlarla “manevi rehberlik hizmeti”
verileceği açıklandı.
·
İstanbulda bir ilçe
eğitim müdürü, okullara gönderdiği yazı ile öğrencileri “anasınıfı yerine
Kuran kurslarına” yönlendirdi.
·
Star
gazetesi yazarı, köşesinden "hilafet" çağrısında bulundu.
·
MARTTA, Diyanet, “medreselerin yeniden açılmasını” istedi.
·
Karaman Ensar’daki
kitlesel tecavüz olayı, bir kadın bakana göre, “münferit bir hadise”
oldu.
·
İlahiyat profesörü
rektör olarak atandı.
·
Bir ilahiyat
dekanının, cinsel ilişkiye giren bir kişinin, ilişki sırasında "hocasını,
şeyhini hatırlaması durumunda, doğacak çocuğun bereketli ve güzel ahlaklı
doğacağını” yazdığı ortaya çıktı.
·
NİSANDA, bir kan merkezine, “Bayanlardan kan alınmamaktadır”duyurusu
asıldı. ,
·
Bir lisede
öğrencilere, "Biz ümmetiz, aşk beş vakittir' kokartları
taktırıldı.
·
TBMM başkanı, “Laikliğin
anayasada olmamasını” istedi.
·
Enerji Bakanı, “bekarlığın
nükleerden daha riskli” olduğunu açıkladı.
·
Mersin'de müftülük
görevlileri, anaokullarında ölümü anlatıp "cenneti" övdüler.
·
Yabancı dil öğretmen
adayına sözlü sınavda, “Çocuklara hiç ilahi ögrettin mi? Şarap ve kilise
kelimelerini nasıl öğretiyorsun” gibi sorular soruldu.
·
Bir ilçe eğitim
müdürü, resmi yazıyla, “kız öğrencilerin, kadınların neden türban takması
gerektiğini anlatan Emine Şenlikoğlu'nun konferansına götürülmesini”
istedi.
·
Üniversitedeki öncü
şahsiyetler dersinde, “Mısır’da idama mahkum olan Müslüman Kardeşlerin
lideri Mursi anlatıldı.”
·
Bakanlığın
hazırladığı 11. sınıf tarih dersi taslak programında, “vahiy, hikmet, cihat
ve İslam’da varoluş” gibi konulara yer verildi.
·
MAYISTA, Mardin'de, kaymakam ve Cumhuriyet Başsavcısının da izlediği bir
kreşin dönem sonu töreninde, “çocuklara dinsel ritüellerden oluşan
gösteriler ve temsili Kabe tavafı yaptırıldı.”
·
Bir
Üniversitede, "Hz. Peygamberin İzinde Bir Gençlik"
konferansı yapıldı.
·
TÜBİTAK’ın “Dua
ve tatlı sözlerle yetiştirilen bitkinin daha hızlı geliştiğini iddia eden Tatlı
Kelam; Cuma namazının sosyalleşmeye ve toplumsallaşmaya etkisi; Tebessüm ve
selamın temiz dünyalara etkisinin araştırılması” gibi projelere önem
verdiği anlaşıldı.
·
HAZİRANDA, bir lisesnin mezuniyet törenine, “ilçe müftüsü konuşmacı”
olarak davet edildi.
·
Bir ilkokul müdürü, “İftar
Programı” daveti yaptı.
·
Bir başka müdür, "Ramazan'da
bu okulda yemek yiyemezsiniz. Ermeniler bile sizden saygılı" dedi.
Öğretmen sendikasının bir şubesi, kentteki çatışmalardan olumsuz etkilenen
çocukların "Kuran kurslarına” gitmesini,
·
Bir başka şubesi de,
“Karma eğitim dayatmasına son verilmelmesini” istedi.
·
Başsavcılık, hâkim,
savcı ve yargıçları davet ettiği “Kuranıkerim tilavinde Çağlayan
koridorlarını halılarla kaplattı.”
·
Ataşehir’de yargıç
ve savcıların yaşadığı Batı Adliye Lojmanlarına asılan bir ilanla “merdiven
altı kuran kursunun açıldığı” duyuruldu.
·
Bir ilçe milli
eğitim müdürü, “iftar yemeğine katılmayan aday ve danışman öğretmenlere
soruşturma” açtı.
·
Bir imam hatip
lisesinin tanıtım videosunda, "İmam hatipli olmak iffetli
olmaktır" dendi.
· 28 Haziran 2016 tarih ve 6721 sayılı Türkiye
Maarif Vakfı Kanunu Kabul edilerek, milli eğitime alternatif bir yapı
oluşturuldu; “Anayasaya göre değiştirilmesi bile teklif edilemeyecek olan
430 sayılı Öğretim Birliği Kanunu resmen delindi”.
·
TEMMUZDA, TBMM başkanı, "Müslümanın laik
düzende din ve kültürünü koruması zor. En uygun düzen şeriata dayalı düzendir"
dedi.
·
Bakanlık
çalıştayında, “dini öğretimin 2 yaşında başlaması, Kuran dersinin zorunlu
olması ve imamlar ile öğrencilerin daha sık buluşturulması” istendi.
·
Diyanet, anaokulu
açmaya karar verdi.
·
15 Temmuzda,
Cumhurbaşkanı’nın “Allahın lutfu” olarak karşıladığı bir “darbe
girişimi” oldu. Darbeciler, “AKP iktidarıan son verip kendi din
devletini” kuracaklardı.
· Darbe girişimi sonrasında, 2015 Haziran genel
seçilerinden bu yana ülkenin yaşadığı olağanüstü durum, resmen OHAL oldu. “OHAL,
AKP’nin kalıcılığını sağlamaya ve din devletini yapılandırımaya dönüştü.”
·
EYLÜLDE, adli yıl açılışı, “Cumhurbaşkanlığı mekanında yapıldı” ve
hakim ve savcılar “Cumhurbaşkanı’nı ayakta alkışla karşıladı.”
·
Bir özel lise
öğretim yılına Kuran okuyarak başladı.
·
TBMM başkanlığı, “II.
Abdülhamid anması yapma” kararı aldı.
·
Okullar, “15
Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma” etkinlikleriyle açıldı.
·
Sözleşmeli
öğretmenlik için başvuru yapan adaylara, “Köyünüzde cami var mı?
Hangi sendikaya üye olmayı düşünüyorsunuz? Charles Darwin’e inanır mısın?” gibi
sorular soruldu.
·
EKİMDE, hükümet sözcüsü Kurtulmuş, “Dergah ve medreseleri yeniden inşa
edelim” dedi. Hazırlanan ders kitabına göre öğrencilerin, "Allah'ı
seviyorum, İslam benim dinimdir, İslam uğruna" gibi konuları işleyerek
Arapça öğrenecekleri anlaşıldı.
·
İstanbul Müftüsü, "Camiler
Haftası"nda bir üniversitede konuşup "Kuran merkezli eğitimi"
önerdi. Bir ilahiyatçı, kadın öğrencilerine, "Derslere başı açık
girdiğimizde 'sizin yüzünüzden melekler derse gelmiyor'” dedi.
·
Bir lisenin "Değerler
Eğitimi" panosuna, "Nasuh Tövbesi" başlığıyla bir
metin asıldı.
·
Bazı cumhuriyet
başsavcılarının, “FETÖ mensuplarının örgüte girerken ettikleri yeminin
geçersiz olup olmayacağını” Diyanete sordukları ortaya çıktı.
·
Talim ve Terbiye
Kurulu başkalığına bir” ilahiyatçı” atandı.
·
Bir çocuk parkına, "Namaz
kılmazsanız yanarsınız" mesajı içeren afişler asıldı.
·
ARALIKTA, bir ilde “imamların öğretmenlere eğitim vermesi protokole”
bağlandı.
·
Bazı hastanelerin
bahçe ve koridorlarında Said Nursi imzalı "Hastalık bir definedir;
Hastalık güzel bir şey olmasaydı Hâlık-ı Rahim hastalıkları vermezdi"
gibi ifadeler içeren bir broşür dağıtıldı. İstanbul’da “cin hastanesi”
açıldı.
·
Dua ederek zayıflamayı
vaat eden bir kitap yayınlandı.
·
2017’ye ise, Diyanetin
fal bakmayı yasaklayan fetvasıyla, Cumhurbaşkanı’nı, yürütmeyi yürütecek,
yasama ve yargı mensuplarını atayacak başkana dönüştürme çabalarıyla ve milli
eğitim müdürlerinden peş peşe gelen, “yılbaşı hediyeleşmesi, çam
süslemesi gibi yeni yıl etkinliklerinin yapılmaması” istekleri ve
yasaklarıyla giriyoruz.
·
Ancak yine de yeni
yıla umutla gireceğiz. Çünkü Haziran mezuniyet törenlerinde ya da tören
sonrasında tüm Türkiye’de, “Yandaş Değil, Çağdaş İdare” isteklerini dile
getiren liseli gençler var; laik, bilimsel ve barşçıl bir ülke isteyen
insanımız çok. Bu nedenle biliyoruz ki, bu devran böyle gitmeyecek akıl
kazanacak, insanlık ve barış kazanacak.
30/12/2016 Cuma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder