12 Nisan 2016 Salı

Oynatmaya az kaldı



Her şey gayet normaldi…
Bir vakıf tarafından açılmış legal olmayan yatılı bir evde 45 çocuk cinsel istismara uğramıştı.
45 çocuğun ailelerinden hiçbiri durumdan şikayetçi değildi.
Aileden sorumlu bakan, çocukları değil, zavallı vakfı korudu, “Bir defadan bir şey olmaz” dedi.
Sonra anormal bir şey oldu; Kılıçdaroğlu’nun aklına muhalefet yapmak geldi ve “Aileden Sorumlu Bakan da zaten birilerinin önüne yatmış vaziyette” deyiverdi.
Sonra her şey yeniden normale döndü:
O ana dek ‘namus’ ile ilgili bir sorun yokken, tarafsız olacağına ‘namusu ve şerefi’ üzerine söz vermiş AKP Cumhurbaşkanı, bakanının (!) namusunu korumaya karar verdi. Konunun uzmanı muhtarları Kaçak Saray’a topladı ve 23. Muhtarlar Toplantısı’nda Ana Muhalefet Partisi Lideri’ne ‘Siyasi Sapık’ dedi. Sözler basında geniş yer buldu.
Ana Muhalefet Partisi Lideri üzerindeki ölü toprağını silkeledi; eline Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nü aldı ve ‘tarafsız’ Cumhurbaşkanı için “Hem siyasi, hem cinsi sapık” karşılığını verdi. Ama bu sözler basın tarafından ‘haber yapmaya değer’ bulunmadı.
Vakfın sponsoru olan Turkcell, bu desteği sürdüreceğini açıkladı ve Twitter’da kendisini eleştiren 100 Twitter mesajına erişimin engellenmesi için mahkemeye başvurdu. Mahkeme Turkcell’i haklı buldu.
Türkiye’de benzer evler, çocuklar var mı? Bu sorun nasıl çözülür?” gibi önemsiz konularla uğraşan yoktu.
Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun açtığı ortaöğretimde türbana iptal davasını Danıştay reddetti; türbanı ortaokulda da serbest bırakan davaya CHP müdahil bile olmadı! Bu sırada, CHP’yi Atatürk ilkelerine dönmeye ve hukuka uymaya davet eden Eminağaoğlu, partiden atılmaya çalışılıyor; fonda Murathan Mungan’ın sözleriyle, Yeni Türkü’nün ‘Terk eden’i çalıyordu: “Aslında giden değil / Kalandır terk eden”. Yönetimin seçtiği delegelerden bile çizik yiyen Bekaroğlu ve TR705 kod adlı Tanrıkulu gibiler kalmış; Onur Öymen, Önder Sav, Şahin Mengü, Birgül Ayman Güler, Emine Ülker Tarhan, Süheyl Batum, Dilek Akagün Yılmaz gibiler çoktan gitmişti.
50 milyon insanın kişisel bilgilerini 4,5 G hızı ile kaptıran partinin Adalet Bakanı “Artık bu bilgileri muhalefet partilerine vermeyiz” derken, Sabih Kanadoğlu “Seçimin adil yapılışını ortadan kaldırır, tehlikeye sokar” dedi ve Adalet Bakanı’nın bu şekilde talimat ve açıklama yetkisi bulunmadığını bildirdi. Muhalefet hala uyuyordu.
Neredeyse 20 yıldır başta olan Devlet Bahçeli, “Ya Devlet başa, ya kuzgun leşe” deyince kuzgunlar çok sevindi.
Veee… Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı psikolog ve çocuk gelişimci kadrolarını ‘ihtiyaç yok’ gerekçesiyle iptal edip, yerine 25 din görevlisi kadrosu açtı.
Sonuç:
Oynatmaya az kaldı.
Psikoloğum nerde?
Ülgen Zeki Ok
Alıntı: http://gazetedokuzeylul.com/?p=39680

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder