17 Ocak 2016 Pazar

NEOLİBERALİZMİN SON ASKERİ: ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRASİ / Birgül Ayman Güler




Cumhuriyet Halk Partisi 35. Olağan Kurultayı´nı yaptı.
Sonuç Bildirgesi´ne göre bir devrim başlatılmış bulunuyor. Devrimin adı “özgürlükçü demokrasi”.
Demek ki, 2016 yılının hemen başında, 35. Kurultay´da CHP iktidarına, kendisine “özgürlükçü demokratlar” diyen bir klik, ilanen el koymuştur.
Bu el koyma, 12 Eylül´den bu yana Türkiye´yi ur gibi saran neoliberal işgalin son zaferi, CHP´yi işgal eden özgürlükçü demokratlar ise, neoliberal ordunun sonuncu kıtasıdır.
Yazdıkları 21 maddelik bildiriye dayanarak söylüyorum.

*

Dediklerine göre “Özgürlükçü Demokrasi mücadelesi, Türkiye Cumhuriyeti´ni içinde bulunduğu çıkmazdan kurtaracak tek yoldur.” Bu yolla “tek tipleştirme”ye karşı …. farklı kimliklerin barış ve kardeşlik ilkesine bağlı kalarak” yaşanmasını sağlayacaklar.

Neoliberallerin yıllardan beri Cumhuriyet´e karşı yönelttikleri “tek tipleştirme” suçlamasını, Cumhuriyet yerine siyasal iktidar sözünü koyarak örtmeye çalışmışlar. Ama çözüm için önerdikleri siyaset, bu hileyi hemen açığa çıkarıyor. Özgürlükçü demokrat klik, çözümü neoliberalizmin kimlik siyasetinde bulunduğunu, kendisini hiç kasmadan dile getiriyor.

*

Sonuç Bildirgesi´nde “3) Darbe hukuku ve onu tahkim eden tüm düzenlemeler kaldırılmalı….” diyorlar. Yani, neoliberalizmin Yeni Anayasası için AKP-HDP ile ortaklık yapacaklarını söylüyorlar.

“6) Merkezi yönetim ve yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluk paylaşımı, halkın ihtiyaçlarını gözeterek, en üst düzeyde katılım sağlanabilecek şekilde belirlenmelidir. Yerel yönetimler güçlendirilmeli, bu doğrultuda ilk adım olarak Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı üzerindeki şerhler kaldırılmalıdır.” Yani neoliberalizmin ademi merkeziyetçi, subsidiariteci yerinden yönetimcilik hedefine baş koyduklarını, PKK´nın özerklik – özyönetimcilik taleplerini uygulanabilir kılmak için hizmete hazır olduklarını söylüyorlar.

“11) Kürt sorunu salt güvenlikçi politikalarla çözülemez. …. Kürt sorunu eşit yurttaşlık temelinde, milletin temsil edildiği TBMM zemininde toplumsal uzlaşma ve ortak akıl ekseninde çözülmelidir.” CHP´nin tepesinde İnsan Hakları Genel Başkan Yardımcılığı etiketi altında etnik ayrılıkçılığa sürekli destek veren Stratfor bağlantılı çekirdek, bu maddeyle zaferini ilan etmiş oluyor. Neoliberalizmin, toplumu etnik topluluklara göre ayrıştıran etnikçi eşit vatandaşlık siyasetinin benimsendiği; ve “çözüm TBMM”de denerek, Yeni Anayasa ve etnikçi yasalar için sergiledikleri gayreti sürdüreceklerini bir kez daha ilan etmiş bulunuyorlar.

“17) Eğitim reformuyla, …. evrensel değerlerle donatılmış bir eğitim sistemi…” isteyerek, eğitimde küreselciliğin askeri olacaklarını ve ulusal bakış açısını tümüyle sileceklerini ilan ediyorlar.

“20) …. AB üyeliğini hedefleyen…. bir dış politika” isteyerek, küreselciliğin izinde Bağımsız Türkiye hedefini rafa kaldırmış bulunuyorlar.

“21) Ülkenin her yerinde huzur ve barışın tesis edildiği, terör saldırıları karşısında vatandaşların can güvenliğinin sağlandığı, insan haklarına saygılı bir güvenlik politikası oluşturulmalıdır” sözü ise, Ortadoğu´da gerici BOP planının parçası olan bölücü teröre karşı sempati duygusunun terörle mücadele hedefini unutturacak boyutlara ulaştığını gösteriyor.

*

Cumhuriyetin kurucu partisini felç eden neoliberal gericilik, bu bildiriyle “yönetim elimize geçmiştir” diyor. Şimdi “CHP Atatürk´ün partisi” deyip olan bitene gözünü kulağını kapatmayı yeğleyenler, hem kendini aldatanlar hem de sorunun etrafından dolanıp duranlar biraz düşünsün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder