Cumhuriyet
Halk Partisi 35. Olağan Kurultayı´nı yaptı.
Sonuç
Bildirgesi´ne göre bir devrim başlatılmış bulunuyor. Devrimin adı “özgürlükçü
demokrasi”.
Demek
ki, 2016 yılının hemen başında, 35. Kurultay´da CHP iktidarına, kendisine “özgürlükçü
demokratlar” diyen bir klik, ilanen el koymuştur.
Bu
el koyma, 12 Eylül´den bu yana Türkiye´yi ur gibi saran neoliberal işgalin son
zaferi, CHP´yi işgal eden özgürlükçü demokratlar ise, neoliberal ordunun
sonuncu kıtasıdır.
Yazdıkları
21 maddelik bildiriye dayanarak söylüyorum.
*
Dediklerine
göre “Özgürlükçü
Demokrasi mücadelesi, Türkiye Cumhuriyeti´ni içinde bulunduğu çıkmazdan
kurtaracak tek yoldur.” Bu yolla “tek
tipleştirme”ye karşı …. farklı kimliklerin barış ve kardeşlik
ilkesine bağlı kalarak” yaşanmasını sağlayacaklar.
Neoliberallerin
yıllardan beri Cumhuriyet´e karşı yönelttikleri “tek tipleştirme” suçlamasını,
Cumhuriyet yerine siyasal iktidar sözünü koyarak örtmeye çalışmışlar. Ama çözüm
için önerdikleri siyaset, bu hileyi hemen açığa çıkarıyor. Özgürlükçü demokrat
klik, çözümü neoliberalizmin kimlik siyasetinde bulunduğunu, kendisini hiç
kasmadan dile getiriyor.
*
Sonuç
Bildirgesi´nde “3) Darbe hukuku ve onu tahkim eden tüm düzenlemeler kaldırılmalı….”
diyorlar. Yani, neoliberalizmin Yeni Anayasası için AKP-HDP ile ortaklık
yapacaklarını söylüyorlar.
“6)
Merkezi yönetim ve yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluk paylaşımı, halkın
ihtiyaçlarını gözeterek, en üst düzeyde katılım sağlanabilecek şekilde
belirlenmelidir. Yerel yönetimler güçlendirilmeli, bu doğrultuda ilk adım
olarak Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı üzerindeki şerhler
kaldırılmalıdır.” Yani neoliberalizmin ademi
merkeziyetçi, subsidiariteci yerinden yönetimcilik hedefine baş koyduklarını,
PKK´nın özerklik – özyönetimcilik taleplerini uygulanabilir kılmak için hizmete
hazır olduklarını söylüyorlar.
“11)
Kürt sorunu salt güvenlikçi politikalarla çözülemez. …. Kürt sorunu eşit
yurttaşlık temelinde, milletin temsil edildiği TBMM zemininde toplumsal uzlaşma
ve ortak akıl ekseninde çözülmelidir.” CHP´nin
tepesinde İnsan Hakları Genel Başkan Yardımcılığı etiketi altında etnik
ayrılıkçılığa sürekli destek veren Stratfor bağlantılı çekirdek, bu maddeyle
zaferini ilan etmiş oluyor. Neoliberalizmin, toplumu etnik topluluklara göre
ayrıştıran etnikçi eşit vatandaşlık siyasetinin benimsendiği; ve “çözüm
TBMM”de denerek, Yeni Anayasa ve etnikçi yasalar için sergiledikleri
gayreti sürdüreceklerini bir kez daha ilan etmiş bulunuyorlar.
“17)
Eğitim reformuyla, …. evrensel değerlerle donatılmış bir eğitim sistemi…”
isteyerek, eğitimde küreselciliğin askeri olacaklarını ve ulusal bakış açısını
tümüyle sileceklerini ilan ediyorlar.
“20)
…. AB üyeliğini hedefleyen…. bir dış politika”
isteyerek, küreselciliğin izinde Bağımsız Türkiye hedefini rafa kaldırmış
bulunuyorlar.
“21)
Ülkenin her yerinde huzur ve barışın tesis edildiği, terör saldırıları
karşısında vatandaşların can güvenliğinin sağlandığı, insan haklarına saygılı
bir güvenlik politikası oluşturulmalıdır” sözü ise,
Ortadoğu´da gerici BOP planının parçası olan bölücü teröre karşı sempati
duygusunun terörle mücadele hedefini unutturacak boyutlara ulaştığını
gösteriyor.
*
Cumhuriyetin
kurucu partisini felç eden neoliberal gericilik, bu bildiriyle “yönetim
elimize geçmiştir” diyor. Şimdi “CHP Atatürk´ün partisi” deyip olan
bitene gözünü kulağını kapatmayı yeğleyenler, hem kendini aldatanlar hem de
sorunun etrafından dolanıp duranlar biraz düşünsün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder