Bu yazıyı okuyanların tümü ninesini ve dedesini ya yaşarken
görmüş, kucaklayıp ellerini, yanaklarını öpmüştür, ya da onların artık sararmış
fotoğraflarını aile albümünün ilk sayfasına yerleştirmiştir.
Bu yazıyı okuyanların içinden tek bir kişi dahi,
anneannesinin, yani ninesin ve anne tarafından dedesinin adını bilmiyor olamaz!
Bu yazıyı okuyanların içinde tek bir kişi dahi, hayatta
görmemiş olsa bile, teyzelerinin, dayılarının adlarını bilmiyor olamaz!
Yukarıdaki gerçekler Osmanlı padişahları için geçerli
değildir!
Çünkü 4-5’i dışında Osmanlı padişahlarının hiçbirisi ninelerinin ve anne tarafından dedelerinin kim olduğunu bilmiyordu!
Çünkü 4-5’i dışında Osmanlı padişahlarının hiçbirisi ninelerinin ve anne tarafından dedelerinin kim olduğunu bilmiyordu!
4-5’i dışında Osmanlı padişahlarının hiçbirisi ninelerini ve
anne tarafından dedelerini hiç görmedikleri gibi, adlarını bile bilmiyordu!
4-5’i dışında Osmanlı padişahlarının hiçbirisi teyzeleri,
dayıları var mıydı, varsa adları neydi bilmiyordu!
Neden böyle olmuştu?
Neden böyle olmuştu?
Savaşlar sırasında Avrupa’da esir alınan Hıristiyan ve Yahudi
kızların, kadınların güzel olanları Osmanlı sarayına getirilmiş, adları ve
dinleri değiştirildikten sonra “Harem” denilen seks köleleri özel
hapishanesine konulmuştur. Daha sonra bu kızlara, kadınlara “cariye”
unvanı verilmiştir.
Osmanlı padişahları ile nikâhsız cinsel ilişkiye giren bu
cariyelerden bazıları gebe kalıp padişahlara “şehzadeler” ve “sultanlar”
doğurmuştur.
Harem’e konulan cariyelere anan kim, baban kim diye soran
olmamıştır!
Seks kölesine anan kim, baban kim diye neden sorsunlar ki?
İşte, bu seks kölelerinden evlilik dışı doğan Osmanlı
padişahları, anne tarafından dedelerini ve ninelerini hiç görmedikleri gibi, adlarını
bile öğrenememişlerdir.
“GELİN YÜZLEŞELİM” adlı kitabımda bu konuyu belgeleriyle ve
ayrıntılarıyla anlattım.
Burada da bir örnek verelim.
Burada da bir örnek verelim.
Fatih Sultan Mehmet’in annesi Hıristiyan Avrupalı bir seks
kölesiydi. Fransız olduğu söylenmektedir. Köle olarak saraya getirilen bu seks
kölesine Hüma Hatun adı verilmişti.
Osmanlı’da tüm devşirmelere, esirlere, kölelere, cariyelere
Osmanlıca bir isim verilirdi. Kimliklerine de baba adı olarak “Abdullah”
yazılırdı.
Fatih Sultan Mehmet’in annesi de kayıtlara “Hüma
binti Abdullah” olarak geçmişti.
Fatih’in babası Padişah II. Murat, Fatih’in annesi seks
kölesi Hüma Hatun’la nikâh kıymadan çiftleşmiş, yani cinsel ilişkide
bulunmuştu.
İşte, Fatih Sultan Mehmet bu evlilik dışı ilişkiden doğmuş
bir veledi zinaydı, yani gayri meşruydu, yani Farsça anlatımla piçti.
Hüma Hatun’a hiç kimse anasının, babasının adını sormamıştı.
Devşirmelere, seks kölelerine ana- baba adı sorulmazdı.
İşte bu nedenle, Fatih Sultan Mehmet ninesini, anne
tarafından dedesini hiç görmediği gibi adlarını bile bilmedi! Teyzeleri,
dayıları var mıydı hiç bilemedi, adlarını bile öğrenemedi. Bu kısa ama temel
bilgilerden sonra soracağımız şudur:
Ninesinin, anne tarafından dedesini adlarını bile bilmeyen
Osmanlı padişahları, Türklerin “ecdadı” olabilir mi?
Türkler; ninesinin, anne tarafından dedesinin adlarını bile
bilmeyen Osmanlı’nın torunları olabilir mi?
Yılmaz Dikbaş
1 Ocak 2015
dikbas@kalinka.com.tr
0532 233 31 52
1 Ocak 2015
dikbas@kalinka.com.tr
0532 233 31 52
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder