SAKLANAN BELGE (Atatürk ve Hz.Muhammed…Bilinmeyen Gerçek!!!)
(Can Ataklı 09.08.2008
Tarihli Yazısı)
Pazartesi akşamı Avrasya Televizyonu’ nda Lale Şıvgın’ın
sunduğu ‘Beyin Fırtınası’ programına katılmıştım biliyorsunuz.
Programın diğer konukları Nevzat Yalçıntaş ile Erol Manisalı
idi.
Nevzat Yalçıntaş program sırasında Atatürk’le ilgili küçük
bir anekdota yer vererek ‘Suudiler
1926 yılında sınırları içinde tüm mezarlıkları yıkıyorlardı. Atatürk sıranın
Hazreti Muhammed’in kabrine geldiğini öğrenince bir telgraf çekerek, ‘Eğer bir
tek taşına bile dokunursanız ordumu
aşağı
gönderirim’ demişti. Bunun
üzerine Suudiler Hazreti Muhammed’in kabrine dokunamamıştı. Ama bu telgraf yok
edildi’ dedi.
Programın ana konusu kapatma davası olduğu için bu konu fazla
uzun sürmedi.
Programdan sonra Lale Şıvgın, yayının yapıldığı Doğatepe
tesislerinde bizlere birer çorba ikram etti. Bundan yararlanarak Yalçıntaş’a
‘Hocam programda anlattığınız olayın ayrıntılarını söyleyebilir misiniz?’ diye
sordum.
1981 yılında 12 Eylül askeri yönetimi Atatürk’ün 100. doğum
yılı nedeniyle kapsamlı bir program hazırlamış. Prof. Yalçıntaş o dönemde İlim
Kurulu’nun başına getirilmiş. Amaç Atatürk’le ilgili çeşitli kaynaklardan arşiv
araştırması yapmak ve ‘bilinmeyen Atatürk’ü’ ortaya çıkarmakmış.
Yalçıntaş, ‘Dışişlerinde Münir Bey vardı. (Soyadını
hatırlayamadı) İyi bir araştırmacı ve arşivciydi. Ona Dışişleri Bakanlığı
arşivlerinin araştırılması görevi verilmişti’ diyerek anlatmaya başladı.
Sonra da sürdürdü: ‘Bir gün Münir Bey aradı.
Çok ilginç bir belge bulduğunu, bunu getirip göstermesi
gerektiğini söyledi. O sırada benim çalıştığım başbakanlık binası ile dışişleri
binası aynı yerde. Hemen atlayıp geldi. Çok heyecanlıydı.’
Prof. Yalçıntaş, Münir Bey’in gösterdiği belgeye baktığında
çok şaşırdığını belirterek şöyle devam etti: ‘Belge bir telgraf metniydi. Henüz
yeni kurulan Suudi devletinin kralına gönderilmişti. Telgrafta ‘Hazreti Muhammed’in mezarının
yıkılacağını derin üzüntü içinde öğrendim. Bu kutsal emanete asla
dokunamazsınız. Bir tek taşının bile zarar gördüğünü duyarsam orduyu aşağıya gönderirim’ anlamına gelen cümleler vardı.’
Yalçıntaş, burada Hazreti Muhammed’in mezarı ile ilgili kısa
bir detay anlattı. İngiliz işgali sırasında komutan olan Fahrettin Paşa’nın
kabri terk etmemek için uzun süre direndiğini, aç kaldıklarını bu nedenle
çekirge yiyerek beslendiklerini, sonunda İngilizler’in hiçbir şekilde
dokunmamaları kaydıyla Hazreti Muhammed’in mezarını terk ettiklerini ancak
kutsal emanetleri de yanlarına aldıklarını söyledi.
Şimdi gelelim belgenin bulunmasından sonraki gelişmelere,
çünkü vahim ve ilginç olan bu: Nevzat Yalçıntaş’ın anlattığına göre Münir Bey
belgeyi önce bir üst amirine götürüyor. Belge oradan daha yukarı taşınıyor.
Sonunda müsteşara oradan da Bakan İlter Türkmen’e geliyor.
Tabii Evren Başkanlığı’ndaki Milli Güvenlik Konseyi’nin de
haberi oluyor.
Sorun şu: Bu belge ne yapılacak? Dönemin Atatürkçü komutanları
ve onların emrindeki bürokrasi bu belgenin açıklanmasını istemiyor. Ancak belge
de ortaya çıkmış bir kere. Sonunda o dönemde yazılan ve şimdi kitapçılarda tek
nüshası bile kalmayan bir Atatürk kitabının içine, hiçbir anons yapılmadan konuyor.
Kısacası konu adeta kapatılıyor, sadece o tuğla gibi kalın
kitabı sonuna kadar okuyanların dikkatini çekecek biçimde ‘zevahiri kurtarmak’
adına konuyor.
Peki bu belge şimdi nerede? Kimin koruması altında?
Bu da bilinmiyor.
Bilinen tek şey, Atatürk’ün İslam aleminin peygamberi Hazreti
Muhammed’in mezarının ortadan kaldırılmasını önlemesi herkesten saklanıyor.
Hazreti Muhammed Mescidi Nebevi’de yatıyor
Hazreti Muhammed 571 yılında doğdu 632 yılında vefat etti.
Peygamberimiz Medine’de oturduğu evde toprağa verildi. Bu mezar bugün dünyanın
en büyük camisi olan Mescidi Nebevi’nin içinde.
Mescidi Nebevi, Hazreti Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göç
etmesinden sonra ilk namaz kıldığı yer. Hazreti
Muhammed, Medine’de oturduğu evin hemen yanına kentin ilk
mescidini inşa ettirmişti. Bu mescit geçen yıllar içinde defalarca yenilendi.
Bugün 600 bin kişinin aynı anda namaz kılabildiği Mescidi Nebevi’nin
korumasını çok uzun yıllar Osmanlı askeri yapmıştı.
Arabistan’da mezar adeti yoktur. Ölüler herhangi bir yerde
toprağa verilir, üzerine belirleyici bir şey konmaz. Bu nedenle sadece Hazreti
Muhammed’in mezar yeri ile ilgili bilgi vardır. O’nun dışındaki İslam
büyüklerinin mezarlarının yeri bilinmez. Bir süre önce Hazreti Muhammed’in
annesine ait olduğu ileri sürülen bir mezar ortaya çıkarılmıştı. Ancak Suudi
yönetimi bu mezarı da ortadan kaldırmış ve yerine otopark yapmıştı.
Atatürk’ün müdahalesi olmasa Suudiler, Mescidi Nebevi’nin
hemen dibindeki Hazreti Muhammed’in mezarını da tamamen ortadan kaldıracaktı.
Nitekim Hazreti Muhammed’le aynı yere defnedildikleri bilinen Sahabe’nin önde
gelen isimlerinin mezar yerleri bugün dümdüzdür.
Nevzat Yalçıntaş’la sohbetimiz sırasında ‘Bir gün Yaşar Nuri
Öztürk Bey aradı. Benim bu anlattığımı duymuş, belgeye nasıl ulaşabileceğini
sordu’ dedi. Ben de ‘Belgeyi bulmuş mu?’ diye sorunca ‘Onu bilemiyorum, ama
galiba bir kitabına koymuş ben okuyamadım’ dedi.
Bunun üzerine önceki gün Yaşar Nuri Öztürk’ü aradım. Öztürk,
Yalçıntaş’ın anlattıklarını doğrulayarak, ‘Ancak bunu henüz bir kitabıma
koymadım.
Araştırmayı aşağı yukarı tamamladım, Gazi Mustafa Kemal ve
İslam isimli çok kap samlı bir kitap hazırlıyorum, bunun bitmesi üç yılı alır.
Konu bu kitapta yer alacak’ dedi.
Milletvekili olduğu sırada bu belgeye ulaşmak için çok çalıştığını
söyleyen Öztürk, ‘Belge Dışişleri Bakanlığı arşivlerinde.
Milletvekili sıfatımla bu arşivlerde çalışmak için bakan Ali
Babacan’a başvurdum, ama bana izin vermedi’ diye konuştu.
Öztürk’e ‘Peki hocam, böyle bir belgenin açıklanmasını neden
istemiyorlar? ‘ diye sordum. Öztürk’ün cevabı çok ilginç oldu.
Şöyle dedi: ‘Atatürk’ü din ve
İslam dışı göstermek isteyenler elbette bu belgeden rahatsız olacaklardır. Bu
nedenle dini siyasete alet edenler emperyalistlerle iş birliği bile
yapabiliyor.
Dincilerle İslamı reddedenler
bu noktada birleşebiliyor. ‘
ATATÜRK’ÜN DİNİMİZDEN BİLİNÇLİ OLARAK
HIZLA UZAKLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILDIĞI GÜNÜMÜZDE
LÜTFEN BU BİLGİ NOT’unu TANIDIKLARINIZLA PAYLAŞIN….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder