24 Nisan 2013 Çarşamba

"ATATÜRK'TE BİRLEŞTİK!" mi?



Mustafa Kemal'in kurduğu anti-emperyalist milli cephe, dünyada bir ilki gerçekleştirmiş, Bağımsızlık İhtilali ile büyük bir utku kazanılarak, Milli Devrim inşa edilmiştir.

Bu cephe din adamlarını, Türkçüleri, komünistleri, belediye başkanlarını, valileri, öğretmenleri, tüccarları ve daha nicelerini tek bir hedefte birleştirmiştir. Vatan savunması...

Kongreler, Milli Meclis ve milletin azim ve kararı süreci belirlemiş 29-Ekim-1923'de Cumhuriyet ilan edilmiştir. Elbette bu süreç bir kaç satırla ifade edilecek kadar kolay ve basit değildir. Zorlu mücadeleler, alınan kararlara itirazlar,1.Meclis'te Mustafa Kemal'e muhalif olan mebuslar...

Ancak Milli Devrim'in yol haritası bellidir. Bu harita çok önceden Mustafa Kemal tarafından çizilmiş ve atılan her adım hesaplanarak ve planlanarak atılmıştır. İlk hedef vatanın düşman işgalinden kurtarılmasıdır. İkincisi ise zaferden sonra tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulmasıdır.

Başarılmıştır. Milli Devrim hayalci değil, gerçekçidir. Her atılan adım plana uygun atılmış, hiç bir şey tesadüfe bırakılmamıştır. Ancak Cumhuriyet'in devamı ve devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü için, sürecin içinde var olan bir takım ayrık otları temizlenmiş, maskeleri düşen bu kişiler sürgüne gönderilmiştir. 

*****

2013 Türkiye'sinde durum, 19 Mayıs 1919'la aynı fotoğraf karesini yansıtmaktadır.Küresel Çetelerin çizdiği yol haritası, bölücü başı, eli kanlı katil Öcalan'ın emirname havası taşıyan tavsiyeleriyle aynen uygulanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yıkma suçunu işleyen, üniter yapıyı bozma, milleti kin, nefret ve düşmanlığa sevk eden, kan dökenler teröristlerle işbirliği yapılmaktadır. Ve hatta onların, bu suçu işleyenlerin elini, kolunu sallıya salıya sınır dışına çıkmalarının adına da "BARIŞ" denilmektedir.Görünen odur ki teröre, teröristte yardım ve yataklık edilerek  suç işlenmektedir.

Diğer taraftan ise 82 Anayasa'sının ilk dört maddesi üzerinde değişiklik yapılmak ve Türklük kavramı Anayasa'dan çıkarılmak istenmektedir. Bu Anayasa ile öngörülen hedef üniter devletin yapısının yok edilmesi ve başkanlık sisteminin uygulanmasıdır. Yapılmak istenen anayasa küresel çetelerin emirnamesi ve CFR'nin memorandumunun kopyalanmasıdır.

Bu anayasaya karşı çıkmak elbette her Türk vatandaşının görevidir. Bir "MİLLİ CEPHE" derhal kurulmadır.

***

"Milli Anayasa Forumu" adıyla bir birliktelik kurulmuştur. İlan ettiklerine göre yaklaşık 151 il ve ilçede yaklaşık yüz bin kişiyle SALON toplantıları yapılmıştır.

Gene milletin yükselen enerjisi ve umudu salonlara hapsedilmiş ama halkın ayağına gidilmemiştir. Ve şu soru insanların kafasında şekillenmiştir.

"Bu forum yeni bir parti kurma hazırlığı mı?"

Ve Bugüne kadar 151 il ve ilçede yüz bin yurttaşla buluşan Milli Anayasa Forumu Milli Merkez’ dönüşme kararını 23 Nisan’daki büyük kurultayla ilan edecek.” 16 Nisan AYDINLIK GAZETESİ-Sürmanşet

Binlerce insan "ATATÜRK'te BİRLEŞTİK!" ilanının arkasında büyük aldatmanın farkına varamadan, coşkulu bir umutla ankara koşmuştur. Ve salondakiler, hatta dışarıda kalanlar kürsüde konuşanları alkışlamışlar ve özlemlerini, isyanlarını, beklentilerini ifade eden bir haykırışla, "BAŞ DÜŞMAN"a ve işbirlikçilere cevap vermişlerdir.

"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz."

Ancak bu askerler bir şeyin "Atatürk'le Aldatanlar"ın ve özelleştirme patronlarının, ABD'nin has dostlarının o masada oturduklarının farkında olmak zorundadır.

“CIA’nın eski Ortadoğu sorumlusu Graham Fuller 1990 yılı başında Türkiye’de yaptığı araştırmalardan sonra hazırladığı raporda, Kemalizm’in bittiği saptamasında bulunuyordu. Fuller, Türkiye’ye ‘yeni kimlik’ olarak ‘Ilımlı İslam’ı öneriyordu. Gerçekten de burjuvazinin demokratik devrimci atılımı olarak Kemalizm, artık tarihte kalmıştır ve Türkiye’nin geleceği üzerinde rol oynama şansına sahip değildir.” Kemalist Devrim-1 Kaynak Yayınları/1992


Doğu Perinçek; Kemalist Devrim-1 kitabının 9.sayfasında Kemalizm'i bir burjuva rejimi olarak tanımlamış ve Kemalizm'in " artık tarihte kaldığını"da ifade etmiştir.

* Kemalizm,burjuvazinin demokratik sivil toplum projesidir. (S.9)
*Kürt halkına ulusal baskı uygulamıştır. (S.9)
*Bu baskı ayaklanan Kürt kitlelerine karşı kırımlara vardı. (s.9)
*Kemalizm rolünü oynamıştır ve tarihte kalmıştır.(s-19)
*KEMALİSTLERİN ZORBA DİKTATÖRLÜĞÜNÜ FAŞİZMLE KARIŞTIRMAYALIM. (S-86)

Yazdığı kitaplarda "Kemalizm'i Kürtlere karşı KIRIMCI ilan eden ve Mustafa Kemal'i "ZORBA ve DİKTATÖR" olarak tanımlayan bir düşüncenin ve ona biat eden kitlelerin "ATATÜRK'te BİRLEŞTİK!" demesi bir aldatmadan öteye gitmeyecektir.

Eğer Doğu Perinçek bugünkü duruşunda samimi(!) ise yapması gereken tek şey vardır. Atatürk'ten ve Türk milletinden derhal özür dilemelidir. Hem de defalarca...Ve bu milleti bir arayış içinde olan kitleleri "ATATÜRK'LE ALDATTIĞINI"da itiraf etmelidir.

"MİLLİ MERKEZ"in Yürütme Kurulu üyesi ve Ankara Temsilcisi Ufuk Söylemez ise özelleştirmenin eski patronlarından biridir. Türk milletinin öz malı olan değerlerin talan edilmesi konusunda büyük çaba göstermiştir. Kendisi Amerika-Türk İş Adamları Derneği'nin üyesi olduğunu ve ABD'nin düşmanı, ideolojik karşıtı, kategorik muhalifi" olmadığını da açıkça ifade etmiştir.

Gerçekten bu merkez "MİLLİ" mi ve "ATATÜRK'TE BİRLEŞTİK!" mi?

*****
 MİLLİ HÜKÜMET ve İKTİDAR!..

Milli Merkez'in "Sonuç Bildirgesi", ilk cümlesinden son noktasına kadar doğru bir bildirge...Ama bu bildirgede yer alan olmazsa olmazları ne şekilde icraata konulacağı hakkında tek bir cümle yok..

Kürsüden CHP ve MHP'ye çağrı yapılmıştır. Eğer gerçekten bu Merkez milli ise TKP'den Saadet Partisi'ne kadar uzanan geniş milli cenahlar neden görmezden gelinmiştir?

Nedir bu MİLLİ MERKEZ? Bir cephe mi* Yoksa yeni kurulacak bir partinin hazırlık safhası mı? Yürütme Kurulu 29 kişiden oluşmuştur. 29+1'le yani 30 kişiyle bir parti kurmak için İçişleri Bakanlığı'na müracaat etmek yeterlidir.

Yeni bir parti? Kimin veya kimlerin işine yarayacaktır dersiniz? Cumhuriyet Güç Birliği fiyaskosu ve adayların çoğunun İP'le olan yakın bağlantısı henüz hafızalardan silinmemiştir.

Hatta bu birliktelikte garip olaylar olmuş, Attila Hasan Uğur'un aday olduğu Antalya'da, seçim bürolarına İzmir adayı Doğu Perinçek'in broşürleri gönderilmiştir. Bu trajik komik bir olaydır.

Salondaki kalabalık "DELEGE" kabul edilmiş ve önceden hazırlanan " Temsiciler Kurulu" listesi onların oylarına sunulmuştur. Bu var olan siyasi partilerdeki sistemin "KOPYALA-YAPIŞTIR" tekniğinin tekrarıdır.

VE MÜMTAZ HOCA!

Yaşı sekseni aşmış bir bilge... Tam bağımsız Türkiye diye direnen bir yiğit...61 Anayasası'nın mimarı.. Sadece sorgulamak için değil, katkıda bulunmak için toplantıya katıldığına emin olduğum Mümtaz Hoca'nın elinden mikrofonu alınması ve susturulması ne kadar doğrudur? Ve salondan yükselen biatcı homurtular...

TARTIŞILMASI GEREKENLER ve GERÇEKLER!

"23.4.2013 tarihinde Ankara Yenimahalle'de, Milli Merkez toplantısı adı altında Merkez Yürütme Kurulu denilerek 29 kişilik bir liste oylanmış. Listedekilerin sıfatı ve adı önceden belirlenmiş. Salonuna girebilenler delege sıfatını alıp evet ve hayır diye oy kullanmış. Toplantı salonunda, eleştirisel konuşma ortamı yaratılmamış. Önceden belirlenmiş liste, kitle psikolojisi altında sadece oylanmış. Demokrasinin olmamasından ve hukuksuzluktan yakınılırken, demokratik koşullar yaratılmadan ve hukuksuzca bu tablo sergilenmiş! "Atatürk'te birleştik" söylemi kullanılırken, bakıldığında aslında ATATÜRK'TE AYRILINDIĞINI, ÇÜNKÜ ATATÜRK'"ÜN SİYASİ ÇIKAR VE SÖMÜRÜ KONUSU YAPILMAMASI GEREKTİĞİ tartışmasız iken, Atatürk bu tabloda sömürü konusu haline getirilmiş." Ömer Faruk Eminağaoğlu
"Geçmişi karanlık olanların Türkiye’nin geleceğine ışık tutmaları mümkün mü?" Serdar ANT (MİLLİ MERKEZ başlıklı yazısından)
 Türk milleti zekidir. Ama duygusal zekası bazen gerçekleri görmesini engellemektedir. Mili Devrim hayalci değil, akla ve bilime dayanan ve TKP'den Saadet Partisi'ne kadar uzanan geniş ve milli cenahları kucaklayan bir hareket olmalıdır.

                                                                                                                                                                      Figen ÖZEN


Sana Kızıyorum Öğretmenim !


22 Nisan 2013 Pazartesi

Türkiye Cumhuriyetine Komplo Kurulmuştur.



Türkiye Cumhuriyetine Komplo Kurulmuştur.

Sayı   :2013/1
Konu : Türkiye Cumhuriyetine Komplo Kurulmuştur.                                       22.04.201
Kod   :   32.011.159

BASIN AÇIKLAMASI

Son günlerde, iç ve dış hıyanet odaklarınca yüreklendirilip, yönlendirilen, toplumsal barışı bozucu, bölücü ve yıkıcı eylem ve yönelişlerle, ulusal egemenliğimiz ayaklar altına alınmıştır. Siyasal İktidar,  halktan aldığı egemenlik hakkını katil Öcalan ile paylaşarak, gaflet ve hıyanette sınır tanımadığını bir kez daha göstermiştir.
Kanla irfanla kazandığımız Ulusal Egemenliğimiz; Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti düşmanlığında tam mutabakat halinde olan güçlerin eline geçmiştir. Yapılan uygulamalar iktidarının PKK’nın rehinesi haline geldiğini göstermektedir. Siyaset kurumuna, birkaç bin terörist karşısında diz çöktürülmüş,  Ulusal egemenlik; tümüyle ithal ve ihanetin anlatımı olan   çözüm ve barış süreci söylemlerine” feda edilmektedir.
Siyasal iktidar;  söylem ve eylemleriyle terör örgütüyle aynı amaca hizmet eder olmuştur. Bu nedenle iktidarın meşruiyeti tartışmalıdır.
AKP/BDP ikilisi; Anayasamızın özellikle ilk üç maddesinin değiştirmesi, başta anayasamız olmak üzere, yasalarımız ve diğer mevzuatta Türklüğü ön plana çıkaran, üst kimlik olarak vurgulayan hükümlerin ivedi olarak çıkartılması için, yani Türkiye Cumhuriyetine komplo kurmak konusunda anlaşmışlardır.
Siyasal iktidar, Akilleri, televizyonları ve gazeteleriyle Türkiye Cumhuriyetine, ulusal egemenliğimize saldırıyor.
Bu koşullar altında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 22 Haziran 1922 de ortaya koyduğu Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” Öngörüsü geçerliliğini korumaktadır.
23 Nisanlar, diz çöktürdükleri, ayakları altına aldıklarını sandıkları “TÜRK MİLLETİNİN” ayağa kalkarak, Türkiye cumhuriyeti ve Türk milleti düşmanlığında tam işbirliği içinde olanlara gereken dersi verme günleri olacaktır.

ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞB.
KURUCU YÖNETİM KURULU

İSTANBUL KANAL İLE TÜRK MİLLETİNİN ELİNDEN TRAKYA ALINACAK.



KARADENİZDEN GELEN PETROL TANKERLERİ HİKÂYE...
·        TRAKYA'NIN ALTI PETROL VE DOĞAL GAZ KAYNIYOR.
·        YAP İŞLET DEVRET MODELİ İLE "İSTANBUL KANAL PROJESİ'Nİ"
ALACAK FİRMA TÜM TRAKYA'YA HÂKİM OLACAK.
·        HERKES TOPRAKLARINI SATACAK.
·        TRAKYA'NIN ASYA İLE BAĞLANTISINI KESECEKLER (çünkü kanal ile Avrupa Yakası ayrılmış olacak).
·        BU PROJE EMPERYALİSTLERİN TRAKYA'YI
·        TÜRKİYE'DEN KOPARMA PROJESİDİR.
·        HERKES AKLINI BAŞINA TOPLASIN...
·        AYNI OYUN GÜNEYDOĞU'DA MAYINLI ARAZİDE YAPILMAK İSTENDİ
(Ancak, oluşturulan duyarlı Kamuoyu yüzünden hükümet geri adım atmıştı) ....
·        ŞİMDİ İSTANBUL KANAL İLE TÜRK MİLLETİNİN ELİNDEN TRAKYA ALINACAK.
·        YABANCILARA 49 YILLIĞINA DEVREDİLECEK...
·        UYANMANIN VAKTİ GELDİ
·        TÜRK ORDUSUNU DA "BAKİ HAVADA KUŞ VAR!" DİYE BAŞKA YÖNE
YÖNLENDİRDİLER.
·        ONLAR PKK İLE UĞRAŞIRKEN TÜRKİYE TOPRAKLARI ELDEN ÇIKARILACAK.
·        49 YILLIĞINA VERİLECEK.
·        KIBRIS DA İNGİLTERE'YE 49 YILLIĞINA VERİLMİŞTİ, HALA PROBLEM
YAŞANIYOR.
·        ELİMİZDEN AYNI YÖNTEMLE ALINMIŞTI.
------------------------------------------------------------
ABD SADECE 40 KIRK MİLYON DOLARA KAPATACAK!!!
YAZIKLAR OLSUN, KAPTIRANA, VERENE, SUSUP TA SEYREDENE...
ALTI ÜSTÜ BİR E-POSTA GÖNDERMEKLE BU İŞ OLMAZ DİYE DÜŞÜNMEYİN LÜTFEN!!!.
VATANINI SEVEN HERKESE GÖNDERELİM...
HEPİNİZİN BİLDİĞİ GİBİ ETİBANK ÖZELLEŞTİRİLECEK... VE BOR İŞLETMELERİ
ETİBANK BÜNYESİNDE. (ALICISI DA HAZIR, ABD :-)
KONULAN FİYAT 40 MİLYON $.
· ASIL DEĞERİ 9 (DOKUZ) TRİLYON DOLAR, DİKKAT EDİNİZ 9 MİLYAR VEYA 9
MİLYON DEĞİL 9 TRİLYON DOLAR... ????????
İŞTE BURASI ÇOK ÖNEMLİ...
Bor'la çalışan araba üretildi. Maliyeti 200 TL olan 1 kg bor ile 19 000 km yol yapabiliyor (1100 kg oto,  100 km sabit hızla giderse).
Bu demek oluyor ki PETROLE son!
Batılı ülkeler bor işletmeciliğinin kansere yol açtığını iddia ederek
BOR madeninden soğutma çabası içindeler.
Oysa bu mucize maden, kanser tedavisinde de şu an kullanılmaktadır.
Türkiye kıskaçta.
Arabayı bor madeniyle çalıştıracak patentli 600 proje olduğu ortaya çıktı!
TÜRKİYE, Dünyada bor rezervinin yüzde 73`üne (% 73) sahip ve Türkiye
GELECEĞİN DUBAİSİ'dir!
Ve uluslararası "teröristler" Türkiye uyanmadan bu kaynağı ele
geçirmeyi planlıyor.
YAŞADIĞIN DÜNYAYI SORGULAYAMIYORSAN,
BARİ ÜLKENİ SORGULA...
TMMOB
ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI
İSTANBUL ŞUBESİ

21 Nisan 2013 Pazar

KEMALİST ÇİZGİ: ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESİ


KEMALİST ÇİZGİ: ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESİ

Karakutusundan Özal’ın sırları --ÇÖLAŞAN EVRAKLARI SATIYORMUŞ



Karakutusundan Özal’ın sırları

Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile ilgili anılarını Özal'ın Mirası isimli kitapta toplayan Ekrem Pakdemirli, o döneme ilişkin önemli itiraflarda bulunuyor.
Turgut Özal'ın sağ kolu olarak bilinen eski bakan Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli kitabında tartışma yaratacak birçok konuyu da gündeme getiriyor.

İşte Habertürk'e konuşan Pakdemirli'nin kitabında öne çıkan başlıklar;

"GÜLEN'E SAKLANMASINI TAVSİYE ETTİK"

Fethullah Gülen Efendi ile İzmir'de tanıştık. 1980 İhtilali yaklaşırken, Hacı Kemal Erimez ve Fethullah Gülen'in de aralarında bulunduğu kişilerle beraber Ankara'da benim evimde bir araya geldik. Bu toplantıda Gülen'e askerlerin söz dinlemediğini, darbe yapacaklarının kesinleştiğini ve kendisine saklanmasının iyi olacağını tavsiye ettik.

ÇÖLAŞAN EVRAKLARI SATIYORMUŞ
     
DPT'de grup başkanı iken Emin Çölaşan da DTP'de uzman yardımcısı olarak çalışıyordu. Bir ara baktık ki bizim bütün evraklar Cumhuriyet gazetesinde çıkmaya başladı. Evrakları kimin verdiğini bulamıyorduk. Bunun için ben bşr teklifte bulundum. Bir tane gizli evrakı, var olan 4 dairemize birer harfini değiştirerek verelim. O zaman evrakları kimin sızdırdığını kolaylıkla buluruz. Evrakları dağıttık, ertesi gün Cumhuriyet gazetesinde Sosyal Planlama'ya gönderdiğimiz evrak yayınlandı. Sosyal Planlama Daire Başkanı Nevzat Yalçıntaş'a evrakın kendi dairesinden çıktığını söyledik. O da evrakın akışından hangi şubeden çıktığını tespit etti. Evrakları Çölaşan'ın çıkardığı tespit edildi. Cumhuriyet gazetesinin sahibi de Çölaşan'ın evrakları para karşılığı sattığını itiraf etti.

KARISINA SÖZ GEÇİREMEYEN TEK ERKEK BEN MİYİM?

Bazı programlarda Semra Hanım'a mikrofon uzatarak şarkı söylettiler. Ona 'sesiniz güzel' dendi. Tabii bu durum Özal'a zarar vermeye başladı. Biz Turgut Ağabey'e bu durum üzerine biraz yüklendik. Ağabey dedik "Siz Demirel'in veya Bülent Ulusu'nun karısının çıkıp şarkı söylediğini gördünüz mü?" dedik. Bu sözler üzerine Özal gözleri dolarak, "Karısına söz geçiremeyen tek erkek ben miyim?" diye sitem etti.

SADRİ ALIŞIK'A ÖRTÜLÜ ÖDENEKTEN 3 MİLYON DOLAR

Sanatçıyı ve sanatkarı Özal her zaman korumuştur. Sadri Alışık siroz olmuştu. Karaciğerinin değişmesi için 3 milyon dolar lazımdı. Özal, "Sadiri Alışık'a 3 milyon dolar ver" dedi. "Ben de ağabey 3 milyon dolar veremem" dedim. Bana Osmanlı'dan örnekler vererek, "Sadri Beyefendi kendini frenleyememiş biraz fazla içmiş, karaciğeri çökmüş. Olsun o sanatçımızdır. Ona sahip çıkacağız" dedi. Parayı verdik ve Sadri Alışık ameliyattan sonra 15 yıl yaşadı.

NAİM'E 7 MİLYON DOLAR ÖDEDİK

Turgut Ağabey bir gün 'Naim Süleymanoğlu'nu Türk vatandaşı yapacağız ama 7 milyon dolar istiyorlar" dedi. Ben de bu parayı veremeyeceğimi söyledim. Bu parayla 70 köye su götüreceğimi söyledim. Bana dönüp dedi ki; "Naim Süleymanoğlu'nu aldık, olimpiyatlara gitti, Türk bayrağıyla yarıştı ve şampiyon oldu. Türk bayrağı göndere çekilerek İstiklal Marşı okundu. Bu marşın yurtdışında okunması için kaç para verirsin?" Bunu anlatınca gözlerim doldu. 'Verelim be ağabey' dedim Bulgar istihbaratına 7 milyon doları çantaya koyup gönderdik.