4 Nisan 2013 Perşembe

Isparta’ya ‘Nur’ Yağdı



Isparta’ya ‘Nur’ Yağdı


Vali Memduh Oğuz'un "kutsal kent" ilan ettiği Isparta'da alkol yasağı kapsamlı hale getirilirken Said Nursi'nin ikamet ettiği yerlerde "nur turizmi"nin dikkat çekici boyutlara ulaştığı görülüyor.
Cumhuriyet Gazetesi'nden Türay Köse, Vali Memduh Oğuz'un kutsal kent ilan ettiği ve geçtiğimiz günlerde alkol yasağının uygulamaya konduğu Isparta'yı mercek altına aldı.
Köse'nin "Isparta’ya ‘nur’ yağdı" başlıklı haberi şöyle:
Vali, ‘gül’ü ve kenti ‘kutsal’­­­ ilan etti. Alkol ise ‘kabahat’, cezası da 169 lira
Bir zamanlar Isparta denilince akla gül, halı ve elbette “baba” 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel gelirdi. Şimdilerde, Isparta Valisi Memduh Oğuz’un “icraat”ı ve birbirinden ilginç açıklamaları konuşuluyor. “Mekke-Medine-Kudüs-Isparta” sloganıyla yola çıkan Oğuz, “Gül tam manasıyla Peygamber efendimiz gibi kokar” deyip gülü kutsal ilan ederken, piknik yerlerinden park edilmiş araç içlerine dek birçok yerde alkol içilmesini de yasaklayıverdi.
AKP iktidarı 10 yılı geçerken, tabandaki muhafazakârlaşmaya Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “vücut dilinden anlayan” valiler de “tepeden” yasak kararlarıyla destek oluyor. Isparta muhafazakâr bir kent. Ancak DP-AP-DYP çizgisindeki muhafazakârlıkla “AKP” ya da “cemaat, tarikat” benzeri örgütlenmelerin etkili olduğu muhafazakârlık anlayışı çok farklı. “Farklı olanın yaşam hakkına, yaşam biçimine müdahale” olarak arka arkaya yasaklar gelirken, artık alkol alanlar “ötekileştiriliyor”. Oysa, kent merkezinde güllerin karşısında şapkalı heykeliyle Ispartalıları selamlayan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “arada viski içtiğini” söylemekten kaçınmazdı.
Isparta Valisi Memduh Oğuz’un geçen günlerde yayımladığı “il sınırları içinde açıktan alkol almanın engellenmesi” genelgesiyle yasak kentlerin sayısı 10’a yükseldi. Artık, Kabahatler Yasası dayanak gösterilerek “kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket edenlere” para cezası veriliyor. Bu “kabahat”in cezası da 169 TL. Yasağın kapsamı da pek geniş:
Kamunun istifadesine açık park, bahçe ve üzerinde tesis bulunmayan açık alanlarda, belediye sınırları içerisinde, meskûn mahallerde, karayollarında, umuma mahsus yerlerde veya umumun istifadesine sunulan piknik ve ören yeri gibi alanlarda, gar, otogar, meydan, cadde, sokak, tarihi ve kültürel mekânlar, ibadethane ile terk edilen ve kullanılmayan yapılar, inşaatlar, banka ATM’leri, köprü altları, mezarlıklar, gezinti yerleri vb. ile nerede park halinde olduğuna bakılmaksızın her türlü aracın içinde alkol içilmesi yasaklanmıştır.”
Turizmi bile var
Nur cemaatinin ilk lideri Said Nursi, Barla ve Isparta’da sürgünde yaşamış. Bu adresler, bugün “Nur” turizminin önemli durakları. Her yıl yüz binlerce kişi Said Nursi’nin evini, müzeyi ziyaret ediyormuş. Hatta, geceleri Barla’da “Said Nursi’nin tefekküre daldığı” ağaçlarda yatanlar olduğu anlatılıyor. Bir süre önce il genel meclisinin kararıyla Eğirdir-Barla yol ayrımına “Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin yaşadığı topraklardasınız” yazılı bir tabela asılması kararlaştırılmış. ADD konuyu yargıya taşımış. İdare mahkemesi kararında, il genel meclisi kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gibi bu kararın “yörenin inanç turizminin gelişmesine katkıda bulunacağı” vurgulanmış.
Numarasız sokak
Sadece Barla’da değil, Isparta sokaklarda “Nur” turizminin etkisi dikkat çekici boyutlarda. “Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin 1953’ten 1960’a kadar ikamet ettiği” ev 1991’de restore edilmiş. “Erkek” ve “bayan” ziyaretçiler için ayrı girişler var. Evin bulunduğu sokağın adı “Nur”. Diğer sokakların numarası var, ancak bu sokağın “adı” var. Hafta sonları ve bazı mevsimlerde o kadar çok ziyaretçi oluyormuş ki, gül ürünleri satan Gülbirlik sokağa bir satış mağazası açmış.
Göl kıyısında yasak işlemez
Isparta’ya giderken, önce Eğirdir gölü kıyısına uğradık. Burada geçen yıllarda AKP’li Belediye Başkanı Osman Nuri Özmeral, belediye encümen kararıyla turist akınına uğrayan plajda mangal yakılıp, içki içilmesini yasaklamıştı. Başkan, “Plaj dinlenme ve yüzme yeridir. Plajda içki içilir mi?” diyordu. Ancak, daha sonra bu yasağın tavsadığını duyduk. Şimdi, vali eliyle yasak güncellenmiş oldu.
Yasak göl kıyısına ulaşmamış
Eğirdir gölünün turkuvaz rengine kıyıda çiçeğe durmuş ağaçlar eşlik ediyordu. Henüz göl kıyısı canlanmamıştı, yazlıkçıları bekleyen terk edilmiş bir kasaba görünümündeydi. Kıyıda ellerinde şarap ve bira şişeleri ile göle karşı içen birkaç kişi ise, valinin yasağından haberdar görünmüyordu. Yasağı anımsattığımızda aralarından biri “Ben Tayyip Erdoğan’ı severim. Ama olmaz. Kim engel olacakmış bana” diye bağırdı. Kıyıda çok sayıda Tekel büfesi vardı ve çalıştıranlar da “Burada içilmesi engellenemez, ne kadar ceza keserlerse kessinler engel olamazlar” diyordu. Parkta, kıyıda yerleri dolduran bira şişesi kapakları valinin yasağının buralara henüz ulaşmadığını kanıtlıyordu.
Geç bile kaldı
Bir sempozyumun açılışında konuşan Vali Oğuz, “Mekke-Medine-Kudüs müşerref (onur verilmiş, yüceltilmiş), Isparta muvazzaf (görevli)” açıklaması yapmış. Gerekçesini de şöyle açıklamış:
“Yeryüzündeki tüm çiçekler peygamberin kokusuna özenirler, yeryüzündeki bütün kokular peygamber gibi kokmaya çalışırlar. Ancak bu yarışın şampiyonu güldür, gül tam manasıyla peygamber efendimiz gibi kokar. O nedenle bu gül bizi kitlelerin yavaş yavaş ezberlemeye başladığı Mekke-Medine-Kudüs-Isparta sloganına götürdü. Yani burada bu güzel gül yetiştiğine göre Allah bize bir şey demek istiyor; yani bu arazilere bakınca, bu coğrafyaya bakınca, bu bahçeye bakınca bunların boşu boşuna yaratılmadığını anlıyoruz.”

Isparta’da üretilen sütü de “cennet ırmaklarına” benzeten Vali Oğuz, bir başka toplantıda da “Eğer manevi frekans şiddetini ölçen bir elektronik cihaz icat edilirse hangi alanda manevi frekans güçlü diye ölçüm yapılsa Isparta ölçülür” demiş. “Isparta ile ilgili çalışmalarda kendilerini yönlendiren ve istikamet verenin bizzat Said Nursi olduğunu” ifade eden Vali Oğuz, “Üstadın adil vali, adil idareci dediği sensin” mesajını aldığını da ekleyivermiş. Bu tür açıklamalar yapan bir valinin içki yasağında geç bile kaldığı söylenebilir. Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın MHP’li. Vali Oğuz’un yerel seçimlerde AKP’den belediye başkan adayı olabileceği ya da yeni kurulacak Gül Üniversitesi mütevelli heyetinde yer alabileceği söyleniyor.
‘Hazreti Memduh’, mahir zaman peygamberi mi?
CHP Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner, 23 ay Isparta’da valilik yapmış ve referandum öncesinde “Evet” yazılı billboard ve afişleri kaldırtınca iktidarın hışmına uğramıştı. Vali Oğuz’un “her dönemde egemen güç kimse yağ çekmekle ünlü olduğunu” söylüyor. “28 Şubat sürecinde 23 Nisan’da Kocaeli’nde alkollü kokteyl düzenliyordu, Hurşit Tolon paşanın yakın dostuydu” diyor. Öner, Vali Oğuz’un açıklamalarına da “Isparta’yı kutsal kent ilan etti Said Nursi’den dolayı. Kendine de ilahi mesaj gelmiş. İslami inanca göre son peygamber Hazreti Muhammet ahir zaman peygamberi. Hazreti Memduh da, mahir zaman peygamberi mi? İlahi mesajlar velilere, nebilere gelir, ya da meczuplar ilahi mesaj aldıklarını ilan ederler. Hazreti Oğuz, veli mi, nebi mi, meczup mu?” diye tepki gösteriyor.
Can güvenliği vurgusu
Nur sokağından sonra Isparta’nın kafeler caddesinde dolaştık. Bu caddede birahane ve barlar var. Dışarıda, kapı önünde masalar bomboş duruyor. Bir işletmeciye “Bu masalarda bira, alkol içilmiyor mu” diye sorduk. “İçilmez, kimse içmez, ben de zaten vermem” karşılığını verdi. İçeceklerin can güvenliği açısından böyle konuştuğunu da ekledi. Kafeler caddesinde dolaşırken, esnaf ziyareti yapan CHP heyetiyle karşılaştık. CHP İl Başkanı Vedat Şenol aynı zamanda bir esnaf, market işletiyor. Alkol yasağı genelgesini “kişi hak ve hürriyetlerine, özel hayata müdahale, anayasal suç” olarak değerlendiriyor. İçkiye “esrar, eroin muamelesi yapılmasından” yakınıyor ve “Alkol alan ve almayanlar ayrılarak bölücülük yapılıyor” diyor.
Kutuya atılan altınlar...
Vedat Şenol, “Said Nursi’nin Isparta’da yaşaması, aktif müritlerinin olması nedeniyle kentlerinin bir tarikatlar şehri” olarak anılmasını istemiyor, çağdaş yaşamı benimsemiş ciddi bir kesimin olduğunu ekliyor. CHP heyetindeki kadınlar ise hem kendi yaşam biçimlerine sahip çıktıklarının altını çiziyor, hem de baskılara dikkat çekiyor. CHP’li kadınlardan biri, “sohbet toplantıları”nda “cennette yer alın” diye para toplandığına ve ortadaki bir kutuya “yüzer, iki yüzer lira ya da bilezik, altın atıldığına” tanık olduğunu anlatıyor.
Şarabı artık yok
Isparta’ya gidip de, Süleyman Demirel Üniversitesi’ne uğramamak olmaz. Üniversite kampusunda dolaşırken konuştuğumuz gençler, yasaklardan pek haberdar görünmüyordu. Kampusun tepesindeki mesire yerindeki bira şişesi kapakları da manzaraya karşı bira içildiğini kanıtlıyordu.
Geçen yıllarda Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde üretilen şaraplar öğretim görevlileri ve öğrencilere satılıyormuş. Hocalar her ne kadar “Biz deneme amaçlı üretim yapıyoruz. Üretimin bir bölümü döner sermaye aracılığı ile satılıyor. Hiç kimse hiç kimseye zorla bir şey içiremez” deseler de tepkilere engel olamamışlar. Yeni yönetmelikle üniversitelerin deneme amaçlı üretim yapmak için Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan izin almaları zorunluluğu getirilmiş. Elbette, böyle bir izin başvurusu olmamış. Yani, 4 yıl üretilen “SDÜ şarabı” da tarihe karışmış.
Pazar, 24 Mart 2013 - 22:59

http://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri
/ispartaya-nur-yagdi-haberi-70355

2 Nisan 2013 Salı

Görevden Alınan ADD Isparta Şubesi Yönetimi, Kararın İptali İçin Mahkemeye Başvurdu



ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ ’NE
Gönderilmek Üzere
NÖBETÇİ  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HÂKİMLİĞİ’NE
ISPARTA

                                                                             İHTİYATİ TEDBİR TALEPLİDİR

  DAVACILAR     : 1-  : 1-  O.Mümtaz ÇAPÇI (TC:17735241134)
PirimehmetMh. Mimar Sinan Cd. Uslu Ün Psj. Kat:2 No: 16-17 ---ISPARTA
                                       2-Feray SELEK (TC:13037397722)
PirimehmetMh. Mimar Sinan Cd. Uslu Ün Psj. Kat:2 No: 16-17 ---ISPARTA
                                       3-Abdullah GÖKTAŞ (TC:39169527158)
PirimehmetMh. Mimar Sinan Cd. Uslu Ün Psj. Kat:2 No: 16-17 ---ISPARTA
                                       4-Niyazi ÇAMURCU(TC:38713449076)
PirimehmetMh. Mimar Sinan Cd. Uslu Ün Psj. Kat:2 No: 16-17 ---ISPARTA
                                       5-Muhittin PEKER(TC:16373286286)
PirimehmetMh. Mimar Sinan Cd. Uslu Ün Psj. Kat:2 No: 16-17 ---ISPARTA
                                        6-Vedat HALICIOĞLU(TC:31159795820)
PirimehmetMh. Mimar Sinan Cd. Uslu Ün Psj. Kat:2 No: 16-17 ---ISPARTA

DAVALI               :Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanlığı
                           Gazi Mustafa Kemal Bulvarı No:102/7-8  Maltepe/ ANKARA

DAVA                : Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Yönetim Kurulunun 17.02.2013 tarih ve 3 sayılı kararı ile ADD Isparta Şube Yönetim Kurulu Başkanlığı/ Üyeliği görevinden alınmamız ile ilgili Genel Yönetim Kurulu karının “İPTALİ” istemidir.
       
AÇIKLAMALAR    : Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezinin 21.02.2013 tarih ve 2013/249 -251-253 -254-255-394-395 ayılı “Karar Tebliği” yazıları ile;
Genel Yönetim Kurulunun 17.02.2013 gün ve 3 sayılı toplantısında GYK Üyesi Mehmet Pınar'a fiili saldırıda bulunmak, görevden alınan Şube eski başkanı Mahmut Özyürek ile ilgili GYK kararlarını hiçe saymak, "o yoksa biz de yokuz, hepimiz istifa ederiz" biçiminde bildiri hazırlamak eylemlerinizden dolayı; 9-10 Haziran 2012 tarihinde yapılan 12.0Iağan Genel Kurulda verilen "Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkez Genel Yönetim Kuruluna Tüzük, Yönetmelik ve yasalara aykırı hareket etmeleri halinde Şube Yönetim Kurullarını geçici olarak görevden alma" yetkisine dayanarak şube yönetim kurulu üyeliğinden alındığım” tarafımıza tebliğ edilmiştir.
1-Hakkımızda ileri sürülen suçlamalar maddi dayanaktan yoksun, mesnetsiz, hukuksuzdur. “Mehmet Pınar a fiili saldırıda bulunmak” iddiası gayri ciddidir. Fiili saldırı “darp” sonucunu yaratır. Darp, Tıbbı rapor ve tanıkla kanıtlanır. Yalnızca şahsın maddi dayanaktan yoksun  “Bana Fiili saldırı yapıldı” suçlaması/iftirası ile görevden alınmamız hukuku ayaklar altına almaktır.
 Kaldı ki Fiili saldırının gerçekleştiği iddia olunan yer ADD Isparta Şube binası, zaman saat 11.30-14.00 sularıdır. Bu zamanda ve belirtilen yerde bulunmayan “Niyazi Çamurcu-Okulda derste, Vedat Halıcıoğlu- Tarım İl Müdürlüğünde –görevde, Leman ÇAÇUR-Evinde hasta bakmakta” olmaları nedeniyle, bir kişinin aynı anda, iki ayrı mekânda bulunması, günümüz teknoloji ile olanaksız olduğundan  “GYK Üyesi Mehmet Pınar'a fiili saldırıda bulunmaksuçunu işlemiş olmaları olanaksızdır.
2- Önceki Şube Başkanımız Mahmut Özyürek’in görevden alınması ve üyelikten çıkarılması işleminin “haksız ve hukuksuz” olduğu kanaatimizi, “tüzüğümüz sınırları içinde demokratik yol ve yöntemlerle genel merkeze yazılı olarak iletmekle” hangi kuralı ihlal ettiğimizi, hangi suçu, nasıl işlediğimizi de anlayabilmiş değiliz.
3- ADD Genel Merkezinin, her birimize ayrı ayrı gönderdiği, ancak içeriği aynı olan “tebliğ yazıları ile  “görevlerimizden alınmamız” tarafımıza verilmiş bir “cezai” işlemdir. Hâlbuki Anayasa'nın 129/2. maddesinde, “memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği” hükme bağlanmıştır.
Anılan Anayasa hükmünün gerekçesinde, "yapılacak disiplin kovuşturmalarında ve disiplin cezası uygulamasında ilgiliye isnat olunan hususun bildirilmesi, dinlenilmesi, savunmasını yapma imkânı tanınması bu madde ile güvence altına alınmaktadır" ifadelerine yer verilerek, disiplin cezaları ile ilgili olarak Anayasal güvenceye bağlanan savunma hakkının içeriği belirtilmiştir.
Savunmamız alınmadan görevlerimizden alınmamız, başta Anayasamız olmak üzere, Yürürlükteki yasalara, Avrupa İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin, savunma hakkını düzenleyen hükümlerine aykırıdır.
4-Genel Kurulun "Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkez Genel Yönetim Kuruluna Tüzük, Yönetmelik ve yasalara aykırı hareket etmeleri halinde Şube Yönetim Kurullarını geçici olarak görevden alma" yetkisi ise “Butlanla malûl” bir yetkidir. Yani yok hükmünde bir işlemdir.
5- Çünkü, hakkımızda verilen “ görevden alma ” kararı, Medeni Kanuna ve Dernekler yasasına da aykırıdır. Çünkü Medeni Kanuna göre “ 
·                        Genel Kurul, derneğin en yetkili organıdır –
·                        Üyenin derneğe alınmasına veya dernekten ihracına karar verir –
·                        Genel kurulun onayını almayan yönetim veya disiplin kurulu kararları, derneğin kararı olarak kabul edilemez.
6- “Genel Kurulun “geçici olarak görevden alma” yetkisini, Genel Yönetim Kuruluna devretmesini, meşru ve yasal kabul etsek bile  “ Genel Yönetim Kurulunun”  bu yetkiyi kullanması sınırsız, sorumsuz ve keyfi değildir. Yetkiye veren Genel Kurul, “Tüzük, Yönetmelik ve yasalara aykırı hareket etmeleri hali”ni “ÖNKOŞUL olarak koymuştur.
Bizlerin hiçbir tüzük, yönetmelik ve yasaya aykırı davranışımız söz konusu değilken, Genel Yönetim Kurulunca görevlerimizden alınmamızda; devredilen bir yetkinin kullanımında, yasa ve yönteme uyulmayarak, özel kasıtla ve keyfi hareket edilmiş,  devredilen yetki amaç dışı kullanılmıştır, Bu aynı zamanda “kanuna karşı hile” yolu ile “görevi ve yetkiyi” bilerek kötüye kullanmadır.
ADD Tüzüğünün 18. Maddesi Genel Yönetim Kurulunun görev ve yetkilerini düzenlemektedir. Bu düzenlemede Genel Yönetim Kurulunun, şube yönetim kurullarını görevden alma yetkisi yoktur. Bu yetki Tüzükte Genel Kurulun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Ayrıca görevden alma yetkisinin gerçekleşebilmesi, ancak soruşturma sonucunda ve savunma hakkının kullandırılmasıyla olanaklıdır. Soruşturma ve savunma hakkı anayasal koruma altındadır. Tüm bunlara rağmen; ADD Genel Yönetim Kurulu; maddi temeli olmayan bir görevden alma gerekçesi öne sürerek, Anayasa, Kanun ve Dernek Tüzüğünün açık hükmüne aykırı işlem yapmıştır.
 Özetle; ADD Genel Başkanının, Genel Yönetim Kurulunun, kendilerine verilen yetki, görev ve hakkı “ağır kusur”  derecesinde, dürüstlük kuralına aykırı olarak kötüye kullandıkları, yani “kasıtlı” ve “keyfi” davrandıkları şüpheye yer bırakmayacak derecede açıktır.
7- Anayasada tanınan hak ve hürriyetler aynı zamanda Anayasal koruma altındadırlar Anayasamızın (Değişik: 3.10.2001-4709/3 Md.)14/2 Maddesi-  “……Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz” demektedir.
‘'Güvenin kötüye kullanılması'', yetkinin yasalara aykırı yolda kullanılması halidir.  Görev ve yetkilerin kötüye kullanılması, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin yok edilmesi sonucunu doğurur ki, bu durumda,  hukukun bireyin temel hak ve özgürlüklerini koruma görevi ortaya çıkar.
Yine Anayasamızın 33. Maddesi, Dernek Kurma Hürriyetini Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir. ”Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz”  Anayasal güvence altına almaktadır.
8-ADD Isparta Şube Yönetim Kurulu Başkanlığı/ Üyeliği görevinden hukuka aykırı bir davranışla alınmamız, Anayasa ile güvence altına alınan hak ve hürriyetlerimizden yoksun kılınmamız sonucunu yaratmaktadır. Aynı zamanda toplum içerisindeki saygınlığımız bu hukuka aykırı işlem nedeniyle ağır şekilde zedelenmiştir. Nitekim TCK 108. Maddede belirtildiği üzere,  Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak” cezai yaptırım gerektirir bir işlem ve eylemdir.
Yine; 5237 sayılı TCK’da “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” başlığıyla 109 uncu maddede; “Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir” hükmü yer almaktadır.
9- Tüm bu hukuksal ve yasal gerekçelerimiz göz önüne alınırsa,  ADD Genel Yönetim Kurulunun 17.02.2013 tarih ve 03 sayılı kararı hukuksal değil,hukuka aykırılık oluşturan”,  siyasal, aynı zamanda hukuk, tüzük ve ilgili mevzuaat  ihlal edilerek alınmış bir karardır.

YASAL NEDENLER: İlgili Yasal Mevzuat,

KANITLAR            : ADD Genel Başkanlığındaki  Görevden Alma kararına ilişkin dosya
                                 münderecatı ve sair deliller.


SONUÇ VE İSTEM:
                            Yukarıda açıklanan nedenler ve sunulan kanıtlar değerlendirilerek ;
a.                      İptali talep edilen Genel Yönetim Kurulunun 17.02.2013 tarih ve 3 sayılı  kararın dava sonucuna kadar uygulanmamasına yönelik  İHTİYATİ TEDBİR KARARI verilmesine,
b.                        Yargılamanın yapılarak, hakkımızda, ADD Genel Yönetim Kurulunun 17 Şubat 2013 tarih ve 03 sayılı kararının iptaline,
c.                       Yargılama giderlerinin davalı Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanlığı yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederiz.19.03.2013


         Davacı                        Davacı                            Davacı                                                    Davacı                 

 O.Mümtaz ÇAPÇI            Feray SELEK                Abdullah GÖKTAŞ                        Niyazi ÇAMURCU




        Davacı                                                                      Davacı

Vedat HALICIOĞLU                                  Muhittin PEKER