Sayı: 2014/35
Konu: “Menemen Olayı Türk Devrimine Karşı Düzenmiş Bir Suikast
Girişimidir” 23.12.2014
BASIN
AÇIKLAMASI
(Menemen Olayı Türk Devrimine Karşı
Düzenmiş Bir Suikast Girişimidir)
İzmir'in Menemen ilçesinde, askerliğini
yedek subay olarak yapmakta olan öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay'ın 23 Aralık
1930 tarihinde mürteci Derviş Mehmet ve adamlarınca da hunharca katledilmesi
Cumhuriyet rejiminin, 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu
ikinci önemli irtica olayıdır.
84 yıl önce gerçekleşen bu isyan girişimi,
emperyalizmden güç ve destek alan gerici, bölücü, işgalci artığı beslemelerin
Türk devrimine karşı düzenledikleri bir suikast girişimi ve sapkınlığıdır.
Menemen olayı ve Kubilay’ın hunharca
katledilmesini, birkaç mürtecinin giriştiği gerici bir kalkışma olarak
değerlendirmek, Türk ulusunun daha birkaç yıl önce yüzbinlerce şehit vererek
ülkemizden kovduğu emperyalist yağmacıları ve katliamlarını aklamak ve tarihsel
gerçekleri perdelemektir . Menemen olayı; Genç Türkiye Cumhuriyetini batı emperyalist
yağmacılığının hegemonyası altına sokmaya, Türk Ulusunun bağımsızlık direncini
kırmaya ve Kemalist devrimi engellemeye yönelik dış destekli bir kalkışmadır.
Nasıl’ ki bu gün; Bir CIA/NATO kirli savaş
ürünü olan IŞİD, 2012’de Ürdün’ün Safevi kasabasında CIA, Türkiye ve Ürdün
İstihbaratı tarafından kurulmuşsa, Menemen irticai kalkışması başta İngiltere
olmak üzere, Yabancı güçlerin beslemesi İngiliz Muhipleri Cemiyeti Başkanı Sait
Molla, Erbilli Şeyh Esat, Giritli Hüsnü Bey ve Giritli Şeyh Sükûti tarafından
planlanmıştır.
Türk devrimini ve laik cumhuriyeti bertaraf
ederek, saltanat ve şeriatı getirmek, tekke ve zaviyeleri açmak, şapkayı
yasaklayıp yeniden fesin kullanılmasını sağlama amacında olan Nakşi tarikatı
lideri, Erbilli Şeyh Esat, İngiliz casusu Lawrence ile bağlantılı olarak
çalışıyordu. Yani İngiltere tarafından Truva atı olarak kullanılmıştır.
Eylemin planlayıcılarından Manisa
Mutasarrıfı Hüsnü Bey, Nakşibendî tarikatı mensubuydu. 8 Eylül 1922'de Yunan
güçleri ile birlikte Manisa'yı terk etti ve Yunanistan'a yerleşti. Hüsnü Bey'in
adı artık Hüsnüyadis'ti. Müslüman inancını da Ortodoks Hristiyanlığına
dönüştürmüştü.
Eski Menemen Belediye Başkanı Şeyh Sükûti,
İngiliz Muhipleri Cemiyeti üyesiydi. Nakşibendi tarikatı lideri Erbilli Şeyh
Esat'ın müridiydi. Şeyh Sükûti de Türkiye'den kaçtı. 1925 yılında Hüsnüyadis
ile Yunanistan'da yolları kesişti.
İşte isyan girişiminin arkasındaki bu
gerçekler, gerici ve bölücü kuvvetlerin emperyalizmle iş ve güç birliğini
ortaya koyuyor. 84 yıl sonraya döndüğümüzde de olguların değişmediği görülüyor.
Türkiye
Cumhuriyeti'ne kasteden kuvvetler, bugün de emperyalizmin güdümünde hareket
ediyor.
Emperyalizm, doğası gereği, ele geçirmeye, hâkimiyet kurmaya çalıştığı ülkelerde
toplumsal, siyasal gericiliğin en büyük destekçisi olarak öne çıkar. Türkiye’de
ne zaman ki emperyalizme, yabancı sermayeye bağımlılık artmıştır; faşist ve
dinci gericilik yükselişe geçmiştir.
1923 te Sevr i yırtıp Lozan’ı kabul ettiren
Türk ulusu karşısında silahla amaçlarına ulaşamayacaklarını gören
Emperyalistler 1923 ten sonra strateji değiştirerek emperyalizmin emrinde
çalışan etki ajanı, istihbarat elemanı ya da provokatörler aracılığı ile işgal
edeceği ve sömüreceği ülkeleri içeriden çökertemeye yöneldiler.
Bu gerçek 1925 şeyh Said ayaklanmasında,
1930 Menemen suikastında, 1937-1938 Dersim bölücü kalkışmasında hiç
değişmemiştir. Emperyalist haydutlar devşirilmiş, besleme, kendilerine bağlı
bölücü ve gerici kadroları kullanarak amaçlarına ulaşmaya çalışmışlardır.
Bu
nedenle; Siyasal dinci faşizme ve
gericiliğe karşı mücadele, siyasal dinciliği besleyen, palazlandıran ana damar
olan emperyalizmle karşı mücadele ile özdeştir. Başka bir söylemle emperyalizmi
alt etmeden siyasal-dinci faşizmi ve gericiliği alt etmek olanaksızdır.
Hesaplaşmayı dinci-gerici siyasal sistemin temel dayanağı olan emperyalizmle
yapmayı göze alamayan her hareket tali sorunları öne çıkarıp dinci faşist
sistemin aklanmasına meşrulaştırılmasına hizmet eder.
Kemalist devrimin yiğit neferleri Kubilay ve
silah arkadaşlarını bu duygularla bir kez daha anıyor, anılarının önünde saygı
ile eğiliyoruz.
YÖNETİM KURULU ADINA:
Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL
EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI