"Osmanlıca"
derslerinin liselerde okutulmasıyla ilgili tartışmalara ilişkin Dilbilim
Derneği'den bir açıklama geldi.
Dilbilim Derneği, liselerde zorunlu ders olarak okutulması planlanan
Osmanlıca dersine ilişkin bir açıklamada bulundu.
"Osmanlıca mı Arap harfleri mi?" başlıklı açıklamanın tam metni
şöyle:
"Geçen yıl, "Osmanlı Türkçesi" adlı dersin Sosyal Bilimler
Liselerinde zorunlu, diğer tüm liselerde de seçmeli olarak okutulmasına yönelik
alınan karardan bir yıl sonra, 19. Milli Eğitim Şurasında bu kez, söz konusu
dersin zorunlu ders olarak, Sosyal Bilimler Liselerinin yanı sıra Anadolu İmam
Hatip Liselerinde de öğretim programlarına alınması önerisi getirilmiştir. Şura
sonunda yapılan açıklamalardan, ileriki dönemlerde bu dersin tüm liselerde
zorunlu ders olarak okutulmasından yana bir tavır olduğu da anlaşılmaktadır.
Dil konusunda çalışan akademisyenler olarak, tümüyle bilimsel kaygılarla,
söz konusu gelişmelerden endişe duymaktayız.
Tarihsel olarak “Lisân-ı Osmânî” ya da “Lisân-ı Türkî” olarak da
adlandırılan, özellikle XVI. yüzyıldan sonra edebiyatta, tarih yazıcılığında,
dini konularda ve resmi yazışmalarda kullanılan Osmanlıca, Türkçe, Arapça ve
Farsçanın dilbilgisel özelliklerini içeren karma bir dildi. Oysa aynı süreçte
halk, Karacaoğlan gibi halk ozanlarının şiirlerinde de görülebileceği gibi,
bugünkü dilimize çok yakın olan bir Türkçe kullanmaktaydı ve bu durum, Türkçede
ikideğişkeli (diglosik) bir görünümün ortaya çıkmasına neden olmuştu. Dil
Devrimiyle birlikte toplumdaki bu ikideğişkeli durum sona erdirildi ve halkın
kullandığı değişke, yani Türkçe, hem yazı hem konuşma dilinde egemen konuma
ulaştı. Bugün, “Osmanlıca” olarak adlandırılan dille kastedilen, yalnızca
“Türkçenin Arap harfleriyle yazılışı” değil, Türkçenin belli bir dönemdeki bir
değişkesini ifade etmektedir. Bu açıdan da Arap harflerini bilmek, Osmanlıca
metinleri okuyabilmek anlamına gelmemektedir.
“Dedesinin mezar taşını okuyamayan bir nesil yetiştirdik” savına dayanarak,
Arap yazı sisteminin öğretilmesiyle Osmanlıca yazılmış metinlerin anlaşılıp
çözümlenmesi mümkün değildir. Milli Eğitim Bakanlığının öğretmenlik alanlarına
ilişkin çizelgesinde, İlahiyat Fakültesi, İlahiyat Bilimleri Fakültesi,
Uluslararası İslam ve Din Bilimleri Fakültesi, Dini İlimler Fakültesi, İslami
İlimler Fakültesi mezunlarının bu dersi verebileceği öngörülmektedir. Buradan
da anlaşılmaktadır ki Milli Eğitim Bakanlığı tarafından "Osmanlı
Türkçesi" adlı ders, Arap harflerinin öğretilmesi sığlığında ele
alınmaktadır. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi, Osmanlıca üç dilin özelliklerini
içeren karma bir dildir. Bundan dolayı da Arap harflerini bilmek metinlerin
okunabileceği anlamına gelmemektedir. Bu konuda Türk Dili ve Edebiyatı
Bölümlerinde uzman yetiştirilmektedir.
Osmanlı arşivlerinin bulunduğu Sultanahmet'teki 400 yıllık tarihi binanın
otele çevrilmesi sonucu Osmanlı dönemi arşivlerinin dere yatağında bulunan
Kağıthane'deki rutubetli binada çürümeye terk edildiği gerçeğiyle karşı karşıya
kaldığımız bu dönemde, "Osmanlı Türkçesi" adlı dersin zorunlu bir
ders olarak liselerde okutulmasına ilişkin ileri sürülen savlar sağlam
temellere oturmamaktadır. Yazı sistemini değiştiren birçok toplumda görüldüğü
gibi, metinlerin uzmanlar tarafından Latin harflerine aktarılmasına devam
edilmesi, Osmanlıca metinlerin toplumun tüm bireyleri tarafından
erişilebilirliğini sağlayacaktır. Ancak siyasi iktidarın hedefinin bu olmadığı,
iktidarın hedefinin Cumhuriyet’in aydınlanmacı kazanımlarına yönelik bir
saldırı olduğu, Harf Devrimine ve Dil Devrimine karşı zemin hazırlanmak
istendiği görülmektedir."
Kaynak; http://haber.sol.org.tr/turkiye/dilbilim-dernegi-osmanlica-mi-arap-harfleri-mi-103214