Evlerde ve kahvelerde konuşulanlar üç aşağı
beş
yukarı
şöyle: Anayasada vatandaşın adı “Türk Vatandaşı” olsa ne oluuur, olmasa ne olur! Şimdiye
kadar öyleydi
de ne faydası
oldu? Reddeden reddetti, üstüne bir de 30 yıllık kargaşa
oldu! Değiştirsinler
gitsin, ne istiyorlar, “TC Vatandaşı”
demek mi, desinler! “Türkiye Vatandaşı” mı diyecekler, desinler! Ben neysem yine oyum, anayasada değişmiş
diye Türklüğüm
mü
ortadan kalkacakmış,
pöh!
*
Siyasetçiler ise üç aşağı
beş
yukarı
değil,
tastamam şöyle diyorlar:
Recep Tayyip ERDOĞAN: Kimse bizim karşımıza ... Türklükle çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına
almış
bir iktidarız.
Ahmet DAVUTOĞLU: Ulusçulukla hesaplaşma
zamanı
gelmiştir.
Çeşitli
PKK/HDP/DTK konuşanları: Eşit vatandaşlık ve ortak vatan isteriz.
CHP’den Rıza TÜRMEN: ‘Türk’ sözcüğü etnik anlam taşır... Etnik bir üst kimliğe
dayanan vatandaşlık tanımından
vazgeçmemiz
gerekiyor. Anayasal vatandaşlık olmalı.
CHP’den Atilla KART: Ne mutlu eşitim
diyene! Eşit
vatandaşlık anlayışı
benimsenmelidir.
*
Yıllardır süren ve habire dolambaçlı yollardan dile
getirilen şey,
Anayasa’da
yer alan 66. Maddeyle ilgili: Türk
Devletine vatandaşlık bağı
ile bağlı olan herkes Türktür. Dert olan cümle
bu. Değiştirelim,
ya Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşıdır ya da Türkiye
vatandaşıdır diye yazılsın isteniyor.
Ne var! Aynı şey sonuçta, yazılıversin, diye düşünenlerin yine böyle hemencecik sormaları beklenir: O kadar basit de, bu 30 yıllık terör
neden? Çözümdü-açılımdı, akil adamdı,
çeşitli
şahsiyetlerin
‘siyasi
yaşamıma mal olsa bile yapacağım’ naraları?
Bu kadar basit bir şey
de, neden içindekini
açıkça göstermeyen bunca teknik suratlı söz?
Ve neden bunca küfür havaya savrulmakta?
*
Bu iş,
oluversin işlerden
değil.
Anayasal vatandaşlık demek, vatandaşlık anayasada düzenlensin demek değil.
Eşit
vatandaşlık, her bireyin bir diğerine
eşitliği
demek değil.
Ortak vatan da, “bu
topraklar”
hepimizin vatanıdır demek değil.
Anayasal vatandaşlık, ulusal vatandaşlığı, yani Türk vatandaşlığını kaldırmak demek. Eşit vatandaşlık etnik topluluklara ayrılmış
sistem demek. Ortak vatan da Türkiye
ve Kürdistan
demek.
*
İstenen
değişikliği
yapıvermek,
farklı
anadillerin resmi dil olması
demek. Türkçe’nin ulusal-resmi dil olmaktan çıkması; eğitimde,
yargıda,
hastanede, şirket
muhasebesinde, belediye ve bakanlık işlerinde, TBMM’nde çok resmi-dille iş görmek demek. Tek tek bireylerin, etnik kökenlerine yaslanıp zamanla kendi topluluğuna
kapanması
demek. Her etnik gruba ayrı
siyasal kimlik vermek, siyasette - bürokraside
- özel
sektörde
etnik gruplara ayrılmış
kotalarla sonu gelmez bir çekişme
girdabına
düşmek
demek. Irak’ta
olduğu
gibi cumhurbaşkanı x, başbakan y, yardımcıları
w, z, h etniğinden
ya da mezhebinden olsun pazarlıklarına düşmek
demek. Ulusal devlet ve toplum yaşamının
yerini milliyetler devletine, mezhepler toplumuna bırakması demek. Türkiye’yi
halkı bakımından yamalı bohçaya dönüştürmek, milleti bakımından bölmek...
Ülkemizde böyle bir sisteme teşne olacak etnik topluluk sayısı çok
azdır.
Uluslaşma
sürecinde
eriştiğimiz
aşama
çok
ileri bir noktadadır. Ama bu sistemin yaygınlaşmasını
sağlayacak
bir unsur daha var. Bunun gizli ve sinsi müşterisi
mezhepçiliktir.
Lozan’da
gayrımüslim topluluklarla sınırlı
bırakılmış
olan “azınlıklar düzeni”, İslami mezhepler ve tarikatlar arasında “inançlara
kimlik” haline dönüşecektir.
AKP ve çevresinde
toplanmış
olan çeşitli
unsurlar bu rüyanın peşindedir. Etnikçilik ile mezhepçilik arasındaki ortaklık da başka
bir yerden değil,
buradan gelir.
Anayasa değil
mi bu, yazılıversin! sözünün
davetiye çıkardığı
şey,
günlük
yaşamımızın
bu hale gelmesidir. Ulusun parçalanmasıyla birlikte, etnikçi ve mezhepçi bir dünyanın kapısını açmaktır.
*
Böyle bir dünya mı istiyoruz? İsteklerimizi yoklamanın alemi yok. Böyle bir dünyanın komşularımızda neye yol açtığına
bakmak yeter de artar.
Anlamazdan gelmek iş değil. Sözde insan haklarından,
sözde
din ve vicdan hürriyetinden,
sözde
eşitlikten
dem vuranların
karşısında oluversinci teslimiyet çare değil.
Anayasal vatandaşlık - eşit
yurttaşlık diyenlere dikkat! Bizim
ilkelerimiz Ulusal Vatandaşlık - Yurttaşların Eşitliği, sözümüz bundan ibaret.
Kaynak: AYDINLIK