18 Aralık 2013 Çarşamba

AKP’nin ülkeyi yönetme ehliyeti kalmamıştır



Sayı   :2013/25
    Konu: AKP’nin  ülkeyi yönetme ehliyeti kalmamıştır                           18.12.2013                                                                                         
   Kod: 32.011.159
BASIN AÇIKLAMASI
Türkiye 17 Aralık sabahına uzun süre konuşulacak bomba gibi haberle başladı. Üç Bakan'ın oğlu, Fatih Belediye Başkanı, üst seviyedeki kimi bürokratlar ve ünlü iş adamları dâhil çok sayıda kişi yolsuzluk operasyonu kapsamında gözaltına alındı.
 Çatışma büyük, iddialar vahim, operasyon derin. Yolsuzluk, yağma, talan, yozlaşma, çürüme neredeyse ülkenin tüm kılcal damarlarına kadar yayılmış.
Bu operasyonu, cemaat ile AKP arasındaki kavga olarak görenler, “birbirlerini yemeye başladılar, bu kavga AKP’yi götürür” ham hayaline kapıldılar. Hani neredeyse “Celladını, kurtarıcısı olarak gören bir toplumun, kasabın bıçağını yalayan aptal danaya benzemesi” gibi, kimileri Fetullah Gülen cemaatinin önüne savunma kalkanı olmaya, kimileri ise Ergenekon tetikçisi savcının, aslında ne kadar “demokrat”, “tarafsız” ve “yurtsever” olduğunu kanıtlamaya soyundular.
Bizlerin görevi; Küresel yağmacılar(ABD ve AB) Cemaat- AKP arasındaki bu tepişmenin üzerini örten toz dumana aldanmadan, somut gerçeği cesurca dillendirmektir. Birkaç noktanın altını çizelim:
1.    Geldiğimiz bu gün, yönetenlerin eskisi gibi yönetemediği; yönetilenlerin ise eskisi gibi yönetilmek istemediği(gezi direnişi, 29 Ekim,10 Kasımlar anımsanmalıdır) bir süreçtir.
2.    Küresel yağmacılar(ABD ve AB) ve Cemaat koalisyonu açısından, bu güne değin süreci başarıyla götüren AKP’nin “son kullanma tarihi” dolmuştur.
3.    Bu durum karşısında AKP'yi iktidara taşıyan güçler, bu gerçeğe göre yeniden pozisyon alma, yani son kullanma tarihi dolan AKP sonrasını projelendirmeye yöneldiler.
4.    Gerek küresel yağmacılar, gerekse cemaat, AKP’nin dönüştürdüğü yeni Türkiye’yi kabullenecek ama AKP kadar kontrolsüz gitmeyecek bir iktidar seçeneği yaratma çabasındadırlar.
5.    AKP’nin yüzü halk nezdinde yıprandığı için küresel çete elinin altında alternatifini bulundurur. İşte bu nedenle ve bu aşamada CHP heyeti ABD’ye uçtu ve gerek küresel güçlere, gerekse Cemaat'a “Ben hazırım” mesajını bizzat Genel Başkanın ağzından verdi.
Görüldüğü üzere 17 Aralık operasyonu aslında karşı devrimci güçlerin sistemdeki ayıplarını kapatmaya, örtmeye yönelik bir çabanın ürünüdür.
Küresel yağmacı-gerici koalisyon toplumsal muhalefetin tepkilerini kontrol altında tutabilmek için sistem içi kanalları(seçimler, vb.)kontrollü olarak açık tutmaktadır.  Çünkü sürgit baskı, şiddet belirli bir aşamadan sonra etkisini yitirir. Hatta ters teper. Bu nedenle, örneğin Silivri’de yakalandığı kanser nedeniyle ölümle burun buruna olan Fatih HİLMİOĞLU değil ama dışarıya çıkarsa toplumsal muhalefeti etkisiz kılmakta etkili olacak Mustafa Balbay’ın tahliyesine izin verilir.
Diğer yandan iktidarıyla, muhalefetiyle, Demokrasiden seçimleri, özgürlüklerden ise tüketimi algılayan/algılatan, birbirinden özde hiçbir farkı kalmamış siyasal partilerden birinin kuyruğuna takılarak, yolsuzluk, yağma, talan, yozlaşma ve çürümeden kurtuluş umanlar, toplumsal muhalefetin birikimini,  enerjisini tüketerek, bu kokuşmuş sistemin kalıcılığına hizmet edenlerdir.
Elbette 17 Aralık çok önemli bir gelişmedir. Küresel yağmacılar(ABD ve AB) Cemaat- AKP’den oluşan gerici koalisyon dağılmaktadır.  Pandora’nın kutusu açılmış, pislikler Ortaya dökülmeye devan etmektedir.  Bu bir çöküşün işareti olduğu gibi, aynı zamanda yeni bir dirilişin, ayağa kalkışın başlangıcı olmalıdır.
Bu koşullarda, AKP’nin tek bir gün daha ülkeyi yönetme ehliyeti kalmamıştır. Hükümet derhal istifa etmelidir. Ortaya çıkacak boşluğu, Küresel yağmacılar(ABD ve AB) ve Cemaat koalisyonu tarafından seçenek olarak hazırlanıp önümüze sunulanlar değil,  halka güvenerek; halkla birlikte engebeli, dolambaçlı da olsa zorlu yolları yürümeyi göze alabilen halkı devrimci cephe dolduracaktır.

YÖNETİM KURULU ADINA:
                                                                    Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI

17 Aralık 2013 Salı

Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesinde “Atatürk” Adına Yakışmayan Kirli, Çirkin Uygulamalar



Bilindiği üzere,  Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesinin 2012 yılı Mart ayında yapılan Olağan Genel Kurulunda seçilmiş Yönetim Kurulunu, ADD genel merkezi hukuk dışı yöntemlerle görevden almıştı.(Bu nedenle konu tarafımızdan mahkemeye taşınmıştır)
 Bu ahlak dışılığı Isparta’da tezgâhlayanlar, alçakça bir tertip, düzen ve karalama ile seçilmiş yönetimin görevden alınmasını sağlayanlar, kendilerinin ADD Genel Merkezi tarafından yönetim kurulu olarak “ATANMALARI”  ile gösterdikleri ahlak dışı çabalarınınonursuz ödülünü” de almışlardır.
1.    Bu sözlerimiz;  17.02.2013 tarihinde ADD Genel Merkezince Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şube Yönetimine atamayla gelenlerin tümünü değil, bu ahlaksız tertibi, şeytana bile pes dedirtecek yöntemlerle gerçekleştirenleredir.
ADD Genel Merkezine, Isparta’daki tertipçiler tarafından, Yönetim Kurulu olarak şu isimler önerilmişti
1.                   Batuhan Güldiken    
5.Havva Dinçtürk
2.                    Doğan Elçi,
6.Hasan Hüseyin Sönmez
3.                   Ahmet Demirel,
7. Cüneyt Oktay
4.                   Şükran Çöleri,

Tertipçilerin ADD Genel Merkezindeki, işbirlikçileri de, hiçbir araştırma, soruşturma yapamaya gerek duymadan, yangından mal kaçırmanın telaşı ile listeyi olduğu gibi al el acele onaylamıştı.
2.    17.02.2013 tarihinde atamışlar büyük bir kahramanlık!!! göstererek kazandıkları ahlaksız zaferin gereğini yerine getirmek üzere harekete geçmişlerdi ki,  kirli çamaşır bohçaları ortaya döküldü.
Tertipçi ikiyüzlü ekibin 7 kişilik listeyi tamamlayabilmek için çevirdiği dolaplar, önceki Yönetimi görevden aldırmak için düzenledikleri tertipten daha ahlaksız, daha çirkindi.
3.    Yönetim Kurulu Listesine Aldıkları Hasan Hüseyin Sönmez’in, Listeye alındığından haberi bile olmadığı ortaya çıktı. 
Sönmez, ”bu atamanın kendisine, kişiliğine yapılmış ağır bir saygısızlık olduğunu, yaşamı boyunca hiçbir şekilde birilerinin himmeti ile bir yere atanmadığını, bu yapılanları gayriahlaki bulduğunu” ifade ederek, aynı gün istifa dilekçesini ADD Genel Merkezine belgegeçer(Fax) ile ulaştırmıştır.
4.    Bu kirli dümen ve dolabın yalnız Sn. Sönmez le sınırlı olmadığı kısa sürede ortaya çıktı. Tertipçi, ikiyüzlü ekip, Yönetim listesine almayı planladıkları Havva Dinçtürk’eADD önceki yönetimi tümden istifa etti. Biz ADD'nin Isparta da kapanmasını önlemek için bir yönetim oluşturuyoruz. Bize destek olun, sizi de listemize alalım”  yalanını söylerler. Dinçtürk; iyi niyet ve dürüstlükle ADD'nin kapanmaması adına görevi kabul eder. Ama “gerçekler yalanlarla çarpıtılamayacak kadar inatçıdır ve er geç ortaya çıkarlar”. Önceden söyledikleri yalan ve karalamaların ters teptiği gibi, bu yalan da ters tepmiş, Bn. Dinçtürk, gerçeğin kendine anlatıldığı gibi olmadığını görünce, Nisan 2013 te Atanmış ADD yönetiminden İSTİFA ETTİĞİNE ilişkin dilekçeyi Y-ADD yönetimine verir ve ayrılır. Ancak Dinçtürk’ün istifa dilekçesi bu gün itibariyle işleme konulmamıştır. Havva Dinçtürk; nedenini telefonla sorduğunda ise kendisine “İstifanı Ankara kabul etmedi” kuyruklu yalanı söylenir.
5.    Diğer yandan; ADD Isparta Şubesi Önceki Yöneticilerinin, ISPARTA 2.SULH HUKUK MAHKEMESİNDE 2013/365 Esas sayı ile açılan dava 13.11.2013 tarihinde sonuçlanmış, “ADD Isparta Şubesinin Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında 17.01.2013 tarihli üye listesinin esas alınmasına, …gündeminde sadece yönetim kurulu değişikliğinin olacağının tespitine” karar verilmiştir.
17.01.2013 tarihli ADD Isparta Şubesi üye listesine göre, atanmış ADD yönetiminde olan BATUHAN GÜLDİKEN, AHMET DEMİREL, DOĞAN ELÇİ ADD üyesi değillerdir.
6.    Bu durumda, 5 üye yani, H.Hüseyin SÖNMEZ, Havva DİNÇTÜRK istifa nedeniyle, BATUHAN GÜLDİKEN, AHMET DEMİREL, DOĞAN ELÇİ üye olmamaları nedeniyle Yönetim Kurulu üyeliklerinden düşmüş/düşürülmüştür   Yani Şubat 213 ten bu yana ADD Isparta Şubesi, yasadışı, Gayrimeşru bir ekip tarafından yönetilmektedir
Yedek üyelere bu güne değin herhangi bir çağrı da çıkarılmamıştır. ISPARTA 2.SULH HUKUK MAHKEMESİNİN 2013/365 Esas sayılı kararı mevcut yönetim tarafından görmemezlikten gelinmektedir.
7.    Sonuç olarak; Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesinde, Şubat 2013 ten bu yana, derneğin taşıdığı “Atatürk” adına yakışmayan, yasa ve hukuk düzenine aykırı kirli, çirkin uygulamalar birbiri ardınca yürütülmektedir.
8.    Bu aşamada Genel Merkezin görev, yetki ve sorumluluğunu yerine getirmesini de istemeyeceğiz. Çünkü bu olanların kaynağı, desteği, dayanağı Başta ADD Genel Başkanı olmak üzere GYK içindeki kimileridir. Bizler Kadıya- kadıyı şikâyet etmekle sonuç alınacağını düşünmüyoruz.
9.    Durumu kendini Atatürkçü/Kemalist saflarda gören kamuoyunun vicdanına havale ediyoruz.17.12.2012
ADD ISPARTA ŞUBESİ
MART 2013 TE GÖREVDEN ALINAN
YÖNETİM KURULU ÜYELERİ

16 Aralık 2013 Pazartesi

AKP ye öykünerek, Batıya yaranarak iktidar olmayı amaçlayanlar



  
Sayı   :2013/20
  Konu: AKP ye öykünerek, Batıya yaranarak iktidar olmayı amaçlayanlar                                                                                               16.12.2013
       Kod: 32.011.159
BASIN AÇIKLAMASI

Türkiye Yerel seçim değil, seçimler ortamına girdi. 1938’den bugüne değin Cumhuriyeti çökertme amacıyla yola çıkan sicilli karşıdevrimci cephe,  yükselen toplumsal muhalefet karşısında tükenmişliğin son çırpınışları ile süreci kurtarmak çabası içinde.
Batının acentesi, Emperyalist odakların Türkiye temsilcisi olan AKP’nin çöküşü sürecinde, emek cephesinin mevzilerinde, Antiemperyalist, halkçı- devrimci safları güçlendirerek mücadele vermesi umulan ve beklenenler, çözümü AKP ye benzeyerek, daha da sağcılaşarak, Batı acenteliğini kendilerinin daha iyi yapacağını kanıtlayarak sandıktan çıkabilecekleri varsayımı üzerine ahmakça bir yola saptılar. Tarih göstermiştir ki, kendi özünü inkâr ederek, kendini var eden değerlere sırtını dönerek zafer kazanacaklarını umanların sonu hep hezimet olmuştur. Tarihin çöplüğü bu tür soysuzların, inkârcıların mezarları ile doludur.
Küresel yağmacıların Türkiye acentesinin faşist diktatörlüğünü yıkmak için, ona karşı direnmek yerine,  Onun ipine sarılarak halkımıza kurtuluş vadedenler, dilimiz varmıyor ama ihanet değilse “gaflet ve dalalet” içindedirler.  Kendileri ile birlikte Ülke ve ulusumuzu uçurama sürüklemektedirler.
Emperyalist Batının Türkiye acentesi AKP’nin varlık nedeni, Atatürkçülüğü, tam bağımsızlığı, antiemperyalist halkçı-devrimci direnci kırmak, onu yok etmek, değerlerini, sembollerini kirletmek, böylece bu değerleri etkisiz kılmaktır.
 AKP ye öykünerek, Batıya yaranarak iktidar olmayı amaçlayanlar aslında kendi varlığının mezar kazıcılığını yapmaktadırlar.
Geldiğimiz bu günde, Türkiye’de artık sahte, çakma Atatürkçülüğün ve Atatürkçülerin son kullanma tarihinin dolduğu ortaya çıkmıştır.
Tam bağımsızlığın, antiemperyalist halkçı-devrimci anlayışın Türkiye’deki karşılığını savunan kapsayıcı bir hareketi yaratmanın tüm ön koşulları oluşmuş durumdadır.
Bilelim ki, AKP’ye, PKK’ya ve de en önemlisi ABD’ye tavır almak ve bunlarla mücadele etmek yerine, Cumhuriyetçi, tam bağımsızlıkçı yığınlara sağcılaşmayı, emperyalist batının acenteliğini dayatarak çıkış yolu önerenler ve buna önayak olanlar ihanet içindedirler.
Çıkış yolu Türk halkının ellerindedir.

YÖNETİM KURULU ADINA:                                                                                                           Mahmut ÖZYÜREK       
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI