Yapılmak
istenen darbe teşebbüsünde bulunanlardan hesap sormak ise, mutlaka hukuk
gözetilmelidir.
Olağanüstü
KHK'ları ile neler yapılabilir, neler yapılamaz...
Olağanüstü hal
KHK'ları ile hükümet ancak, olağanüstü halin amacını aşmayacak biçimde
düzenlemeler yapabilir.
Olağanüstü hal
KHK'ları ile yasalarda değişiklik yapılmamalı, bu yolla yürürlükte tutulacak
olağanüstü hal KHK'ları ile değişen yasalar üzerinden, olağanüstü hal adeta
süresiz kılınmamalıdır.
Tüzel
kişiliklerin/derneklerin, faaliyetten alıkonulması ve kapatılması, olağanüstü
hal durumunda bile, TMY 89-90 maddeleri uyarınca sadece ve sadece mahkeme
kararı söz konusu olabilir. Aksi anlayış, tüzel kişiler dışındaki (gerçek)
kişilerin de yargılanmadan, olağanüstü hal KHK'ları ile cezalandırılmaları ve
verilecek cezaların kesin kabul edilip derhal infaz edilmesi ile yani yargısız
infaz ile eşdeğerdir.
Nasıl ki gerçek
kişilerin yargısız infazı, yani gerçek kişilerin olağanüstü hal KHK'ları ile
cezalandırılmaları ve bu cezaların infaz durumu kabul edilemez, tüzel kişiler
için de olağanüstü hal KHK'ları yoluyla bu nitelikteki düzenlemeler kabul
edilemez.
Olağanüstü hal
KHK'ları yoluyla, her konuda ve de sınırsız biçimde her türlü düzenleme
yapılamaz. Olağanüstü hal KHK'ları ile yapılacak düzenlemelerde, mutlaka
olağanüstü halin amacı ve sınırları gözetilmelidir.
Anayasa'daki
düzenleme uyarınca olağanüstü hal KHK'ları için Anayasa Mahkemesine
başvurulamamaktadır. Anayasa Mahkemesi, Anayasadaki bu düzenlemeyi geçmişte
1991 ve 1992 yılında verdiği kararlarda, hukuk devleti anlayışını öne çekerek
yorumlamış, eğer olağanüstü hal KHK'sı yoluyla yapılan düzenleme, olağanüstü
halin amaç ve sınırılarını aşmıyorsa, olağanüstü hal KHK'ları ile ilgili bu
Anayasa hükmünün uygulanabileceğini ve yargı yolunun kapalı olduğunu ifade
etmiştir.
Anayasa
Mahkemesi, olağanüstü hal KHK'ları ile yapılan düzenlemelerle ilgili olarak
kendisine yapılan başvurularda, bu düzenlemelerin adına bakarak yargı yolunun
kapalı olduğunu belirtip hemen red kararı vermeyeceğini, bu düzenlemelerin
adına değil içeriğine bakacağını, olağanüstü hal KHK'larının içeriğinde,
olağanüstü halin amacı ve sınırları aşılmış ise, bu durumda olağanüstü hal KHK
koşulları söz konusu olamayacağından, bu addaki düzenlemeleri iptal edeceğini
söylemiş ve bu anlayışla, yerinde olarak 424, 425, 430 sayılı olağanüstü hal
KHK'ları hakkında 1991 ve 1992 yılında iptal kararları vermiştir.
Olağanüstü hal
durumunda, Anayasa'ya ve İHAS'a aykırı önlemler alınabilmesi söz konusudur.
Olağanüstü hal konusunda, İHAS'a aykırı önlemler alınabileceği ile ilgili
Avrupa Konseyi'ne bildirimde bulunulması durumunda, hem Anayasa'nın, hem de
İHAS'ın 15 inci maddeleri çerçevesinde, aykırı önlemler alınabilir. Ancak bu
durum, büsbütün de keyfi hareket etme hakkı sağlamamaktadır.
Olağanüstü hal
durumunda yapılacak düzenlemelerde anayasaya ve İHAS'a aykırı önlemler
alınabilecek ise de, gerek Anayasa'nın 15 inci, gerekse İHAS'nin 15 inci
maddeleri mutlaka gözetilmelidir.
Hiç bir kural
gözetilmeden, her şeyin olağanüstü hal KHK'leri ile yürütülmesi demek, sürecin
hukuka aykırı yürütülmesi demektir. Hukuka aykırılıklar yaratmak demek,
yürütülen tüm bu sürecin, yarın hukuka aykırılıklar nedeniyle, amacından
uzaklaşması, etkisiz kalması, istenilen sonuçların alınamaması demektir.
Bir hukuk
devletine yani bir anayasal düzene saldıranlara, bir darbe teşebbüsünde
bulunanlarda bu durumun hesabı ancak hukuk yoluyla sorulabilir. Hukuk
gözetilmeden yürütülecek bir süreç, yarın hukuka aykırılıklarla yüz yüze
kalmayı, bu hukuka aykırılıklar nedeniyle amaçlanan sonuçların elde
edilememesine yol açacağına göre, hukuka aykırılıklardan her durumda uzak
durulmalı, darbe eyleminin ağırlığı ne olursa olsun, yapılacak işlemlerde asla
hukuktan uzak kalınmamalıdır.
Yaşadığımız
sürece bakıldığında nasıl olsa olağanüstü hal var diye, her konuda her türlü ve
de olağanüstü hal sonrasına sarkabilecek nitelikte düzenlemeler yapıldığı
görülmektedir. Bu yolla olağanüstü hal, adeta süresiz kılınmaktadır.
Örnek vermek
gerekirse, yargıç adaylarından uygun görülenlerinin, adaylık süresine
bakılmaksızın, yargıçlığa alınması hükmü, olağanüstü hal KHK'sı ile
getirilmiştir.
Bu yargıç
adayları, süreçte hem yargıç kimliği ve donanımı yönünden sorun yaratabilecek,
hem de bu durum yasa ile bile yapılmayıp, olağanüstü hal KHK'sı ile
yapıldığından, olağanüstü hal hukuku ve uygulayıcıları, sistemde kalıcı/süresiz
kılınmaktadır. Bu durum son derece hatalıdır.
YARSAV'ın
kapatıması, hem KHK ile yapılması, hem de FETÖ ile mücadele yönünden amacı aşan
bir işlemdir.
667 sayılı
olağanüstü hal KHK'sına bakınca böyle örnekler oldukça fazladır.
Bu nedenle 667
sayılı olağanüstü hal KHK'sı, yürütülen sürecin hukuksuz bir temele oturup
çökmemesi için, mutlaka Anayasa Mahkemesi'ne taşınmalıdır.
Ömer Faruk
Eminağaoğlu