Sayı:2017/010
Konu: “Cumhuriyetin 94. Yılı” 29 Ekim 2017
Cumhuriyet;
egemenliğin kayıtsız-koşulsuz "Allah'ta" ve saraylarda olduğu bir
dönemde onu alıp "yeryüzüne" indiren, "halk" ile paylaşan,
kısmen de olsa iktidarın denetlenebildiği, gerektiğinde geri alınabildiği
ilerici, devrimci bir adımdır.
Bu büyük
devrimci adımın 94. Yılında emperyalistlerle yüz kızartıcı bir biçimde
işbirliği içinde olan dinci gericilik laiklik ve bağımsızlık parantezini kapamaya
çalışmaktadır. Cumhuriyet devriminin bütün kurumları, gerici güçler tarafından
imha ediliyor. İktidarı ele geçiren dinci faşizm Cumhuriyetin mezarını kazıyor.
AKP devletleşmekte,
devleti kendi amaç ve felsefesine göre yeniden yapılandırmakta, Kemalist
Cumhuriyetin mücadelelerle elde ettiği her mevzi ve her kazanıma saldırmakta, 1950’li
yıllardan bu yana aralıksız aşındırılan Cumhuriyetle son hesaplaşmayı
yapmaktadır.
Cumhuriyetin 94.
yılında karşı karşıya olduğumuz tablo özetle budur. Bu işbirlikçi dinci
gerici kalkışmanın püskürtülmesi, bir kez daha iktidar olmalarının, iktidarı
ele geçirmelerinin yol ve yöntemlerinin tıkanması görev ve sorumluluğu bir kez
daha Kemalist devrimcilerin omuzlarındadır.
İşin özeti
bu gün devrim ve devrimci mücadelenin özü Kemalist cumhuriyet mücadelesidir.
Bu nedenle
Cumhuriyetin 94. yılında antiemperyalist, bağımsızlıkçı, devrimci güçler;
altına dinamit döşenen Cumhuriyet'ten geriye kalan ve yeniden cumhuriyeti kurmanın
zemini ve kaldıracı olacak mirasları, ilerici unsurları sahiplenerek, derlenip
toparlanma, örgütlenme toplumsal muhalefete bilinç ve irade kazandırma ve
onları eyleme geçirerek bu iktidarı alaşağı etme görevi ile karşı karşıyadır.
Toplumsal
uyanış, AKP’nin 15 yıldır toplumu sokmaya çalıştığı dinci gömleği birçok alanda
parçalamaya başlamıştır. Ancak
kendiliğinden ortaya çıkan bu uyanışı bilinçle buluşturma, örgütleme ve kararlı
bir siyasal iradeye dönüştürme görevini üstlenmesi beklenen örgütlenmeler tam
bir aymazlık, tutarsızlık içinde debelenmektedir.
Kan bedeli
edinilen devrimci birikimler; yeniden diriliş, Cumhuriyet’i yeniden kurma
mücadelesini güçlendirme, içeriğini zenginleştirip güncelleştirme yerine
dans, vals, hamam kaplıca gezi kampanyalarına, slogan Atatürkçülüğüne, tişört
üstü gevezeliklere malzeme ediliyor.
Bunca
kirlenmenin, pisliğin orta yerinde durup suskunlaşan, her tür saldırıyı
kabullenip dans, vals eden bu aymazlar; Kemalist devrimci siyaseti yaptırımcı
bir güç olarak yeniden üretmek yerine, Kemalizm’den uzaklaşarak
anti-Kemalist bir Atatürkçülük üretme işgüzarlığına soyundular. Karşı
devrimin yarattığı yıkıcı sorunların sistemin temel işleyiş kurallarına zarar
vermeden çözülebileceği, çıkışın yine sistemin içinde olacağı seklindeki akla
zarar yaklaşımlar halkın cumhuriyetten ve Kemalizm’den umut kesmesi sonucunu
ortaya çıkarıyor.
Cumhuriyetten ve
özellikle cumhuriyetin devrimci yanından aşırı derecede rahatsızlık duyan
sistemin egemenleri ise bu “anti Kemalist Atatürkçülüğü” desteklemekte
neredeyse birbiri ile yarışıyorlar.
Açıkça
görülmektedir ki 1923 devrimci Cumhuriyetin kazanımlarına, Laiklik, bağımsızlık
ve özgürlük temelinde, ilerici, devrimci birikimine ve mirasına sahip çıkmak,
ülkenin bütünlüğünü, savunmak ertelenemez, savsaklanamaz namus görevi ve
sorumluluğudur.
Bu namus görevini yalnızca AKP, Tayyip ve
sarayın alaşağı edilmesi ile özdeş görmek tam bir akıl tutulması değilse
ihanettir.
Sorun yalnızca
AKP, Tayyip ve sarayın alaşağı edilmesi değil emperyalist bağımlılığın
sonlandırılması, sermaye yağmasının durdurulması, bunların desteği ile iktidarı
ele geçiren dinci faşist diktatörlüğün alaşağı edilmesidir.
Kemalist Cumhuriyetin 94. Yılı Umutlarımızın ve
öfkemizin örgütlendiği bir yıl olsun.
YÖNETİM KURULU ADINA:
Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder