Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı konuşmada
Suriye'de ABD'nin daha fazla asker bulundurmasını talep ettiklerini
açıkladı. Konferansın “ABD’nin daha
fazla özel kuvvet göndermesi gerektiğini mi söylüyorsunuz?” sorusunu
yanıtlayan Çavuşoğlu, ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ile Ankara'da
görüştüklerine işaret ederek “Evet,
ABD’ye yerel ılımlı güçlere destek olunması amacıyla sahaya özel kuvvetlere
bağlı askerler göndermeleri önerisinde bulunduk” dedi.
Halka
sürekli Amerikan karşıtlığı ile bezenmiş demagojik söylemlerle yaklaşan,
muhalifleri dış güçlerin maşası olmakla suçlayan ama bir yandan da Rakka
operasyonunda ABD'nin askeri olmak için yarışa giren AKP iktidarının, Suriye'de
ABD emperyalizminin askeri varlığını ve nüfuzunu arttırmak için gösterdiği çaba
dikkate değer.
AKP'nin
karşısında bir Amerikan muhalefetinin olduğunu biliyoruz. Solu ve işçi
hareketini bu tür bir muhalefetin peşine takılmaması için sürekli uyardık,
uyarıyoruz. Ancak AKP iktidarının da Amerikancı bir iktidar olduğundan hiç bir
zaman şüphe duymadık ve her fırsatta bunu yazılarımızda ortaya koyduk,
koyuyoruz. Bunda ne kadar haklı olduğumuz Çavuşoğlu'nun açıklamaları ile bir
kez daha doğrulanıyor.
Çavuşoğlu,
aynı toplantıda El Bab'ı geri almak üzere olduklarını sonrasında ABD ile
birlikte Rakka'yı da geri alabileceklerini ifade etti. Erdoğan da geçtiğimiz
günlerde Rakka operasyonu için ABD, Suudi Arabistan ve Katar'la mutabakat
arayışı içinde olduklarını söylemişti. Bu sözler Suriyeliler için haklı olarak
şu soruyu gündeme getirir: El Bab ya da Rakka DAİŞ tarafından işgal
edilmeden önce ABD'nin, Suudi Arabistan'ın, Katar'ın ya da Türkiye'nin mi
toprağıydı yoksa Suriye'nin mi? Dolayısıyla Suriye ile herhangi bir
koordinasyon ve işbirliği içinde olmadan ve bu şehirlerin yönetimini Suriye'ye
devretmeden yapılacak herhangi bir operasyonun adı "geri alma" değil
işgal olacaktır. Dahası dünyanın bir numaralı terörist gücü olan ABD
ordusunu Suriye'ye çağıranların terör ve terörizm üzerine söyledikleri ve söyleyecekleri
herhangi bir sözü de kimse ciddiye almayacaktır.
Çavuşoğlu'nun
komşu Suriye'de ABD emperyalizminin vesayetinde mezhepçi bir işgal gücünü tarif
eden sözlerinin arasında Yurtta Sulh Cihanda Sulh ve komşularla sıfır sorun
politikasından bahsetmesi ise trajikomiktir.
Türkiye'nin
emekçi halkı ise ne Suriye'nin işgaline ortak olmaya ne de evlatlarının bu
haksız işgalde ölüme gönderilmesine razı gelecektir.
http://gercekgazetesi.net/karsi-manset/abdnin-cavusu-olmaya-hayir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder