27 Ekim 2016 Perşembe

BASIN AÇIKLAMASI “Boyun eğerek değil, direnerek kazanacağız”



BASIN AÇIKLAMASI
“Boyun eğerek değil, direnerek kazanacağız”
Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğü ve önderliğinde “Emperyalizme karşı verilen bağımsızlık savaşı sonunda çağdışı bir düzeni yıkarak yerine devrimci cumhuriyetin“ kuruluşunun 93. Yılındayız.
Emperyalist işgal ve projelere karşı haklı ve meşru bir savaş verilerek kurulan Kemalist, devrimci cumhuriyet, kuruluşunun 93. Yılında ortaçağ artığı karşı devrimci bir güruh aracılığıyla adım adım Yeni Sevr’e, BOP’a, taşınmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti bugün 1919’da başlayan, 1922’de, 1923’te ve daha sonraki yıllarda kazanılan utkulardan, devrimci dönüşümlerden; “Yeni Osmanlı” zorlamaları, ardı ardına gelen karşı-devrimci saldırılar ve bir kez daha uluslararası tekellerin oyun ve rekabet alanı haline gelen bir ülkeye dönüştürüldü. Lozan’a, 19 Mayıs’a, 23 Nisan’a, 30 Ağustos’a, 29 Ekim’e düşman, Mustafa Kemal Atatürk’ü unutmak/unutturmak, ondan kurtulmak isteyenler bugün ülkenin yazgısını/kaderini elinde tutmaktadırlar.
Ülkemiz üzerine egemen olan karanlık uzayarak ve derinliğini artırarak sürüyor. Bu karanlığı yaratan yerli, gerici işbirlikçilerin beslendikleri ana damar emperyalizmdir. Bunların, bu ihanet şebekelerinin yapımcıları, amaçları, efendileri, yöneticileri, yani oynatıcıları aynı odaktır.  Bu hain güçler kendi aralarında “canına okudukları Laik Cumhuriyet’in” mirasını Paylaşım kavgasına, hesaplaşmasına tutuşmuşlar, 15 Temmuz kalkışmasını tezgâhlamışlardır.
“15 Temmuz miras Paylaşım kavgası” bahanesiyle “Yenikapı Ruhu”  şamatasıyla kuyruklarına taktıkları sözde muhalefetle birlikte OHAL ilan edilerek;
Türk Ordusu’nun Ergenekon- Balyoz kumpası tasfiyesinden geriye kalanını parça parça bölerek her bir parçasını kendi emirleri altına aldılar ve doğrudan kendilerine bağladılar,
Ordunun kışlalarını boşalttılar, arazilerini yandaşlarına pazarlama, böylece de paylaşma, yağmalama uğraşı içine girdiler.
Yargı da kendilerince güvenilmez buldukları unsurları tasfiye ederek ortadan kaldırdılar. Kendileri için tehlike olmaktan çıkardılar.
Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak Sevr’i hortlatmak, Lozan’ı yok etmek için çabalayan bu “çok zayıf beyinli bahtsızlar”  yalnız Lozan’a değil Laik Cumhuriyet’in tüm kurum ve değerlerine saldırıyorlar. Kültürüne saldırıyor. Mustafa Kemal’e, İsmet İnönü’ye, Laik Cumhuriyetin kurucu kadrosuna saldırıyorlar.
Ülkemizde her geçen gün dozu artan yobazlığı ve gericiliği ayakta tutan esas gücün emperyalizmin varlığı olduğu, Emperyalizmi yıkmadan gericiliği ayakta tutan geri toplumsal ilişkileri ortadan kaldırmanın olanaksızlığı bilimsel bir gerçekliktir. Ancak haklı ve meşru temelleri olan Türkiye Cumhuriyetinin giderek adaletsiz, baskıcı, gerici ortaçağ rejimine dönüşmesinde emperyalizme göbekten bağlı, kaypak-omurgasız, vatansız yerli egemen güçlerin, işbirlikçi sermayenin destek ve katkısı unutulmamalıdır.
Türkiye yeniden bir ulusal kurtuluşun eşiğindedir. Bilinmelidir ki, bu kurtuluş yalnızca emperyalizmden değil, aynı zamanda sömürücü, asalak, gerici, çürüyen yerli egemen güçlerden de kurtuluştur. Bu ülke ancak o zaman yeniden haklı ve meşru bir zemine, bağımsızlığa kavuşur, insanların eşit ve özgür olacağı bir düzen kurulur.
Yokluk ve yoksulluktan var edilen bağımsız ve özgür bir ülkeyi, bir türlü içlerine sindiremeyen Amerikancı ihanet şebekesi karşısında sessiz kalarak, boyun eğerek değil, direnerek kazanacağız Biz bu cumhuriyeti sokakta bulmadık ki;  devşirilmiş Amerikancı ihanet şebekesine direnmeden teslim edelim!
Tarihte hiçbir bağımsızlık ve özgürlük hiç kimseye altın tepsi içinde sunulmamış, gökten zembille de inmemiştir. Savaşmadan, direnmeden, bedel ödemeden bağımsızlığın, özgürlüğün kazanılması, korunması olanaksızdır. Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir.
Ağır acılar, mağduriyetler yaşanmış/yaşanıyor da olsa, Ülkemiz üzerine egemen olan karanlık yıllar boyu sürmüş de olsa, devşirilmiş Amerikancı ihanet şebekesinin de sonu gelecek. Tarihteki bütün hainler gibi bunlar da yıkılacaklar. Kemalist Cumhuriyet yargısı tarafından hesaba çekileceklerdir. Bu nedenle asla korkmayacağız.  Çünkü “Devrimlerin ve Cumhuriyetin sahibi ve bekçisiyiz”. 27 Ekim 2016   
YÖNETİM KURULU ADINA:                                                           Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder