Bir millet
varlığını sürdürmek için “dışa karşı kendini koruma gereksinimi”
duyar. Bunu da toplu yaşama yoluyla, bunun güçlenmiş şekli olan Millî Birlik
yoluyla sağlar.
Millî Birlik
bir milletin en değerli varlığı, en büyük gücüdür. Yurttaşların millet bilinci
etrafında birbirine bağlanması, birbiriyle kenetlenmesidir. Millî Birlik;
milletin varlığını ve vatanı korumak için, bütün yurttaşların canlarını ve her
şeylerini gerektiği an ortaya koyma kararlılığıdır!
*
Millî Birliğin
derecesi; halkın büyük olaylar
karşısındaki tepkisinin şiddetinden, milletin varlığına yönelik olumlu veya
olumsuz olaylar (başarılar, felaketler) karşısında sergilediği tepkiden
anlaşılır. Millete yönelik bir tehlike (felaket) karşısında, halkın o
tehlikeyi önleme ve bertaraf etme kararlığıyla maddî ve manevî olarak bir araya
gelebilme yeteneğinde kendini gösterir.
Milletçe
yaşanan felaketler; büyük sevinçler gibi yurttaşları birbirine yaklaştırır, kaynaştırır,
millî birliğe hayat verir. Bir halkın başına gelen felaketler, bireyler
arasında birlik ruhu yaratır. Büyük olay birlik ruhunun bilinçli olarak da
yaratılmasına araç olabilir. Atatürk bu konuda şunları söylemiştir: Vatanın
bahtsız günleri, kara günleri olabilir. O zaman, kurtuluş çabalarında en önemli
başarı; bütün millet bireylerinin, bütün güçlerini birleştirmesi olacaktır.
Bunun dışındaki her şey millî birliği bozar, ayrılık getirir, parçalanma
getirir. Unutmayın, dağınık bir milleti istila etmek, birleşik bir milleti
istila etmekten çok daha kolaydır.
Yine Atatürk’e
göre: dünyada her millet büyük veya küçük saldırı ve zulümlere, darbelere
maruz kalmıştır. Bu darbeler bazı milletlerin benliğini ve varlığını
mahvetmiştir. Bazılarının ise devletini yıkmış, kendisini yok edememiştir. Bu
ikinci sonuç için, o ülkenin barındırdığı milletin çok kuvvetli olması
lazımdır. Türk milleti böyledir. Türk milleti maruz kaldığı darbeler karşısında
varlığını hep korumuştur.
*
Türkiye bugün
olağanüstü bir dönemden geçiyor. Devlet ve
milletin bütünlüğü tehlikededir. Halka bir felaketle karşı karşıya
bulunduğumuz, herkesin anlayacağı şekillerde kesintisiz anlatılmalıdır. Bu
faaliyet etkili bir örgütlenme ve geniş çaplı kampanyalar gerektirir. Görev
özellikle yurtsever aydınlara düşüyor. Bu noktada ulusal aydınlar yerel
aydınlarla bağlantı kurmalı, işbirliği yapmalıdır.
Genel olarak,
büyük öğretim kampanyaları kapsamında halka Millî Birliğin neden gerekli
olduğu, bireye ve topluma sağlayacağı faydalar kesintisiz olarak, somut
örneklerle anlatılmalıdır.
*
Hayatlarını
kaybeden sevgili yurttaşlarıma Allah’dan rahmetler diliyorum.
Onlar son
şehitlerimizdir. Bu vesile ile, ne kadar bir araya gelir, ne kadar somut
adımlar atarsak, ebedî uykularını o kadar huzur içinde uyuyacaklardır.14.3.2016
Prof. Dr. Cihan
Dura
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESİ
BASIN
AÇIKLAMASI
“Bu koşullar altında
ulus kendi yazgısına el koymalıdır”
Gelinen günde ülkemizin hiçbir yöresinde yaşlı,
genç, kadın, erkek hiçbir yurttaşımızın can güvenliği kalmamıştır.
Ülkemizin en güvenli olması gereken başkentinde
üçüncü kez katliam yaşanıyor. Kimliği, cinsiyeti ne olursa olsun yüzlerce
yurttaşımız bu katliamlarda yaşamlarını yitirdi/yitiriyor. Siyasi,
insanı, ahlakı olarak hesap vermesi gereken İktidar sahipleri, sanki olay bir
başka ülkede olmuşçasına aymazlık içindeler.
Devletin güvenlik birimleri, tüm olanaklarını
halkın değil, iktidar sahiplerinin ve 1150 odalı kaçak saray işgalcilerinin
güvenliğini sağlamaya adamış durumda.
TBMM’deki Soros muhalefeti kötürümleşmiş!,
eylemsiz’ leşmiş iktidarı ele geçiren yıkım ekibinin, yabancı ülkenin
Türkiye’de görevli memurlarının başı ne zaman sıkışsa biri soldan, diğeri sağdan
can simidi uzatmaktalar. Muhalefetçilik oyunu ile halkı aldatıp
kandırarak yıkım ekibinin işini kolaylaştırmayı görev edinmişler.
Bu koşullar altında ulus kendi yazgısına el
koymalıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün
“Bir meclis olsa bile, millet hep uyanık
olmalıdır. Yanlışı gördüğü an egemenliğin asıl sahibi olarak duruma el
koyabilmelidir. Bu sonucu sağlayacak mekanizmalar olmalıdır” öngörüsünü yaşama geçirmelidir.
“
Ey Cumhuriyetimizin bekçisi! Sana düşüyor, yine sana düşüyor görev, durma,
harekete geç. Topla arkadaşlarını etrafına. Bu büyük sorunumuza el koy. Uyarın,
aydınlatın ilgilileri! Halkımızı, herkesi. Geçin önüne bu uğursuz gidişin.(C.D)”
“12
Mart akşamı Ankara’da terör sonucu yaşamını yitiren yurttaşlarımıza tanrıdan
rahmet, yaralılara acil şifalar dileriz.”
YÖNETİM KURULU
ADINA: Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder