"CUMHURİYET,
ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMSIZLIKTIR!" DİYEN BİLİNCİN YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN!
15
Ekim, Atatürk’ün BÜYÜK Nutuk’u (Söylev’i) okuyuşunun 88. Yıldönümüdür!
SÖYLEV,
Türk Kurtuluş Savaşını tüm yönleriyle ve belgeleriyle birlikte ulusal bilince
ve tarihe mal eden bir başyapıttır.
Atatürk,
Söylev’i bitirirken, bir tümceyle özetlediği Çağdaş Türkiye’yi Türk Gençliği’
ne emanet etmektedir:
“Bugün
ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri yaşanan ulusal yıkımların yarattığı
uyanışın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır.
Bu
sonucu Türk Gençliğine emanet ediyorum.”
Atatürk’ün
bıraktığı emanet, eş değerde olduğunu özenle belirttiği “TÜRK BAĞIMSIZLIĞI” ve
TÜRK CUMHURİYETİ”, yani özgürlük düzenidir.
“ÖZGÜRLÜK
VE BAĞIMSIZLIK, BENİM ÖZ-BENLİĞİMDİR” diyen büyük insanlık-âşığı, bu iki üstün
değerin birbirinden ayrılmaz, biri olmadan öbürü olmaz niteliğini bilmekte ve
aynı zamanda hem bağımsızlığı, hem özgürlüğü emanet etmektedir.
Ve
Türk Cumhuriyeti ile Türk bağımsızlığının, ULUS OLARAK VAR OLABİLMEMİZİN,
VARLIĞIMIZI KORUYABİIMEMİZİN TEK TEMELİ olduğunu uyarmaktadır!
BU
İKİ TEMEL SAPTAMANIN ULUSÇA ÇOK İYİ KAVRANMASI, SÖYLEVİN ETKİNLİĞİNİN
GEREĞİDİR.
Ne
var ki, Söylev’in yüksek sanatsal değeri taşıyan, ancak Osmanlıca ağırlıklı
olan özgün metni, özellikle genç kuşaklarca ve genel yurttaş çoğunluğunca
gereğince anlaşılamamaktadır.
Türk
gençliğinin kendisine emanet bırakılan CUMHURİYETİN “BUGÜNÜMÜZÜN VE YARINIMIZIN
TEK DAYANAĞI” olduğunu kavramasından korkan sömürgeci BOP ve içerdeki maşaları,
bu durumdan da yararlanarak “cumhuriyet demokrasi değildir.” yalan
propagandasıyla, bu emaneti karalamak, değersizleştirmek istemişlerdir.
Bu
nedenle tüm söylevin özellikle de duvarları süsleyen, gençliğe sesleniş’ in,
başta eğitim kurumları olmak üzere bütün büyük kamusal ve özel kuruluşlarda,
yine o ulus önderinin kurtarıcı devrimlerinden biri olan dil devrimine borçlu
olduğumuz öz Türkçe metnini bir arada bulundurmalı, her yurttaşın anlaması
sağlanmalıdır.
Aşağıda
söylevi bu öz Türkçe metni olarak sunarken, başta CHP olmak üzere bütün kamu ve
özel ulusal kuruluşlarımızı söylevin 88. yıldönümünü kutlamaya çağırıyor,
İNSANLIĞIN ÖVÜNÇLERİNDEN BİRİSİ, TÜRK ULUSUNUN DA KURTARICISI ATATÜRK’ÜN ANISI
ÖNÜNDE EN DERİN GÖNÜL BORCU VE SAYGILARLA EĞİLİYOR, IŞIĞININ SONSUZA DEĞİN TÜM
ULUSUMUZA, TÜM İSLAM DÜNYASINA ULAŞMASINI DİLİYORUM.
Özer
OZANKAYA
Ey Türk Gençliği!
Birinci ödevin, Türk
bağımsızlığını, Türk cumhuriyetini sonsuza değin korumak ve savunmaktır.
Varlığının ve geleceğinin biricik
temeli budur.
Bu temel, senin en değerli
hazinendir.
Gelecekte de seni bu hazineden
yoksun kılmak isteyecek iç ve dış düşmanların olacaktır.
Bir gün bağımsızlık ve cumhuriyeti
savunmak zorunluğuna düşersen, göreve atılmak için, içinde bulunacağın
durumun olanak ve koşullarını düşünmeyeceksin.
Bu olanak ve koşullar çok elverişsiz
bir nitelikte belirebilir. Bağımsızlığına ve cumhuriyetine kıymak isteyecek
düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir üstünlük elde edebilirler. Zorla
ve aldatmayla sevgili yurdun bütün kaleleri alınmış, bütün gemiliklerine
girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesi gerçek anlamıyla
düşman eline geçmiş olabilir.
Bütün bu koşullardan daha acı ve
daha korkunç olmak üzere, ülkede yönetim erkini elinde bulunduranlar,
aymazlık, sapkınlık ve hatta hainlik içinde bulunabilirler. Hatta bu erk
sahipleri, kişisel çıkarlarını, ülkeye giren düşmanların siyasal amaçlarıyla
birleştirebilirler. Ulus yokluk ve umarsızlık içinde yıkılmış, bitkin düşmüş
olabilir.
Ey Türk geleceğinin çocuğu!
İşte bu ortam ve koşullar içinde
bile ödevin, Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
Gerekli olan güç, damarlarındaki
soylu kanda vardır!
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder