Üç yüze yakın Can’ımızı kurban verdiğimiz Soma’daki kömür madeni, 2005
yılına kadar
devletin malıydı, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) tarafından yönetiliyordu.
Soma Kömür Madeni, devletin malıyken ölümlü bir iş kazası yaşanmadı.
Ve sonra, tüm ülkede “Özelleştirme” kasırgası esti.
Peki, neydi bu “Özelleştirme”?
Küresel Sermaye (siz bunu “Küresel Çete” diye okuyunuz), 1980’lerin
başından itibaren
“Özelleştirme” adı altında, yoksul ve kalkınmakta olan ülkelerin ekonomik
varlıklarına saldırdı. Sanayi kuruluşlarını, yer altı ve yer üstü doğalkaynaklarını, madenlerini, tarım topraklarını, yerli işbirlikçilerin de
yardımıyla, “ucuz eşek” fiyatına ele geçirdi.
Özellikle Güney Amerika’da bazı devletler, işçi sendikaları ve halk
özelleştirme saldırısına karşı çıktı, direndi.
Ancak Türkiye’de, 1980’den beri görev yapmış tüm hükümetler, özelleştirme
saldırısına değil karşı çıkmak, saldırıdan yana oldular.
Son 35 yılın başbakanları; Turgut Özal, Yıldırım Aktuna, Süleyman Demirel,
Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Abdullah Gül ve Recep Tayyip
Erdoğan, özelleştirmeyi savunup uyguladılar.
Son 35 yılın cumhurbaşkanları; Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel,
Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül, tüm özelleştirme yasalarını hiç bekletmeden
imzaladılar.Son 35 yıldır TBMM’de temsil edilmiş tüm siyasi partiler
özelleştirme saldırısını desteklediler: ANAP, CHP, SHP, DYP, DSP, MHP, AKP…
Üç büyük İşçi Sendikaları Konfederasyonu, özelleştirme yanlısı oldular.
Son 35 yılın genelkurmay başkanları ve yüksek komutanları, özelleştirmelere
hiç ses çıkarmadılar.
Üniversitelerden de medyadan da özelleştirmeye karşı çıkan olmadı.
Ve Soma Kömür Madeni de 2005 yılında özelleştirme saldırısına teslim
edildi.
Bu saldırı sırasında Soma Kömür Madeni’ni ele geçiren işadamının, kısa bir
süre sonra İstanbul’un merkezinde 47 katlı bir gökdelen dikmiş olduğunu öğreniyoruz.
Soma’daki kömür ocağında, Türk işçilerini boğaz tokluğuna köle gibi kullanmış
olan bu patron, bir dairesi bir milyon 350 bin dolar olan gökdelenine Türkçe
değil, İngilizce bir ad vermiş: “Spine
Tower”! Spine, Türkçe “Omurga” demektir. Yani, gökdelenin Türkçeleştirilmiş
adı: Omurga Kule!
47 katlı Omurga Kule’nin; Soma faciası sırasında sahte gözyaşları döken,
yapmacık yas tutan tüm “omurgasız” yüksek yöneticilerin, sendikacıların,
yazarçizerin, televizyon programcılarının, akademisyenlerin gözlerine girmesini
dilerim!
Soma’da cenaze töreni.
Cenaze namazı kılınıyor, hoca her zamanki gibi, cemaate soruyor: “Hakkınızı
helal ediyor musunuz?”
Bu kez hoca, bu soruyu yanlış tarafa soruyor! Cenaze namazı kılan cemaate
değil, sıra sıra
tabutlarda yatan Can’larımıza dönüp sormalıydı: “Hakkınızı helal ediyor
musunuz?”
Böyle sorulsaydı yanıt “Evet, ediyoruz!” olur muydu?
Gazeteler tam sayfa ilanlarla ve televizyon kanalları duyurularla, çok
sayıda kuruluşun
Soma’da ölenlerin ailelerine yardım için bağış toplamaya başladığı haberini
veriyor, herkesi yardıma çağırıyor…
Kalbi sevgi ve merhamet dolu Türk halkı, böyle durumlarda olduğu gibi, bu
kez de olanaklarına göre yardıma koşacaktır.
Toplanacak paraların, bu kez hangi Tarikatın kasasına gireceğini çok merak
ediyorum!
Yılmaz Dikbaş
16 Mayıs 2014
0532 233 31 52
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder