14 Mayıs 2014 Çarşamba

Atatürkçü Düşünce Derneği 25 Yaşında

Türkiye, Dünyanın en belalı, akla hayale gelmeyecek en kapsamlı dolaplarının çevrildiği bir bölgesindedir. Bu bölgenin, yani orta ve uzak doğunun emperyalizmin çıkarları açısından en kilit konumdaki ülkesi ise Türkiye’dir. Bu yalın gerçeği hiçbir yurttaşımızın bir an bile aklından çıkarmaması gerekir.
 19 Mayıs 1989’da, bu bilincin gereği olarak, Emperyalizmin Türkiye ve Kemalizm üzerine sonu gelmez şeytani saldırılarına ve işbirlikçi gericiliğe karşı mücadelede amacıyla 50’yi aşkın aydın ve bilim insanının girişimleri ile kurulan Atatürkçü Düşünce Derneği 25 yaşında.
Atatürkçü Düşünce Derneği Tüzüğü’nün Kuruluş Nedenlerinin son cümlesi şöyle; “19 Mayıs 1919'un üzerinden tam 70 yılın geçtiği bu günlerde,(1989 ) Atatürk devrim ve ilkelerine karşı, açık ya da kapalı saldırılarını doruğa ulaştırmış bulunmaktadır. Bundan daha kötüsü, plânlı ve sinsi bir çalışma ile o devrim ve ilkeleri gelecekte yok etmek çabası içindeler.”
Üzülerek belirtelim ki 1989 da yazılan bu öngörü 2014'te gerçekleşmiştir. “Atatürksüz Türkiye” projesi yaşama geçirildi. Öncelikle Kemalizm’in özünün  “Antiemperyalist, halkçı devrimci bir savaşım” olduğu bilinciyle ADD'yi kuranlar, faili meçhul cinayetler serisi ile birer birer katledildiler
Halk etnik kimliğe göre mevzilendirildi, düşmanlık tohumları kanla sulanarak büyütüldü. 1947’li yıllardan bu yana uygulanan ihanet projeleri ile ekonomisi, eğitimi ve ulusal kurumları birer birer çökertildi, Komşularına karşı Küresel çetenin füzeleri, kan bedeli kazandığımız topraklarımız üzerine zehirli mantarlar gibi konuşlandırıldı. Yurtta ve Dünyada Barış dinamitlendi.  Bu gidişe dur demesi beklenen aydınlar fonlarla “iğfal” edilerek teslim alındı. “Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap” düşürüldü. 
“Ulus - Ulusal değerler” kavramları suç unsuru haline getirildi. Böylece ulusun tüm ekonomik birikimleri, başta tarihi olmak üzere tüm ilerici değerleri küresel çetenin, yani emperyalizmin amansız saldırılarına karşı korumasız bırakıldı.  Üniversiteler, politikacılar, vakıflar, yardım kuruluşları, yazarlar, gazeteler ve televizyonlar, satın alınmış, devşirilmiş Türk kimlikli yabancılarla dolduruldu.  Bunun doğal sonucu olarak yıllar içinde milyonlarca “zihin-i dumura” uğratmayı başardılar ve ülkeleri için parmaklarını bile kımıldatmayacak androidlerden oluşmuş bir “ümmi” (cahil) bir topluluk yaratıldı.
Peki,  Atatürkçü Düşünce Derneği Tüzüğü’nün 4. Maddesinde Derneğin amacı nasıl tanımlanıyordu?   Derneğin amacı “(..)…devrim karşıtlarının ulusal yaşamı geriye çekme çabalarından toplumu korumak için her alanda aydınlatıcı ve uyarıcı hizmetler vermelerini gerçekleştirmektir.”, “karşı girişim, adım ve akımlarla yasalar çerçevesinde düşün savaşımı vermektir.
Şimdi çok fazla geriye gitmeden 2014 yılının ilk 4 ayında ADD Şubelerinin bu amaç doğrultusunda yaptığı etkinliklerin “internet” üzerinde yayınlanan yüzlerce örneğinden bir kaçını sıralayalım..
Ø     Atatürkçü Düşünce Derneği H…a Şubesi kermes düzenledi
Ø     Atatürkçü Düşünce Derneği F….e Şubesi, eğitime katkı amaçlı dün dernek binası önünde bir yiyecek kermesi düzenledi.21.4.2014
Ø     Atatürkçü Düşünce Derneği K………..i Şubesinin Düzenlediği Gıda ve Giyim Kermesimizin açılış törenine…
Ø     Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD)E……e Şubesi 23 Nisan 2014 Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında Saraçlar Caddesi’nde kermes düzenledi.
Ø     Atatürkçü Düşünce Derneği A……n Şubesi tarafından bursu öğrencilerimiz yaranına düzenlenen kermes etkinliğimize tüm halkımız davetlidir. Tarih: 15 Nisan 2014 Salı
Ø     14 Nisan 2014 Pazartesi Saat 14.00'da Hedef Kolejinde yapacak olduğumuz Kermese hepinizi bekliyoruz. ADD M……a Şubesi Başkanı
Ø     ADD B……..r şb. Kadın Üyeleri Kermes'te Bir Araya Geldi 21.0cak 2014
Ø     ADD A…..n Şubesi “Aydın Tarih Ve Kültür Gezisi” Düzenledi ... 5 May 2014
Ø     ADD B…….i Şubesi, Bu güzel gezi kaçırılmayacak fiyata sadece 310 TL! Müracaat
Ø     (ADD) İ…….a Şubesi ihtiyaç sahibi öğrencilerimize burs vermek amacıyla Kitap, Rozet gibi eşya satışı ...
Ø     ADD Ü……e Şubesi bu yıl Tekkiraz'ın Karaamut Tepesinde piknik 06 Mayıs 2014
Ø     ADD A……r 4 Mayıs 2014 Hıdrellez Kutlama, Piknik, Eğlence,
Bilindiği üzere her etkinlik “internet” ortamında yayınlanmıyor. Biz birkaç sayfayı bulacağı kaygısı ile yayınlanmış olanların hepsini değil, yalnızca kimi örnekleri aldık.
 Bu örneklerden en ilginci ise,  hukukçu(!)Tansel Çölaşan’ın gözetim ve denetiminde, mahkeme kararları, Tüzük, Medeni yasa ayaklar altına alınarak “ele geçirilen(!)” atanmış, çakma Atatürkçü, ADD Isparta Şube yöneticilerinin düzenlediği etkinliklerdir. 
“Termal Kaplıcalarda Hamam sefası etkinliği”,
“Mesire alanlarındaki başıboş köpekleri besleme faaliyeti” gibi artık, normal insanların bile akıl sağlığını zorlayan etkinliklerin “Atatürkçülük(!)” adına yapıldığını düşünürseniz!
 Peki, ADD Genel Merkezi ne tür bir etkinlik planlamış?
 “Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi 25.Yıl Şöleni, Tarih 25 Mayıs 2014- Saat 18.00”  
Neyin, hangi kazanımın, Emperyalizmin güdümündeki gericiliğe karşı kazanılmış hangi zaferin şöleni yapılıyor? Anlamak olanaklı değil.
Söz Isparta’dan açılmışken, mahkemece “ihtiyati tedbir kararı” konulan Isparta Şube Genel Kurulunu kendi gözetim ve denetiminde yaptırmak üzere Isparta ya gelen Çölaşan; örneğin, Isparta’nın hemen 30 km ilerisinde Köprülü Çay köylülerinin HES direnişine destek vermek yerine, Turistik bir gezi ile Eğirdir ve ardından ‘Süleyman Demirel Demokrasi(!) Müzesi’ni ADD Genel Başkanı olarak ziyareti… Masonik ilişkiler ve bağlar açısından çok ama çok anlamlı olmuştur.(!)
Şimdi soralım,
· ADD Tüzüğünde yazılan amaçları gerçekleştirmek için hiçbir eylem ve etkinlik yapmayan kimi şubeler hakkında ADD Genel Merkez yönetimi tarafından herhangi bir işlem yapılmış mıdır?
· Yalnızca kimi özel günlerde açılan, onun dışında yıl boyu kapalı olan, anca Genel Merkez Genel Kuruluna onlarca delege gönderen kaç şube vardır ve bu şubeler hakkında bir işlem yapılmış mıdır?
· Haziran 2012-2014 arası dönemde görevden alınan kaç  şube başkan ve yöneticisi “yetki devrine dayanarak” görevden alınmıştır?
Bunlar ve benzer sorular çoğaltılabilir. Ancak biz burada sonlandıralım.
Özellikle son 13 yılda Türkiye’nin, kendi içindeki dinamik unsurların (Ordu-yargı-üniversiteler- sendikalar vb.) takatsiz bırakılması, insan zihnine, genç dimağlara yıllardır yapılan ideolojik operasyonlar nedeniyle, Türk ulusunun emperyalizmin baskı ve dayatmalarına da direnme gücü erozyona uğratılmıştır.
İşte bu koşullar altında Atatürkçü Düşünce Derneğinden beklenen, Tüzüğünde yazanları gerçekleştirerek, yaşamsal önem ve değerde olan emperyalizmin ülkemiz ve ulusumuz üzerindeki stratejik hedeflerini, bu doğrultudaki çalışma yöntemlerini ve taktiklerini günü gününe izleyip kamuoyuna bildirmektir” Bu bilgilendirme doğru bir mücadele yöntemi geliştirmenin de ön koşuludur.
ADD’nin yapması gereken, Emperyalizmin ve işbirlikçi İktidarların politikalarından büyük rahatsızlık duyan kesimleri bir araya getirerek, düşünsel ve ideolojik dava birliktelik yaratarak gizli kalmış, bastırılmış, ötelenmiş enerjiyi harekete geçirmek olmalıydı.
Artık Emperyalizmin kurnaz mimarları, “Ulusal egemenliklerinden ödün vermeye yanaşmayan ulusların, bu bilinçlerinin eleğe dönüştürülmesi işini o ülke insanlarının onayını almadan başarılamayacağını kavramışlardır.”
Bugün hangi eylem ve etkinliğin doğru ve yanlış olduğu ayırımını belirleyen emperyalizm olgusunu kavrayıp kavrayamama noktasında düğümlenir. Siyasal duruş ve tavır alışı, emperyalizm kavramına gerekli önemi verip vermeme belirlemektedir.
Bu gerçeği kavramak ve yaşama geçirmek Türkiye’de yağmacı gericiliği besleyen emperyalizmi kendiliğinden hedefe oturtacaktır!  Bu gerçekliği kavramamış olanların, bir “özgörev”  örgütü olarak kurulan Antiemperyalist-devrimci- halkçı yapılanmaların yönetimlerine getirilmiş olmaları,  örgütleri bilerek ya da bilmeyerek ABD’de yaratılmış olan “manufacturing public percepcion” işinin, yani “halkın zihnine bir ön algılama süzgeci yerleştirme” çalışmasının bir aracına dönüştürür.
Bağımsızlık savaşımızın başlangıcından bu güne değin, Emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşı yoksul halkımızın kurtuluşu yolunda toprağa düşmüş, bedeller ödemiş yüz binlere olan vefa borcumuzu ödemek zorundayız. Kemalist düşün sisteminin bu çıkmazdan kurtarılması her yurtseverin öz görevidir. Kemalist, halkçı devrimci örgütlenmeleri bilerek ya da bilmeyerek bu çıkmaza sokanları tarih mutlaka tasfiye edecek ve asla affetmeyecektir. 13 Mayıs 2014 Isparta

Mahmut ÖZYÜREK



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder