Sayı:2017/005
Konu: “3 Mart 1924 Devrim Yasaları” 03 Mart 2017
Kod: 32.011.159
BASIN AÇIKLAMASI
“Meclis'e karşı mevzilenenler
vatana ve millete karşı mevzilenir.”
3.Mart 1924 günü Türk Devriminin özünü oluşturan, Laik Demokratik Kemalist Cumhuriyetinin temel
yasaları TBMM’de kabul edilişinin 93. yılındayız.
Ø 429 sayılı yasa ile yüzyıllardan beri
süregelen ve Bağımsızlık Savaşı yıllarında Mustafa Kemal ve arkadaşları
hakkında ölüm fetvası veren Şeyhülislamlık
kurumuna son verilmiş,
Ø 430 sayılı yasa ile “Eğitim ve Öğretim Birliği” gerçekleştirilmiş,
Ø 431 sayılı yasa ile de Emevi
Saltanatının, “Muaviye yandaşlarınca Uydurulmuş Sahte Din” in ayakta
kalan son simgesi olan “Halifelik ” kaldırılmıştır.
Batılı emperyalist sömürgeci güçlerin Sevr’le
parçaladığı Anadolu’yu, Lozan’la bütünleştiren ve Batılı emperyalistleri
hazmetmeleri olanaksız bir yenilgiye uğratan Gazi Meclis, 3 Mart 1924
Devrim Yasaları ile Türk Devrimini, Laik Demokratik Cumhuriyeti güvenceye
almış, yaşanması olası karşı devrim girişimlerine karşı dalgakıranlar olarak
tarihte onurlu ve saygın yerini almıştır.
‘Uçurumun kıyısında yıkık bir ülke’ den, ‘içerde ve dışarıda saygı ile tanınan yeni yurt,
yeni toplum, yeni devlet ve bunları başarmak için aralıksız devrimleri” yapan
ve yaratan Gazi Meclistir.
Yalnız emperyalist çeteyi değil, aynı zamanda Muaviye
tarafından temelleri atılan Saltanatı ve istibdadı da yenilgiye uğratan Mustafa
Kemal Atatürk şöyle diyor.
“Bugüne değin kazandığımız başarı, bize ancak
ilerleme ve uygarlığa doğru bir yol açmıştır. Yoksa ilerleme ve uygarlığa daha
ulaşılmış değildir. Bize ve gelecek kuşaklara düşen ödev, bu yol üzerinde
duraksamaksızın ilerlemektir. Devrimin hedefini kavramış olanlar, onu korumayı
her zaman başaracaklardır.”
Türk Devriminin ve laik demokratik Cumhuriyetin vazgeçilmezi
olan meclis, Uydurulmuş Sahte Din” in mensupları olan “Muaviye Maşalarının
fazlaca öykündüğü Abdülhamitleri yıkarak, Türk devrimcileri tarafından
kuruldu. “Ecdat” diyerek yücelttikleri
saltanat sahipleri İngiliz Emperyalizmine teslim olurken, TBMM’yi kuran
milliciler emperyalizme karşı savaşarak vatanı kurtarıyordu.
Anadolu coğrafyasında meclisi açanlar, Üniformasını
çıkarıp, boynundaki padişahın idam fermanıyla yedi düvelin üzerine
yürüyenler vatanı da kurtarmıştır. Meclisi kapatanlar ise vatanı ve milleti
çaresizlik içerisinde bırakarak, emperyalistlere boyun eğmişlerdir. Kimse
unutmasın, bu gerçek bizim tarihimizin tunç kanunudur. Meclis'e karşı
mevzilenenler vatana ve millete karşı mevzilenir.
Ø Eğer bu gün Şeyhülislamlık kaldırılarak kulluktan yurttaşlığa geçişin hukuku
oluşturulmamış,
Ø “Eğitim ve Öğretim Birliği” sağlanarak, her yurttaşa laik eğitimin yolu
açılmamış,
Ø “Muaviye yandaşlarınca Uydurulmuş
Sahte Din” in ayakta kalan son simgesi olan “Halifelik
” kaldırılmamış,
Ø Her fırsatta
öykündükleri saltanat devam
etmiş olsaydı,
Ø “Muaviye
Sarayında” ibrikçibaşı bile olamayacak kimi soysuz, zavallıların Devrim Yasalarına,
vatan kurtaran, devlet kuran Gazi meclise, Meclisin kurucularına saldırmaları akıl
tutulması değilse “gaflettir, dalalettir, ihanettir”
İşte tam da bu nedenlerle ve tarihsel olarak devrimci özü
gereği 3 Mart Devrim Yasaları militanca, ödünsüz korunup, kollanması, savunulması
gereken yasalardır.
Elbette bugün parlamenter sistemimiz önemli sorunlar
yaşıyor. Ama bu sorunların nedeni, “kuvvetler ayrılığı” ya da “koalisyon
hükümetleri” değil, Kemalist Devrimden verilen ödünlerin sonucudur.
Ortaçağ ilişkilerinin(tarikat/cemaat) devlet içerisinden
temizlenmediği bir ortamda parlamento, müritlerin milleti aldattığı basit bir
araca dönüşür ve anlamsızlaşır. Bugün meclisi anlamsızlaştıranlar, aynı
zamanda meclisi yeniden ortadan kaldırmak istiyor.
Laik demokratik Cumhuriyetin vazgeçilmezi olan meclisi
başkanlığa dönüştürme gayretkeşlerinin yaptığı tam bir Muaviye taktiğidir. Askerlerinin
“Mızraklarınızın ucuna Kur’an ayetleri taktıran” böylece Hz. Ali’nin
ordusunda “Kur’an’a karşı savaşmayız” diyerek yaşanan bölünmeden yararlanarak
savaş kazanan Muaviye’nin müritleri aynı yöntemi kullanarak saltanat için
meydanlarda “yalan ve iftira söylemlerine Kur’an ayetlerini örtü” olarak
kullanarak halkın arasına nifak tohumları ekmeye, bölünmeye, ayrıştırmaya
çalışmaktadırlar. Bu oyuna gelmeyeceğiz.
“Uydurulan Din” in Kurucusu Muaviye İslam devletini, saltanat devletine, bir dini
diktatörlüğe dönüştürmüştür.
Muaviye kendisini; “TEK BAŞINA “Karar”
verebilir, “Yetki”yi kaldırabilir, ama “Yetki”si ise kaldırılamaz!” ilan
etmişti.
Aynı kaynaktan, aynı damardan beslenen günümüzün yezitleri “ZALİM ve Ahlaksız da olsa, hırsız ve
uğursuz da olsa Meclis dahil kimsenin kendini azledemeyeceği yetki
istiyor!
Hayır demeyecek miyiz?
YÖNETİM KURULU ADINA: Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI