Ankara
Atatürk Orman Çiftliği’nde bulunan Atatürk’ün evi olarak bilinen Marmara
Köşkü ‘orijinalliğini kaybettiği’ gerekçesi ile yıkıldı.
Atatürkçü
Düşünce Derneği Tüzüğünde Amaçları belirleyen 4. Maddesinde şunlar yazılı.
DERNEĞİN AMACI MADDE 4
“….
Atatürk’ü,
yapıtlarını ve Atatürkçü düşünceyi yıpratmak ve kötüye kullanmak amacıyla
yapılan her tür kalkışmaya, söz ve eyleme gereken yanıtı vermek,
….”
Şimdi
ADD Genel Merkezi ve şubelerinin Tüzük gereği Mustafa Kemal Atatürk’ün başta en
büyük eseri(yapıtı) olan Türkiye Cumhuriyetinin ve yapıtlarının yıkımına, bu
amaçla “yapılan her tür kalkışmaya, söz ve eyleme gereken yanıtı vermesi”
beklenir değil mi?
ADD
Genel Merkezinin Konu ile ilgili olarak hiç değilse bir açıklama yaptığını
düşünmüştüm. Üşenmedim ADD web sitesi başta olmak üzere neredeyse tüm iletişim
olanaklarını kullanarak araştırdım. ADD Genel merkezinden ve Şubelerinden
hiçbir tepki yok..
Daha
bir gün önce, 22 Mayısta “ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ BU GÜNLER İÇİN
KURULMUŞTU!” başlıklı yazımda aynen şöyle yazmıştım.
“Kemalist
Devrimi, devrimciliği ve mücadelenin
meşruluğunu savunmak bir tarafa, dinci faşist bir diktatörlükle çatışmamak
için, kendi varlıklarına yönelen saldırılara karşı bile dik duramayan, gasp
edilen yasal haklarını bile devrimci bir duruşla sahiplenemeyenler Atatürkçü
değil, Mandacı- Masonlardır, icazetli Atatürkçülerdir.”
Bir
kez daha yinelemeliyim. “ADD Özellikle 2010 yılından bu yana Atatürkçülüğü,
göstermelik bir makyaj, bu köhne düzenin savunuculuğu ve hizmetkârlığı, halkın
acılarına duyarsız ama “çağdaş” bir yaşam yürütme olarak yutturmaya çalışan bir
zihniyetin eline geçmiştir. Onlara göre Atatürk’ün devrimleri ve
ilkeleri önemli günlerde hatırlanılacak, üstümüze giyeceğimiz elbiselerdir.
Varsın bugünkü düzen onun kurduğu Cumhuriyet’in tam zıddı olsun; önemli değil!
Yeter ki onun kurduğu Cumhuriyet şeklen devam etsin!”
Mahmut
ÖZYÜREK
Aşağıda Saygın Kemalist
Yusuf Yavuz’un her zamanki duyarlılığı ile kaleme aldığı konu ile ilgili
yazısını sunuyorum
Atatürk’ün
evini ‘orijinalliğini kaybetti’ diye yıkmışlar!
Yusuf
Yavuz
Ankara
Atatürk Orman Çiftliği’nde bulunan Atatürk’ün evi olarak bilinen Marmara
Köşkü’nün yıkılmasının ardından başlayan tartışmalar sürüyor. Konuyla ilgili
haberlerin gündeme gelmesinin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı ‘orijinalliğini
kaybettiği’ gerekçesiyle yıkılan köşkün yeniden yapılacağını
açıklamıştı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi ise yıkım ile ilgili kurum ve kişiler
hakkında suç duyurusunda bulundu. Yeniden yapılacak tartışmalarına ilişkin ise
mimarlar "hiçbir şey yıkımı meşrulaştırmaz bu bir suçtur" diye
tepki gösterdi. Şehir ve Bölge Yüksek Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer de
Atatürk’e ait olmasının yanında AOÇ arazilerinin halka emanet edildiği mekân
olan anıtsal yapı ve eklerinin onarımında ulusal ve uluslararası bilgi
birikimlerinden yararlanılması gerektiğinin altını çizerek, “Mimarlık ve
restorasyon (yenileme)ile ilgili Venedik Tüzüğü gibi önemli yol göstericilerden
yararlanılması da gerekliydi” diye konuştu.
BAKANLIK ‘ORJİNALLİĞİNİ KAYBETTİĞİ İÇİN YIKILDI’ DEDİ
Atatürk
Orman Çiftliği’nde bulunan ve Atatürk tarafından kullanılan tarihi Marmara
Köşkünün yıkıldığının ortaya çıkmasıyla başlayan tartışmalar sürüyor. Ankara
Mimarlar Odası, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada Marmara Köşkü’nün yargı
süreci devam etmesine rağmen yıkıldığını belirterek tepki dolu bir açıklama
yapmıştı. Tartışmaların ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yapılan
açıklamada, 1930’lu yıllardan bu yana birçok kez tadilat gören tarihi yapının
‘orijinalliğini kaybettiği’ öne sürülerek, (yenileme) için bir yıl önce hazırlanan
projenin Ankara 1 Numaralı Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylandığı
belirtildi. Restorasyonla ilgili kurul kararında, proje uygulanırken statik
raporuna bakılmasının talep edilmesi üzerine ise ODTÜ’den ilgili
akademisyenlerin hazırladığı statik raporunda restorasyonun(yenilemenin) riskli
olacağı kaydedildi. Bunun üzerine ise tarihi yapının yıkılarak aslına uygun
olarak yeniden yapılması için proje hazırlandığını açıklayan Bakanlık, bu
projenin de kurul tarafından onaylandığını belirtti.
‘ASLINA UYGUN OLARAK YENİDEN YAPILACAK’ AÇIKLAMASI
Ancak
köşk için hazırlanan söz konusu yeniden yapım projesi, Mimarlar Odası
tarafından yargıya taşındı. Yargı ise önce yürütmeyi durdurma kararı, ardından
ise Mimarlar Odası’nın itirazını reddeden bir karar verdi. Kültür ve Turizm
Bakanlığı, köşkün yıkım işleminin mahkemenin bu kararına dayanılarak alındığını
ve aslına uygun olarak yeniden yapılacağını açıkladı.
MİMARLAR ODASI: ‘AYAKTA DURAN BİR YAPIYI YIKMAK SUÇTUR’
Bakanlığın
köşkün yeniden yapılacağına yönelik açıklamasını değerlendiren Mimarlar Odası
Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “660 sayılı ilke kararı çok
açık, ayakta duran bir yapıyı yıkmak suçtur. Yapı ile ilgili bir sorun varsa
güçlendirirsiniz, restore edersiniz ama yıkıp yeniden yapmak diye bir şey yok”
diye konuştu.
‘BİR KİŞİNİN VERDİĞİ RAPORLA KÖŞKÜ YIKMAK KATLİAMDIR’
Marmara
Köşkü'nün yıkımının kültüre, tarihe ve Cumhuriyet dönemi eserlerine karşı
tahammülsüzlüğün bir örneği olduğu görüşünü savunan Candan, “Kimse bize
yıkımı meşrulaştırmaya çalışmasın. Ayakta duran bir yapıyı yıkamazsınız. Bir
kişinin verdiği raporla Atatürk'ün Marmara Köşkü yıkılıyorsa, bu bir
katliamdır. Yarın bir kişinin verdiği raporla, Saraçoğlu Mahallesi, İller
Bankası binası, Opera binası gibi birçok kültür varlığımız riskli gösterilip
yeniden yapılacak diye yıkılacak mı? Bu bir kılıf, kimse bizim aklımızla dalga
geçmesin. Marmara Köşkü'nün yıkımı Cumhuriyetin mimari eserlerinin yani
izlerinin silinmesi operasyonudur. Hesap verecekler” dedi.
‘TOPKAPI SARAYINI YIKIP YENİDEN YAPABİLİR MİSİNİZ?
Kültür
Bakanlığı’nın 660 sayılı ilke kararına atıfta bulunan Candan, şöyle konuştu: “Bu
kapsamda, basit onarım ve esaslı onarımlar yapılmaktadır. Yeniden yapma denilen
Rekonstrüksiyon ancak herhangi bir nedenle yitirilmiş olan yapının, deprem, yangın
vb. gibi eldeki mevcut belgelerden yararlanmak suretiyle kendi parsellerinde
daha önce bulunduğu yapı oturum alanında, eski cephe özelliğinde, aynı kitle ve
gabaride, özgün plan şeması, malzeme ve yapım tekniği kullanılarak, kapsamlı
restitüsyon (yeniden tasarımlama)etüdüne dayalı rekonstrüksiyon(yeniden kurma)
uygulamasının koşulsuz sağlanmasını öngörür. Marmara Köşkü taammüden
yıkılmıştır ve tescilli bir yapıyı yıkmak suçtur. Yapıların yıkılmadan
korunması esastır. Marmara Köşkünde koruma ilkeleri ihlal edilmiştir. Yıkıp
yeniden yapmak ne demek? Ayasofya Camii'ni tamamen yıkıp yeniden yapabilir
misiniz? Ya da Topkapı Sarayını? Bu bir tahammülsüzlük ve kültürsüzlük
örneğidir.”
PROF.
DR. MEHMET TUNÇER: ‘VENEDİK TÜZÜĞÜNE UYULMALI’
Konuyla
ilgili değerlendirmelerde bulunan Şehir ve Bölge Yüksek Plancısı Prof. Dr.
Mehmet Tunçer ise tarihi yapıların korunması ve restorasyonunu(yenileme)
belirleyen uluslararası bir anlaşma olan Venedik Tüzüğü’ne göre mimari mirasın
incelenmesine ve korunmasına yardımcı olabilecek bütün bilim ve tekniklerden
yararlanılması gerektiğinin altını çizerek şu görüşleri dile getirdi:
‘KURUL KARARINA YANSIYA HUKUKSUZLUKLAR DURDURULAMADI’
“Atatürk'ün
mirası önemindeki Marmara Köşküne gösterilmesi beklenen ihtimam, ilgili yasa
maddesi ve ilke kararlarında belirtilmiştir. Bizzat Kültür ve Turizm Bakanı
tarafından da yerinde tespit edilen, talimatlara, kayıtlara, Koruma Bölge
Kurulu kararlarına yansıyan hukuksuzluklar, TMMOB Mimarlar Odası, Kültür ve
Turizm Bakanlığı ve Koruma Bölge Kurulu tarafından durdurulamamıştır. Aslında;
Marmara Köşkü anıt mirası için acele edilmeden, restorasyon(yenileme) uzmanları
tarafından (hatta yarışma açılarak) özgün ve yetkin tasarımlar yapılması
gerekmekteydi. Marmara Köşkü ve eklerinin onarımında ulusal ve uluslararası
bilgi birikiminden, mimarlık ve restorasyon (yenileme) ile ilgili Venedik
Tüzüğü gibi önemli yol göstericilerden yararlanılması da gerekliydi.”
‘YAPI KAZAEN ORTADAN KALKSA BİLE TESCİL KARARI DEVAM EDER’
Türkiye'de
tescil kararının yapıya değil, parsele verildiğini belirten Tunçer, bu nedenle
Marmara Köşkünün, tüm ekleriyle beraber koruma altına alınması gerektiğinin
altını çizerek, “Koruma altındaki yapı kazaen ortadan kalksa bile tescil
kararı parsel üzerinde devam eder” dedi.
ATATÜRK, ÇİFTLİĞİ BU KÖŞKTE HALKA EMANET ETTİ
Marmara
Köşkünün, Atatürk'e ait olmasının yanında en önemli simge özelliğinin
Atatürk'ün, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisini halka emanet ettiği mekân
olduğuna değinen Tunçer, “11 Haziran 1937 yılında Atatürk, AOÇ’nin şartlı
olarak halka emanetini Marmara Köşkü’nde imzalamıştı. Marmara Köşkü, küçük
olmasına rağmen AOÇ arazilerinin en yüksek noktasında, tüm AOÇ alanlarına hâkim
bir noktada inşa edilmiş durumdaydı. Marmara Köşkü 1928 yılında Ernest
Egli’nin, AOÇ arazisi içinde tasarladığı ilk yapılardan birisi ve cumhuriyetin
modernite projesinin ilk örneklerindendi. 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat
varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca koruma altında (tescilli) anıt eserdi.
Tarihi ve kültürel değer taşıyan böyle bir anıt eserin yıkımının, 2863 sayılı
Kanuna göre suç teşkil etmektedir. Eğer yapı yeniden yapılmak üzere yıkıldıysa,
sağlam bir ‘eski eser’ yapının yıkılıp yeniden yapılması 660 sayılı ilke kararına
aykırıdır. Çünkü bir kültürel miras olarak tescillenmiş bir yapı eğer risk
taşıyorsa bakım ve onarımının yapılması gerekir” diye konuştu.
VENEDİK SÖZLEŞMESİ NE DİYOR
Türkiye’nin
önde gelen şehir plancılarından biri olan Prof. Dr. Mehmet Tunçer’in atıfta
bulunduğu, tüm restorasyon(yenileme) uzmanları tarafından benimsenen ve
hassasiyetle uyulan ‘Venedik Tüzüğü’nün 11. Maddesinde şu hükümlere yer
veriliyor:
“Anıta
mal edilmiş farklı dönemlerin geçerli katkıları saygı görmelidir; zira onarımın
amacı üslup birliği değildir. Bir anıt üst üste çeşitli dönemlerin izlerini
taşıyorsa, alttaki dönemleri açığa çıkarmak ancak bazı özel durumlarda - yok
edilen malzemenin önemi azsa, açığa çıkarılan malzeme büyük tarihi, arkeolojik,
ya da estetik değer taşıyorsa ve korunma durumu böyle bir davranışı gerekli
gösterecek kadar iyi ise haklı çıkarılabilir. İlgili unsurların öneminin
değerlendirilmesi ile ilgili yargıyı ve neyin yok edileceği üzerinde kararı
vermek, sadece bu işi üzerine almış kimseye bırakılamaz.”