Erasmus’la Gençliğimizin Beynine Kelepçe
Vuruyorlar
ERASMUS bir devşirme operasyonudurTürk gençlerinin
beynini yıkamak isteyen AB’nin eğitim projesi Erasmus programında,
öğrenci sayısını en hızlı artıran ülke Türkiye!
Genç beyinleri yıkamak için para
musluğunu açan AB’nin 1987’de hayata geçirdiği en büyük eğitim (!) projesi
Erasmus Devşirme sisteminden farksız bu yöntemle yurtdışına giden öğrenciler,
Türkiye’ye döndüklerinde yılmaz birer AB savunucusu olacak.
Bu Eğitim(!) projesine adını veren; ERASMUS HAKKINDA:
Bu Eğitim(!) projesine adını veren; ERASMUS HAKKINDA:
Erasmus’un önemli eserleri de
şunlardır: Hıristiyan Askerin El Kitabı, Adagia(Yunan ve Latin özdeyişleri) ve
Deliliğe Övgü. Bu eserlerden en meşhuru ise Türkçeye de tercüme edilen Deliliğe
Övgü’dür. Türkiye’de yayınlanan birçok felsefe, uygarlık, hukuk ve siyaset
felsefesi kitaplarında Erasmus’un görüşleri fazlasıyla işlenmiştir.
Çağdaş Avrupa Birliği zihniyetinin kurucuları,
onun anısını yaşatmak amacıyla “kültürel hoşgörüyü, tanınırlığı ve Avrupalılık bilinci etrafında işbirliğine
gitmeyi kurumsallaştırma programına”, onun ismini vermişlerdir.
Hoşgörü programına adı verilen bu yenilikçi teolog
acaba Türkleri(Müslümanları) nasıl bilirdi? Türkler hakkındaki kanaati neydi?
“Deliliğe Övgü” adlı kitabında şöyle yazmaktadır:: “İngilizler; güzellik, müzik
ve yemekleriyle, İskoçyalılar; soyluluk, kraliyet unvanları ve
diyalektikleriyle, Fransızlar; nezaketleri ve ilahiyatçılıklarıyla, İtalyanlar;
belagatleri ve edebiyatlarıyla, Venedikliler; soyluluklarıyla, Yunanlılar;
bilimlerin yaratıcısı olmakla, Almanlar; uzun boyları ve müneccimleriyle,
Türkler ve diğer barbar artıkları ise dinleriyle övünür(Erasmus, 2007:154-155)
Türkleri yani Müslümanları barbar olarak gören ve
değerlendiren bir Erasmus var. O’nun anısını yaşatma konusunda ittifak eden bir
Avrupa Birliği misyonu var. Ön yargıları ayıklama projesi kapsamında, Türklere
hakaret eden bu ilahiyatçının isminin programdan kaldırılmasının tartışılması
gerekir. Müzakere sürecine bu konular taşınmalıdır. Türkiye üniversiteleri bu
hakaretin eleştirisini yapmalıdır. Her şeyin hoşgörüyle tartışıldığı bir
dünyada kendimize yapılan hakareti de tartışmalıyız. Hoşgörüsüzlüğü besleyen
tarihsel metaforları yıkmaya buradan başlamak gerekir. Hoşgörüsüz bir
zihniyetin kurucusu ile hoşgörü kurumsallaşmaz.
Erasmus, Deliliğe Övgü, Çeviren Çiğdem Dürüşken,
Kabalcı yay., İstanbul 2007