4 Eylül 1919 ve 30 Ağustos
1922!
Birincisi özgür ve
bağımsız yaşamak isteyen bir ulusun bunu ancak gerçek demokrasi düzeniyle
sağlayabileceğini ilan eden ve yabancı sömürgeci devletlerle işbirliği içindeki
baskıcı, çağdışı Osmanlı Saltanat hükümetine Ulusal Savaşımın meşruluğunu kabul
ettiren, yabancıların güdümüne sığınma gibi onursuz ve yenilmeci tutumu bir
daha dile gelmeyecek biçimde reddeden Sivas Kongresi’nin 95. yıdönümü!
İkincisi de sömürgeciliğin
askeri alanda yenilebileceğini kanıtlayan ve bir
daha hortlayamaması için zorunlu toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel
devrimlerin yolunu açan, meşru haklarının bilincine varmış ve yönetimini -gerçekten!-
kendi eline almış bir ulus karşısında en güçlü sömürgeci ordularının ve
işbirlikçilerinin tepelenip dize geleceğini kanıtlayan, tüm insanlık için
kurtuluş umudunu bayraklaştıran askeri zaferin yıldönümüdür.
Büyük Atatürk, bu
ulusal övünç ve kıvanç başarılarının evrensel değerdeki anlamına dikkatleri
çekmek üzere "Anadolu, bu savunmasıyla yalnız kendi
yaşamına ilişkin görevini yerine getirmiyor, belki Doğu'ya yöneltilmiş
saldırılara bir engel çekiyor. Yeryüzünden ezen ve ezilen sözcükleri kalkıp
insanlık kendisine yaraşan bir toplumsal duruma eriştiğinde, Türk ulusu bu amaç
yolundaki önceliği ile gerçekten övünebilecektir." diyordu.
Sivas Kongresi’nin
ve 30 Ağustos Büyük Zaferi’nin, Türk ulusu başta olmak üzere tüm uygar insanlık
için taşıdığı bu ulu anlamına uygun biçimde, dosta düşmana karşı görkemli
biçimde kutlanmaları gerekir.
Bu, özellikle BOP
denilen sömürgecilik cinayet projesiyle -şimdilik Türkiye dışındaki- tüm İslam
ülkelerinin yerle bir edilip, İslam dininin özgürlük, bilim, barışı temel alan
gerçek değerlerinin unutturulduğu, bu yüce dinin gerilik, bağnazlık,
bilim-dışılık ve baskıcılıkla, mezhep, dil, tarikat gibi farklılıklar
kullanılarak çıkarılan iç savaşlarla eş anlamdaymış gibi bir görüntüye
büründürüldüğü, sıranın AKP'nin Yeni Osmanlıcılık politikası ile Türkiye'ye
getirilmek istendiği şu ortamda, demokrasiyi gerçekten benimsemiş bütün siyasal
kuruluş ve kişiliklerin, kamu kuruluşlarının, eğitim ve bilim kurumlarının,
meslek ve emek örgütlerinin ... meşru varlıklarına sahip çıkabilmeleri için
yerine getirmekle yükümlü oldukları bir ödevdir!
Aynı zamanda her
bilinçli ve dürüst yurttaşın da ödevidir!
Yaşasın "Ulusal sınırlar içinde yurt bir bütündür; hiçbir
yabancı korumacılığı kabul edilemez; hiç bir gruba bağımsızlığımızı ve toplumsal
bütünlüğümüzü bozacak ayrıcalık tanınamaz!" diyen 4 Eylül 1919 Sivas Kongresi'nin ilkeleri!
Yaşasın bu yüce
insanlık değerlerini zafere ulaştıran 30 Ağustos 1922 Büyük Ulusal Zafer!
Bu
Uygarlık Atılımının mimarı, başkumandanı, önderi Mustafa Kemal Atatürk'e ve
arkadaşlarına, yüce değerli şehitlerimize en derin saygı ve en gönülden
bağlılıklar...
Özer OZANKAYA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder