Hastanede fişlenmeyi yargıtay durdurdu!
Devlet ve özel hastanelerde
kullanımına başlanan avuç içi tarama sistemi yargıtay kararıyla durduruldu
Danıştay 15. Dairesi, halk arasında ‘avuç içi tarama’
olarak bilinen ‘biyometrik kimlik doğrulama’ uygulaması hakkında yürütmeyi
durdurma kararı verdi.
Açıklamalarda bulunan Lokman Hekim Hastaneleri Tıbbi
Hizmetler Direktörü ve Özel Hastaneler Platformu Derneği Başkan Dr. Mehmet
Altuğ, Türkiye’de hizmet veren 576 özel hastanenin, yaklaşık 24 milyon TL
ödeyerek ortalama 13′er adet avuç içi tarama cihazı satın aldığını belirtti.
Uygulamanın iptaliyle 24 milyon TL’lik cihazların özel hastanelerin elinde
kaldığını ifade eden Dr. Mehmet Altuğ, “Bir sendika Danıştay 15. Daire’ye
başvurarak sistemin kaldırılmasını istedi.
KİŞİLİK HAKLARINA AYKIRI
Anayasa’nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin
kişilik haklarını koruyan maddelerine atıf yapan Danıştay 15. Dairesi,
biyometrik kimlik doğrulama sistemini hukuka aykırı bularak sistem hakkında
yürütmeyi durdurma kararı verdi. Uygulamanın başlamasıyla büyük sıkıntı yaşayan
özel hastaneler, uygulamanın iptaliyle yine sıkıntıya girdi.
HASTANELER ZARARDA!
Sistemin uygulamaya başlanması ve iptali en çok özel
hastaneleri mağdur etti. Biyometrik kimlik doğrulama sistemi 2013 yılı Aralık
ayında özel hastaneler için mecbur kılındı. Türkiye’de en fazla muayenenin kamu
hastanelerinde yapılmasına rağmen uygulama sadece özel sektörü kapsadı. Bu
karar alınırken sektörle hiçbir istişarede bulunulmadı. 576 özel hastane
ortalama 13′şer adet cihaz satın almak zorunda kaldı ve bunun için yaklaşık 24
milyon TL ödedi. Şimdi sistem iptal edildi ve cihazlar elimizde kaldı. Sağlık
Uygulama Tebliği’ndeki (SUT) rakamlar yıllardır yerinde sayarken, sektöre her
gün yeni yükler yükleniyor. Cihazların maliyeti 24 milyon TL’yi geçiyor. Şimdi
bu cihazlar ne olacak? Biz sektör olarak bunu merak ediyoruz. Sektörün bu
mağduriyetinin önlenmesini talep ediyoruz. Yetkililerin bu konuda duyarlı
olacaklarına inanıyoruz” dedi.
Konu:
“ Özel
Hasteneler, Parmak İzi, Avuç İçi Damar İzi” 06.11.2013
Kod: 32.011.159
BASIN
AÇIKLAMASI
İlimizde bir süredir Özel Hastanelere tedavi amaçlı başvuran
yurttaşlardan Avuç içi damar izi alınması uygulaması yapılmaktadır. Avuç içi
damar izi uygulamasını reddedenlerden ise 60 TL gibi yüksek bir ücret
alınmakta, ayrıca SGK tarafından ilaç bedelleri ödenmemektedir.
Bu uygulama yürürlükteki hukuk düzenine ve Anayasamıza açıkça
aykırıdır. Hastaların zımni rızası olsa
bile, bu tek taraflı işlemin hukuki bir dayanağı yoktur. Kişisel veri
kapsamındaki bu tip verilerin toplanması kişinin açık rızasına bağlıdır. Ancak
kişinin bu rıza beyanının geçerli olabilmesi için kişinin hiçbir baskıya maruz
kalmaksızın, özgür iradesiyle tereddüde mahal vermeyecek şekilde rıza
verdiğinin kanıtlanması gerekir.
Bu çerçevede hasta tedavisinin yapılmayacağı, parasal yaptırımla
karşılaşacağı kaygısı ile verdiği rızanın gerçek ve açık bir rıza olarak
yorumlanamaz.
Avuç içi damar izi gibi kişisel veri niteliğindeki bilgiler ancak
belli koşulların varlığı halinde ve usule uygun olarak yapılabilir. Ulusal ve uluslar
arası hukuk bunu gerektirir.
Kimlerin hangi koşullarda parmak izi, avuç içi damar izinin
alınabileceği Ceza Muhakemesi Kanunun 81. Maddesinde şöyle düzenlenmiştir.
“(1) Üst sınırı iki yıl veya daha
fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı şüpheli veya sanığın,
kimliğinin teşhisi için gerekli olması halinde, Cumhuriyet savcısının emriyle
fotoğrafı, beden ölçüleri, parmak ve avuç içi izi, bedeninde yer almış olup
teşhisini kolaylaştıracak diğer özellikleri ile sesi ve görüntüleri kayda
alınarak, soruşturma ve kovuşturma işlemlerine ilişkin dosyaya konulur.
(2) Kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz süresinin dolması, itirazın reddi, beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilip kesinleşmesi hâllerinde söz konusu kayıtlar Cumhuriyet savcısının huzurunda derhâl yok edilir ve bu husus tutanağa geçirilir.”
(2) Kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz süresinin dolması, itirazın reddi, beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilip kesinleşmesi hâllerinde söz konusu kayıtlar Cumhuriyet savcısının huzurunda derhâl yok edilir ve bu husus tutanağa geçirilir.”
Ayrıca benzer bir düzenleme Polis Vazife Ve Salahiyet Kanunu’nun 5. Maddesinde yapılmıştır.
Buna Göre; parmak
izi, avuç içi damar izinin yalnızca Cumhuriyet savcılarının emri ile kolluk
güçleri tarafından kaydedilebileceği ve saklanabileceği açıkça düzenlenmiştir.
Özel kişi ve kurumlara parmak izi, avuç içi damar izi ve benzeri
kişisel veri toplama yetkisi veren herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
Yani Özel hastanelerin hangi amaçla olursa olsun parmak izi, avuç
içi damar izi ve benzeri kişisel verileri toplama, saklama, kaydetme yetkisi
verilmediğinden, kişinin geçerli rızası bulunsa dahi bunun hukukta herhangi bir
karşılığı bulunmamaktadır.
Bu uygulama Anayasamızın Kişisel bilgilerin korunması başlıklı
20. Maddesine
“(1) Herkes, kendisiyle ilgili kişisel
bilgi ve verilerin korunması hakkına sahiptir.
(2) Bu bilgiler, ancak kişinin açık rızasına veya kanunla öngörülen meşru bir
sebebe dayalı olarak kullanılabilir. Herkes, kendisi hakkında toplanmış olan
veya kayıtlarda yer alan bilgilere erişme, bunlarda düzeltme yaptırma ve bu
bilgilerin amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenme hakkına
sahiptir. “ hükmüne de aykırıdır.
Bu durumda Özel Hastaneler yürürlükteki yasalara ve anayasaya aykırı bir uygulama içindedirler.
İleride bu kişisel verilerin hangi amaçla kullanılacağı bilinmemektedir. Bu uygulama kişilerin tedavi gibi yaşamsal bir zorunluluğu kullanılarak kişisel verilerinin hukuk dışı yollarla ele geçirilmesidir. Bir anlamda özel hastanelere başvuran her yurttaşımız rızası ve iradesi olmaksızın “fişlenmektedir”.
Konu ile ilgili olarak Yurttaşlarımızı uyarmayı bir görev biliyoruz.
YÖNETİM KURULU
ADINA:
Mahmut
ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI