Prof. Dr. Mehmet Altan ZAMAN
KİTAP yayınlarından 2001 yılında çıkan <‘Köylü'ler Ne Zaman Manşet Olur>
kitabın’ da “Kendi sorunlarını görmemek için gözlerine mil çeken Türkiye'nin
gelişmesinin önündeki en büyük yapısal engel köylülük ve tarımdır. Türkiye,
inatla görmezden geldiği ve çözmemekte direndiği bu konuyu hayatın zorlaması
sonucunda görmek zorunda kaldı...
Köylülük sadece
fakirlik değil, bir zihniyettir. Köylülerin çoğunlukta olduğu toplumlarda
demokratik tepki gelişmez, birey ortaya çıkmaz. Böyle bir toplum; demokratik
haklar peşinde olmaz, faili meçhuller peşinde koşmaz, Susurluk'a kafa
kaldırmaz, derin darbelere ses çıkartmaz...
Türkiye, bu
sorunla yaşayamaz. Yapısal bir değişikliğe gitmeden ne bu sorun, ne de bu
soruna bağlı olarak ortaya çıkan diğer sorunlar çözülebilir. Yeryüzüne ulaşmak
istiyorsak, köylülük yakamızdan düşmeli....
Artık böyle bir
sorunun olduğunu biliyoruz. Şimdi sıra çözümleri bulma, onları uygulayacak
cesareti göstermekte.” Buyurmuş.
“Türkiye'nin
gelişmesinin önündeki en büyük yapısal engel köylülük ve tarımdır” diyerek Türk
köylüsünü aşağılayan, Türk tarımının yok edilmesini isteyen Prof. Dr. Mehmet
Altan kimdir?
Bu sorunun
yanıtını Araştırmacı yazar Sn. Yılmaz Dikbaş veriyor.
YATAĞA ATILAN GAZETECİLER
AB
hibeleriyle iğfal edilmiş gazetecilerden biri, Mehmet Altan,
19 Mart 2011 tarihli Star gazetesindeki köşesinde, “Çanakkale Savaşı gerekli
miydi?” başlıklı yazısında şöyle dedi: “Ve dün biz bundan doksan altı yıl önce
kendi kendimize yarattığımız ve o dönemin en parlak insanlarını yok ettiğimiz
‘Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünü idrak eyledik…”
Tüm
İngiliz tarih kitapları, Çanakkale saldırısının tasarımcısı ve Majesteleri
Kraliçe’nin onaylamasıyla uygulayıcısının, görkemli Britanya İmparatorluğu’nun
kibirli Bahriye Bakanı Winston Churchill olduğunu yazıyor, ateşli geçen savaş
kabinesinin toplantı tutanakları devletin resmi belgeleri arasında duruyor. Ama
Mehmet Altan, Çanakkale Savaşını kendi kendimize yarattığımızı yazıyor!
Sakın
ola Mehmet Altan’a; namussuz, şerefsiz, alçak, yalancı, sahtekâr gibi
sözcüklerle yüklenmeye kalkışmayınız! Bu hem doğru olmaz hem de gerçeği
görmenizi perdeler. Gerçek şu: Mehmet Altan, görev adamıdır. Nasıl
Pentagon’un yatağa attığı gazeteciler görev yapmışlarsa, AB hibeleriyle iğfal
edilmiş Mehmet Altan da şimdi kendisine verilen, Türk tarihini çarpıtmak ve
Mustafa Kemal Atatürk’ü değersizleştirmek görevini yerine getirmektedir.
Yine
aynı yazıda, AB’nin iğfal ettiği Mehmet Altan şunu söylüyor: “Zaten
Çanakkale savaşlarında komutan Alman Liman von Sanders, yardımcıları Vehip
Paşa, Cevat Paşa, Esat Paşa’lardı… Miralay Mustafa Kemal Bey, komuta
kademesinde ancak 34. sıradaydı…” Çanakkale Savaşının tasarımcısı görkemli
Britanya İmparatorluğu’nun kibirli Bahriye Bakanı Winston Churchill, tam 21
yerinde Mustafa Kemal’den söz ettiği, toplam 1668 sayfalık üç cilt, “The Great
War” adlı kitabının 659. sayfasında şöyle yazıyor: “At the head of the 19th.
Division there stood in this strange story, a Man of Destiny, Mustapha Kemal
Bey” Türkçesi: “Bu garip öyküde, 19. Tümenin başında, Geleceği Yazan
Adam, Mustafa Kemal Bey bulunuyordu” Churchill’in toplam 1668 sayfalık üç
cilt “Büyük Savaş” kitabında Alman General Liman von Sanders’in adı sadece 6
kez geçiyor, komuta kademesinde Mustafa Kemal’den çok üstlerde bulunan Vehip
Paşa, Cevat Paşa ve Esat Paşa’ların esamisi bile okunmuyor! Hiç komuta
kademesinde 34. sırada bulunan bir subay, Tümen komutanı olur mu?
Peki,
Churchill, sözü edilecek 33 komutan varken neden tutmuş da 34. sıradaki Mustafa
Kemal’i öne çıkarmış? Hem de o çok kibirli Churchill’in Mustafa Kemal’i
tanımlarken kullandığı deyime bir bakar mısınız: Man of Destiny,
Geleceği Yazan Adam! Biliyorum, komik olacak ama sorayım. Siz Çanakkale
Savaşının tasarımcısı, görkemli Britanya İmparatorluğu’nun Bahriye Bakanı
Winston Churchill’in kendi yazdığı tarih kitabındaki sözlerine mi
inanacaksınız, yoksa AB’nin iğfal ettiği Mehmet Altan’a mı? Yatağa atılmış
gazetecilere de asla inanmayız, AB hibeleriyle iğfal edilmiş gazetecilere de!
Bu gerçeği bıkmadan, usanmadan ve yılmadan halkımıza duyurmak, anlatmak birinci
derecede görevimizdir.
Yılmaz Dikbaş 19 Mart 2011 dikbas@kalinka.com.tr
www.kalinka.com.tr www.dikbas.tv
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder