10 Ağustos 2017 günü sosyal medyada ADD Gül Isparta Şubesinin bir
duyurusu vardı. Dernek binasında kurulmuş bir düzenek etrafında kadınların
erişte makarna yaptığını gösteren fotoğrafların üzerindeki açıklama aynen
şöyle; “Atatürkçü düşünce derneği olarak erişte siparişlerini yapıyoruz.
Siparişleriniz varsa bildirin lütfen... Afiyet olsun.” (https://www.facebook.com/rahime.karakus.10/posts/1897150650546779)
Atatürk’ün bütün devrimlerine ağır saldırılar yapılırken,
Cumhuriyet’in kurucu ilkeleri ve laiklik silinirken, O’nun mirası olan ve
isabeti on yılların deneyimi ile kanıtlanmış dış politika ilkeleri rafa
kaldırılırken, devletin kurucuları katliamcı iftirasına uğrarken, Atatürk ders
kitaplarından kaldırılıp yerine “cihat” dersleri alırken, dini nikâh yasalaşırken,
Osmanlıca, medrese, saltanat, hilafet, fetva yeniden hortlatılmışken, Emperyalizmin,
işbirlikçi güçler ve gericiler Cumhuriyet Devrimi’ne topyekûn saldırırken, tepki göstermeyen/gösteremeyen bir aymazlar
topluluğu, icazetli Atatürkçüler ADD Isparta Şubesini “erişte imalatı ve satış
yeri” olarak kullanıyor.
Daha önceleri “Güzellik ve Cilt Bakım ürünleri” pazarlamak, hamam -
kaplıca turları düzenlemek, “pişi ve lokma” dağıtmak vb. her tür pazarlamacılık
etkinliği için kullanan ADD Gül şubesi yöneticileri, söz konusu Atatürk olunca
ortada yoklar.
Siz hiç ADD Gül Isparta Şubesinin “Osmanlıca, medrese, saltanat,
hilafet, fetva, dini nikâh, cihat dersi, haftada 28 şehit, HES’ler, başkanlık
sistemi, şehir hastaneleri, Cumhuriyet devrimi ve Atatürk’e yapılan ağır
saldırılar konusunda bir eylem ve etkinliğini duyup gördünüz mü?
Dinci Faşizme, emperyalizme karşı kavga kültürünü geliştirmeyenler,
elbette ki sistemden beslenecekler, onun kültürünü yaşatacaklar. Bu objektif olarak
böyledir. Fakat Atatürkçü olma maskesi ile yaşayarak birey haklarına saldıran,
dedikodu yapan, iftira atan, Dinci faşist sistemin nimetleri ile beslenen pazarlama
ve reklam dışında hiç bir etkinlik ve eylemi olmayanlarla ilgili nasıl bir
tanım yapılmalı? Alçaklık bu tanıma yeterli midir?
1950’li yıllardan bu yana Kemalist devrimi
boğmak, teslim almak, itibarsızlaştırmak, Kemalist devrimin öznesi olan
devrimcileri davalarından uzaklaştırmak, yozlaştırmak için tüm araç ve
yöntemleri kullanan “karşı devrim” cephesinin çabaları amacına ulaşmış
görünüyor.
“Gerek
dünyada, gerekse ülkemizde karşı devrimci, işbirlikçi güçler iktidarı ele
geçirirlerse, kendi egemenliklerini koruyabilmek için, kendisine yönelik
tepkileri etkisiz kılma ya da bu tepkileri kendisine zarar vermeyecek yönlere
sevk etmeye çalışır.
Kendi düzenine tehlike
oluşturmayan, sözde devrimci kimi siyasal, demokratik örgütlenmelere izin
vererek, kitlelerin düzene karşı tepkilerini bu örgütlenmeler aracılığıyla
kontrol altında tutmayı amaçlarlar. Sistemle uzlaşmış, karşı devrimciliğin
çizdiği yasal sınırlar içinde varlığını sürdüren bu anlayış “icazetli
Atatürkçülüktür”. Bu anlayış ADD Gül Isparta şubesinde zuhur eden haliyle “Siparişle
Atatürkçülük” olarak adlandırılabilir.”
Ülkemizde
istemin egemenleri; ellerindeki her tür araç ve yöntemlerle Kemalist Devrimin
değerlerini yozlaştırmaya, kitlelerde ve Kemalist cephede bilinç bulanıklığı
yaratmaya, devrimci unsurları düzenin
içerisine çekmeye, onları etkisiz, eylemsiz, yılgın, çaresiz, düzenin saldırıları
karşısında boyun eğen, uysal, uyumlu bir konuma getirmek için 80 yıldır plan
proje üretmektedir.
Bu projelerden biri ve en çok bilinç
bulanıklığı yaratan ise “Yeni Atatürkçülük” kavramıdır.
Nedir “Yeni Atatürkçülük”?
·
Atatürkçülüğün özü tam bağımsızlık ve
antiemperyalizmdir,
“Yeni
Atatürkçülük” Batıcılık ve emperyalizmle işbirliği yapmaktır.
·
Atatürkçülüğün toplumsal yapı taşı laikliktir
“Yeni
Atatürkçülük” türbanlı laiklik, ılımlı İslam rejimi olacaktır.
·
Atatürkçülüğün Cumhuriyet yapısı üniter ulus
devlettir
“Yeni
Atatürkçülük” ulus devlet yerine etnik bir federasyon getirecektir.
ADD Isparta
şubesini “dedikodu, belden aşağı vurma, iftira, gözden düşürme,
itibarsızlaştırma” ve Mason Tansel
Çölaşan’ın yadsınamaz katkı ve desteği ile ele geçiren “Yeni Atatürkçüler” sistem egemenlerinin damarlarımıza şırınga
etmeye çalıştığı sapkınlığın ortağı ve işbirlikçileri olmuşlardır.
Atatürkçülüğün
emperyalizm, çürümüş düzen ve gericilikle ödün vermeden mücadele eden bir
devrimci hareket olduğunun bilince çıkmasını önleme adına elinden geleni ardına
koymayan bu aymazları ve sosyal medyada “beğenileri” ile destek veren sözde
Atatürkçü zavallıları “yetmez ama” kınıyorum. 14.08.2017
Mahmut ÖZYÜREK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder