30 Ekim 2016 tarihinde Ankara’da Saadet Partisi (SP) olağan
kongresi yapıldı. Partinin genel başkanlığına Temel Karamollaoğlu seçildi.
“Milli Görüş” adı altında cumhuriyet karşıtı şeriatçı
geleneğin siyasi halkalarından biri olan SP’nin genel başkanı Temel
Karamollaoğlu’nu yakından tanımanın yararlı olacağını sanıyorum.
1941 yılında Kahramanmaraş’da doğan Temel Karamollaoğlu aslen
Sivaslıdır.
Liseyi bitirdikten sonra 1960 yılında devlet yurtdışı burs sınavını
kazanarak İngiltere’ye gitti, 1967’de Manchester Üniversitesi’nden Tekstil
Yüksek Mühendisi olarak Türkiye’ye döndü.
1977 yılına kadar Sümerbank’ta ve Devlet Planlama Teşkilatı’nda
(DPT) çeşitli görevlerde bulundu.
1977 yılında Milli Selamet Partisi’nden milletvekili seçildi.
1980–1987 sürecinde aktif siyasetin dışında kaldı.
1989 yılında Sivas Belediye Başkanlığı’na seçildi.
1994 yılında yapılan yerel seçimlerini de kazanarak 1995 yılına
kadar Sivas Belediye Başkanlığı görevini sürdürdü,
1995 yılında Refah Partisi (RP) genel sekreterliğine seçildi,
Sivas’tan RP milletvekili olarak Meclis’e girdi.
Laik Cumhuriyet karşıtı eylemlerin odağını oluşturduğu için RP,
Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı.
Aynı şeriatçı “Milli Görüş” kadrosu, Fazilet Partisi’ni (FP) kurdu.
Temel Karamollaoğlu, 1999 milletvekili genel seçimlerinde Sivas’tan
FP’nin milletvekili seçildi.
Değerli Dostlar,
Temel Karamollaoğlu’nun Sivas Belediye Başkanı olduğu dönemde,
Sivas’ta cumhuriyet tarihimizin en barbar toplu katliam olayı yaşandı.
Bu olayı size kısaca anlatmam gerekiyor.
2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Sultan Abdal Derneği Sivas’ta bir
etkinlik düzenledi.
Şenliğe katılan sanat adamları Madımak otelinde konaklamaktaydı.
Günümüz IŞİD militanları gibi kendilerini Kökten İslamcı olarak
tanımlayan yüzlerce barbar, Madımak otelini kuşatıp ateşe verdi.
Çoğunluğu Alevi olan 33 yazar, çizer, ozan, müzisyen, düşünür ve 2
otel çalışanı diri diri yakılarak öldürüldü. 51 kişi ağır yaralı olarak
kurtuldu.
Sivas valisi Ahmet Karabilgin, Tugay Komutanı Ahmet Yücetürk,
Emniyet Müdürü Doğukan Öner, barbarların saldırısına seyirci kaldılar.
35 Türk, barbarların elinde cayır cayır yanarken Temel
Karamollaoğlu Sivas Belediye Başkanı idi.
İtfaiye araçları da, itfaiyeciler de, Madımak oteline gitmesini
önlemek için itfaiye araçlarının önüne yatanlar da, benzine bulanmış paçavrayı
yakarak Madımak oteline savuran H. İbrahim Düzbiçer de Belediye’nin, yani Temel
Karamollaoğlu’nun yönetimindeydi.
Temel Karamollaoğlu, elindeki olanakları vahşi saldırıyı önlemek
için kullanmıyor, barbarların saldırısını izliyor, destekliyor, saldırganları
körükleyip cesaretlendiriyordu.
Temel Karamollaoğlu, 35 Türk’ün vahşice saldıran barbarlara dönüp
şöyle haykırıyordu:
“Gazanız mübarek olsun!”
Değerli Dostlar,
Gaza, Arapça bir sözcüktür. Allah uğruna yapılan kutsal savaş,
anlamına gelir.
“Gazanız Mübarek Olsun” demek, Allah başarılı olmanızı sağlasın,
demektir.
Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu, Madımak otelindeki 35
Türk’ün yakılarak öldürülmesini “Allah uğruna yapılan kutsal savaş” olarak
görmüş, saldırgan barbarların başarılı olmasını dilemişti!
Değerli Dostlar,
Şimdi, can yakıcı sorular sormak zorundayız.
Cebinde T.C. Nüfus Cüzdanı taşıyan Temel Karamollaoğlu Türk değil
mi?
Belediye başkanı bir Türk, bir kültür etkinliği için bir otelde
konaklayan 35 Türk’ün yakılarak öldürülmesini isteyebilir mi? Saldırganlara
“Gazanız mübarek olsun” diyebilir mi?
Sorumu tekrarlıyorum:
Temel Karamollaoğlu Türk değil mi?
Temel Karamollaoğlu’nun gerçek etnik kökeni nedir?
Bir soru daha sormam gerekiyor:
Temel Karamollaoğlu Müslüman değil mi?
İslam’ın kutsal kitabı Kuran’da, Maide Suresi 32.Ayet’de şöyle
diyor:
“Şüphesiz her kim ki bir suçsuz kişiyi öldürürse, bütün insanları
öldürmüş gibi olur.”
Silahsız, savunmasız, suçsuz 35 Türk’ün yakarak öldüren barbarları
körükleyen Temel Karamollaoğlu, Kuran’ın yukarıdaki ayetini çiğnemiş olmuyor
mu?
Kuran ayetlerini çiğneyen kişiye Müslüman diyebilir misiniz?
Şimdi bu sorulara, kanıtlara dayanarak cevap verelim.
Osmanlı döneminde, Anadolu’da “Gayrimüslimler”, yani Müslüman
olmayanlar da vardı:
Rumlar, Ermeniler, Yahudiler.
Rumlar daha çok İstanbul ve İzmir’de yoğunlaşmışlardı. Samsun,
Gümüşhane, Ordu, Giresun, Rize, Artvin ve Sivas’ı kapsayan Trabzon Eyaleti’nde
de geniş Rum toplulukları bulunmaktaydı.
Osmanlı resmi verilerine göre, 1904 yılında Sivas’ta 75.324 Rum
yaşamaktaydı.
Sivas’ın Suşehri ilçesine bağlı Şarköy köyünün tamamı Rumlardan
oluşmaktaydı.
Rumların yoğun olduğu bölgelerde yapılan çok ciddi bir araştırma şu
gerçeği ortaya çıkardı:
Bu bölgelerde yaşayan Rumların birçoğunun kullandığı aile isimleri,
Rum cemaatinin Osmanlı coğrafyasında kullandığı genel isimlerden farklıydı! Bu
bölgelerdeki Rumlar, Rumca isimler yerine, Müslüman Türk aile isimleri
kullanmışlardı!
Rumca yerine Müslüman Türk aile isimleri kullanan Rumlar, böylece
Müslüman Türk topluluğu içinde GİZLENMEYİ yeğlemişlerdi.
Etnik kökenini, dini inancını gizleyenlere “KRİPTO” adı
verilmektedir.
İşte, KRİPTO Rumların kullandığı bu aile isimlerinden bazıları
şunlardır:
Mollaoğlu, Mollaabdülkerimoğlu, Mollaosmanoğlu, Mollabeyazoğlu,
Mollafettahoğlu, Mollahasanoğlu, Türkoğlu, Mollahüseyinoğlu, Mollaibrahimoğlu,
Mollaismailoğlu, Yoroğlu, Mollaoğlu, Mollaosmanoğlu, Mollaömeroğlu,
Toromanoğlu, Varankoğlu, Zaimoğlu, KARAMOLLAOĞLU, Kalyoncuoğlu, Konbaloğlu,
Sohtaoğlu, Koziloğlu, İmamoğlu, Karnapoğlu, Kırismailoğlu, Hacıbayraktaroğlu,
Hacımehmedoğlu, Karaloğlu, Mollasalihoğlu, Vorcoğlu, Zorkınoğlu, Kadıoğlu,
Kaflanoğlu, Veysoğlu, Vizaneoğlu, Kaboğlu, Mandoğlu, Hacıefendioğlu, Tringozoğlu,
Kasdinimaoğlu, Feyzioğlu, Cumalıoğlu, Fadıloğlu, Çarhoğlu, Satoğlu, Hancıoğlu,
Hatipoğlu, Müftüoğlu.
Gördünüz, Sivaslı Temel Karamollaoğlu’nun aile ismini listede büyük
harflerle yazarak dikkatinizi çekmek istedim.
Buraya kadar ortaya koyduğumuz verilerin ışığında şunu
söyleyebiliriz:
Sivaslı Temel Karamollaoğlu, Türk değildir.
Sivaslı Temel Karamollaoğlu, Kripto Rum’dur. .
Sivaslı Temel Karamollaoğlu, Müslüman değildir.
Sivaslı Temel Karamollaoğlu, Müslüman maskeli, Ortodoks
Hıristiyan’dır.
Kurtuluş Savaşı sırasında yerli Rumların çoğu, işgalci Yunan
askerleriyle birlikte oldular. Yüz yıllarca birlikte yaşadıkları komşuları
Türklere saldırdılar.
Türklerin savaşı kazanacağını gören yaklaşık bir milyon Rum, savaş
bitmeden önce Anadolu’dan kaçıp gittiler. Geriye kalan 186.189 Rum, 3 Ocak 1923
tarihindeki Mübadele Sözleşmesi gereğince Yunanistan’a gönderildi.
Ancak aile isimlerini, Müslüman Türk isimlerini alarak kendilerini
Müslüman Türk toplumu içinde GİZLEYEN KRİPTO RUMLAR, Anadolu’da kaldılar,
yaşamlarını burada sürdürdüler.
Müslüman Türk toplumu içinde kendilerini gizlemeyi beceren Kripto
Rumların;
Türklere olan kinleri hiç dinmedi!
Atatürk’e olan hınçları hiç sönmedi!
Temel Karamollaoğlu, Sivas Belediye Başkanı iken, Madımak oteli
katliamını körükleyerek Türklere olan kinini ortaya koymuştu!
İşte böyle bir kişi bugün Saadet Partisi’nin Genel Başkanlığına
seçilmiştir.
Yapılacak ilk genel seçimde Kripto Rum Temel Karamollaoğlu,
Türklerden oy isteyecektir!
İstedim ki, Türklere karşı hiç dinmeyen bir kin besleyen Kripto Rum
Temel Karamollaoğlu’nu halkımız tanısın!
Bunu bir görev olarak yaptım.
Bu görevi Atatürk bizlere, NUTUK’taki şu sözleri ile vermişti:
“Efendiler, sırası gelmişken aziz milletime şunu tavsiye ederim ki,
bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki,
vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an bile geri
kalmasın.”
Yılmaz Dikbaş
12 Kasım 2016, Cumartesi
dikbas@kalinka.com.tr
0532 233 31 52
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder