10 Şubat 2016 Çarşamba

GANİMET OLARAK TÜRK İMPARATORLUĞU / Erkan Güçiz




12 Mart 1922’de The New York Times gazetesinde çıkan bir makalenin başlığı bu.
Alt başlık açıklıyor ne demek istediğini.
“Türkiye Üzerinde Daha Fazla Pay Kapmaya Çalışan Avrupa Devletleri Arasında Gizli Anlaşmalar - "WİLSON'UN ÇELİK KASASINDAN ÇIKAN BARIŞ GÖRÜŞMELERİ KAYITLARI"
“Türkiye, nereden bakarsanız bakın savaşın en değerli, en zengin ganimeti idi; Çin’in ipek üreten en büyük eyaleti Şantung’dan da değerli.
Afrika’da sömürgeler, Pasifik’te adalar, Avrupa’da Alsas-Loren ve Dalmaçya gibi ülkeler var ama hiçbiri Türklerin eski imparatorluğunun ölçülmez zenginliği ile karşılaştırılamaz.

Türkiye’de el değmemiş petrol, bakır, gümüş, tuz yatakları, uçsuz bucaksız kolayca sulanabilecek tarım arazileri var.

Ve hepsinden önemlisi, eli işe yatkın, çalışkan ve istikrarlı bir yönetim altında hemen refah ve iş üretecek bir nüfus var.”


Aynı gün Türkiye’de, Mareşal Gazi Mustafa Kemal, Afyon-Karahisar’ın kuzeyinde Derben köyü civarında askerî kuvvetleri teftiş ediyordu.

Ve o kuvvetler, Türk topraklarını ve insanlarını ganimet olarak görenlerin köpeklerini 9 Eylül’de İzmir’de denize döktüler.

Emperyalistlerin hevesleri kursaklarında kaldı ama onların bu emelleri o günden beri hiç sönmedi.

Cumhuriyetin ilk günleri 1920’lerden, 1984’e kadar yaşanan 28 “Kürt İsyanı”, 1984’de başlayan 29’uncusu ve onun devamı bugünkü Güneydoğu, yalnız ve yalnız bu amaca hizmet için emperyalist güçlerin kurdukları tezgâhlardır.

Çok daha zor şartlar altında Kurtuluş Savaşını kazandık; yine kazanacağız…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder