Yaşadığımız gezegende
300 ailenin çarpık ve sapık amaçları için insanları köle gibi gütmek üzere
örtülü bir teşkilatlanmaya gidilmiştir. Gizli dünya hükümeti olarak da
adlandırılabilecek bu oluşum, kimi zaman hükümetlerin içinde, kimi zaman
yanında, kimi zaman ensesinde, kimi zaman da üzerindedir. Bu yapılanmanın
ayrıntıları bu yazının konusu olmamakla birlikte, Bilderberg’in bu oluşumun en alt basamağı olduğunu söyleyebiliriz.
İsmini
1954 yılında ilk kez düzenlenen toplantıya ev sahipliği yapan Hollanda’daki
Bilderberg otelinden alır. Avrupa ile Kuzey Amerika
arasındaki bağları güçlendirmek için yola çıktığını ilan etmiştir. Ancak
Avrupa’daki ulusçuluk fikirlerini kademe kademe aşındırarak, kendi denetiminde
birleşik bir Avrupa yaratmak için çaba sarf etmiştir. İngiliz ulusçuluğun
kalesi kabul edilen Lordlar Kamarası 1988 yılında bunlar tarafından
dağıtılmıştır. Ulus devletlerin yıkılması, küresel düzeyde sermaye ve mal
dolaşımı için tüm engellerin ortadan kaldırılması temel hedefleri arasındadır.
Bilderberg grubu yılda
bir kez toplanır. Finans kapital ve silah sanayinin çıkarları doğrultusunda
dünyanın nasıl yönlendirilebileceğine dair politikalar saptanır. Toplantı görüşmeleri ve çıkarılan sonuçlar
gizlidir ve asla kamuoyu ile paylaşılmaz. Hiçbir katılımcı görüşme içeriğini
açıklayamaz; aksi halde özel cezalandırma mekanizmalarının muhatabı olur!
Türkiye gibi ülkelerden,işlerine
yarayacak siyasi partilerin ve oligarşik yapıların temsilcileri davet edilir.
Geçmişte AKP’li ya da AKP’ye yakın Ali Babacan, Cengiz Çandar, Fehmi Koru gibi
mümtaz şahsiyetler (!) davet ediliyordu. Bu yıl ise CHP’den Genel Başkan
Yardımcısı Selin Sayek Böke ile milletvekili İlhan Kesici davet edildi.
Peki, bu ne anlama
geliyor? Emperyalist merkezler ve küresel çeteler Türkiye ile ilgili sinsi
emellerini gerçekleştirmek için artık yeni CHP’yi bir vasıta olarak görüyor! Yıkıcı
ve bölücü projeler bundan böyle yeni CHP üzerinden yürütülecek! Bu nedenle, tüm
yurtseverler, oylarını CHP’ye verenler bile projektörlerini bir an olsun yeni
CHP üzerinden ayırmamalı! Bu parti Türkiye’ye her an bir gol atabilir!
Bilindiği gibi Avrupa
Parlamentosu son dönemlerin en sert belgesi olan 2014 Türkiye İlerleme
Raporu’nu 94’e karşı 432 oyla kabul etti. Ermeni soykırım yalanını savunan,
Kıbrıs’ta Türk askerini geri çekilmeye davet eden rapor, AKP hükümeti
tarafından bile “kabul edilemez” bulundu!
AB Dışişleri Yüksek
Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Federica Magherini, seçim
sonrasında Türkiye’deki liderlerden Ahmet Davutoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu ve
Selahattin Demirtaş’ı arayarak tebrik etti. Bayan Magherini, MHP lideri Devlet
Bahçeli’yi ise aramadı!
Devlet Bahçeli, seçim
sonrasında en tutarlı ve en sorumlu demeçleri vererek kendisini TBMM’deki diğer
liderlerden farklı bir konuma koydu. Kırmızıçizgilerini net bir şekilde
belirledi: “Bir
ihanet süreci olan açılıma son!” “Tayyip Erdoğan’ın Anayasal çizgiye
çekilmesi!” “17-25 Aralık dosyasının yeniden açılması!”
AB emperyalizmi ise
küstah, kibirli ve saygısız tavırlarına bir yenisini ekleyerek, milli birlik ve
beraberlik yönündeki tavrı nedeniyle Bahçeli’yi hedefe koydu! Açılım ve bölünme
projelerine destek veren liderleri bağrına basan bağnaz Avrupalı, ülke
bütünlüğünü savunan liderlere aklınca gözdağı veriyor.Aslında Avrupa’nın bu
hareketi Devlet Bahçeli’nin ülke içindeki saygınlığını artıran bir girişim
olmuştur. AB, ülkedeki bölücülük (HDP/PKK desteği) ve gericiliğin (cemaat ve
ılımlı İslam desteği) en büyük hamisi olduğunu her vesile ile gösteriyor.
Türkiye ve Türk
düşmanlığını bir alışkanlık haline getiren, Ermeni yalanında kendi hukukunu
bile çöpe atan çirkin Avrupalı, maalesef hâlâ bazı çıkar odakları tarafından
medeniyet projesi (!) olarak pazarlanıyor!
TBMM içindeki
partilerden sadece MHP ve lideri Devlet Bahçeli açılım ve bölünme
politikalarına karşı çıkıyor. Bu konuda en radikal parti, sırtını emperyalist
merkezler ve Bilderberg gibi küresel gizli örgütlere dayayan yeni CHP! HDP’yi
(PKK) arkasına alarak açılım bayrağını dalgalandırmak, Güneydoğu’ya en geniş
anlamda özerklik getirmek istiyor. Bu konuda AKP’den bile bir adım önde!
Ülkemizin içinde
bulunduğu olağanüstü ağır koşullarda en öncelikli mesele, sanıldığı gibi
ayakları yere basmayan bir hükümet kurmak değil, emperyalizmin dayattığı
bölünme sürecini en az kayıpla savuşturmaktır. Sistem aslında,“ülke hükümetsiz
kalmamalı!”söyleminin arkasına gizlenerek, bir bölünme hükümeti dayatmak
istiyor! Ülkemizde onlarca hükümet kuruldu; yine kurulur. Ama ülke bölünürse,
kurulacak hükümetlerin bir anlamı kalmaz!
Seçim sonucunda bir
husus gözden kaçırıldı. PKK (HDP) her ne kadar hükümet kurmak için anahtar
konumdaysa, MHP de bölücülük politikalarını engelleme konusunda kilit
konumdadır. AKP’yi ve özellikle CHP’yi frenleme görevi MHP’nin üzerindedir.
Bölücü bir rota için geriye tek bir olasılık kalıyor: “AKP-CHP
Koalisyonu!” Böyle bir girişim ülkenin tüm
milli güçleri devreye sokularak mutlaka engellenmelidir.
Böylece emperyalist merkezler ve küres el çetelerin hevesleri bir başka bahara
kalır!
TBMM dışında Vatan
Partisi vatan nöbetindedir. TBMM içinde vatan nöbetini MHP kararlı bir şekilde,
ABD ve AB’ye hiçbir taviz vermeden sürdürdüğü takdirde, AKP ve CHP’nin
yurtsever seçmenlerinin ve parlamento dışı güçlerin de koşulsuz desteğini
alacaktır.Çünkü AKP ve CHP’li seçmenler ülkenin bölünmesi için oy vermediler!
Ve ilk seçimde bu büyük Millet MHP’ye, vatan nöbetinin karşılığını KDV’si ile
birlikte fazlasıyla ödeyecektir.
MHP ve Devlet Bahçeli,
tarihin kendilerine yüklediği bu ağır vazifeyi, yüksek bir sorumluluk bilinci
ile başarı ile yerine getirmek zorundadır. Aksi halde, bunun vebali ağır olur!
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr
spolat102@outlook.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder