İktidarı ele geçirmiş bulunan Osmanlı
şeriatçıları, okullarda çocuklarımıza öğretilecek ders programlarından devletimizin kurucusu Mustafa
Kemal Atatürk ile
ilgili konuların çoğunu çıkarmış.
Osmanlı şeriatçısı yobazlar, Türk çocuklarının Atatürk’ü, Kurtuluş Savaşı’nı ve Cumhuriyet Devrimlerini öğrenmesini istemiyor!
Bununla da kalsalar neyse, şeriatçı yobazlar Türk çocuklarına Atatürkçülük yerine “Cihat” öğreteceklermiş.
18 Temmuz 2017 günü Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz
şunları söyledi:
“Cihat bizim dinimizde bir unsur. Bu
nedenle fıkıh dersinde ve temel dini bilgilerde cihat var. Bundan rahatsız
olmaya gerek yok, aksine vermezsek talep gelmesi gerekirdi.
Cihat’ın ne olduğu ve ne olmadığının öğretilmesi görevi
de bizim.
Dört başı mamur şekilde cihat kavramının evlatlarımıza verilmesi ülkenin en büyük kazanımı.”
Değerli Dostlar,
Şimdi sizlere “Cihat” ile ilgili sağlam kaynaklara dayalı bilgiler sunacağım.
Önce “Cihat” ne demek, anlamını yazalım.
Cihat, Arapça bir sözcük olup anlamı şudur: Din uğruna yapılan savaş.
Çoğunluğu
Osmanlı
tarihini okumamış
eğitimsiz genç kuşaklara hep şunlar
anlatılmıştır: Osmanlı, üç kıtada cihat açmış, gazalar yaparak İslam’ı tüm dünyaya yaymıştır.
Okullarda Türk-İslamcı görüşün doğrultusunda öğretilen
tarih derslerinde, Osmanlı
tarihi gerçek dışı ve dayanaksız övgülerle abartılı olarak anlatılmış, özellikle cihat ve gaza kavramları öne çıkarılarak gençlerimizin Osmanlı Şeriat düzenine
özenmesi
istenmiştir.
Peki, tarihi gerçekler nelerdir?
Din uğruna yapılan
savaş anlamına gelen cihat kavramı, İslam’ın
kutsal kitabı Kuran’da 30 kez geçmektedir.
Ben burada, Kuran’daki ayetlerden
bazılarını kaynak göstererek, Osmanlı’nın yapmış olduğu
savaşların ve uygulamaların cihat sayılıp sayılmayacağını sorgulayacağım, sizler karar vereceksiniz.
Osmanlı’nın yaptığı savaşların
tümü SALDIRI savaşlarıdır, SAVUNMA savaşları değil!
Oysa Allah, saldırı savaşlarına izin vermemiş, savunma savaşlarına izin vermiştir. Okuyalım:
Kuran, Hac Suresi, 39. Ayet:
“Kendilerine savaş açılanlara savaşma izni verilmiştir. Çünkü onlar zulme uğradılar. Allah onlara yardıma elbette kadirdir.”
Osmanlı’nın Yunanlara, Bulgarlara,
Sırplara, Venediklilere, Rodoslulara, Avusturyalılara, Macarlara karşı yaptığı, işgallerle sonuçlanan
savaşların tümü SALDIRI savaşlarıdır.
Osmanlı’nın İran’a, Mısır’a, Orta Doğu’ya yaptığı, işgallerle sonuçlanan
savaşların tümü SALDIRI savaşlarıdır.
Kuran’ın bir ayetini açıkça çiğnemiş olan bu SALDIRI savaşlarına
“Cihat” diyebilir misiniz?
Kuran’ın bir ayetini açıkça çiğnemiş olan SALDIRI savaşlarını yapan padişahları Müslüman olarak kabul edebilir misiniz?
Yalnız bu kadar değil, dahası var.
Kuran’daki cihat ile ilgili ayetlere
de bakalım:
Bakara Suresi, 190. Ayet:
“Size savaş açanlarla Allah yolunda çarpışın. Ama haksız yere saldırmayın, çarpışmada zulme sapmayın. Çünkü Allah, sınır tanımaz azgınlıkları sevmiyor.”
Yunanlar, Bulgarlar, Sırplar,
Venedikliler, Rodoslular, Macarlar, Avusturyalılar Osmanlı’ya savaş açmamışlardı. Osmanlı onlara saldırdı.
Yukarıdaki ayete göre, Osmanlı’ya
savaş açmamış olanlara Osmanlı’nın saldırması “Allah yolunda” çarpışma sayılabilir mi?
Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman, ordusunu topluyor, İstanbul’dan yola çıkıyor, haftalarca, belki de aylarca yol
alıp
Macaristan’a varıyor, başkent Budin’i
kuşatıp işgal ediyor.
Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptığı “Allah yolunda” bir cihat sayılabilir mi?
Kanuni Sultan Süleyman, Allah adına
Macaristan’da ne yapmış?
Kanuni Sultan Süleyman, Macaristan’a İslam öğretisiyle ilgili ne götürmüş?
Kanuni Sultan Süleyman, Macaristan’da
İslam dinini öğretecek okullar mı açmış?
SALDIRI savaşları sonunda işgal ettikleri şehirleri Osmanlı talan ediyor, yani yağmalıyor. Hazineleri ele geçiriyor. Bununla yetinmiyor; bu şehirlerdeki genç kadınları, kızları ve oğlanları
tutsak alıp
Payitahta, yani İstanbul’a getiriyor. Tutsak kadınlar, kızlar ve oğlanlar esir pazarlarında köle olarak satılıyor. Tutsak
kadın, kız ve oğlanlardan en çekici olanları da padişahın Haremine sunulmak üzere saraya gönderiliyor.
Söyler misiniz, bunun neresi cihat?
Bu yapılanları Allah’ın buyruğu
olarak görebilir
misiniz?
İşgal, yağma, kadınları, kızları, oğlanları esir alıp sonradan köle olarak kullanmak zulüm değil de ya nedir?
Özellikle kendilerini Türk
milliyetçisi olarak gören gençlerimiz, Osmanlı’nın Viyana kapılarına dayanması
öyküsüyle coşturulur.
Birincisi Kanuni Sultan Süleyman
tarafından 1529 yılında, ikincisi de Sultan 4. Mehmet döneminde 1683 yılında
olmak üzere Osmanlılar iki kez Avusturya’nın başkenti Viyana’yı kuşattılar.
Yani Osmanlı
askerleri Viyana kapılarına dayandı.
İstanbul- Viyana arası karayolu ile yaklaşık 1.600 kilometredir.
Osmanlı ordunsun büyük bölümü
yeniçeriler yaya askerleri olduğuna
göre,
her halde bir aydan önce
Viyana’ya
varamamışlardır.
Osmanlı ordusunun bir aydan önce
varamadığı bir
yerdeki ülke,
Osmanlı’ya
savaş açmış olabilir mi?
Savaş açan
Viyanalılar değil, Osmanlı!
Saldıranlar Viyanalılar değil, Osmanlı!
Cihat, din uğruna yapılan savaşa denilir.
Osmanlı, 1.600 kilometre uzaklıktaki
Viyana’ya din uğruna mı gitmiş?
Kuran’dan bir ayet daha okuyalım.
Ankebut Suresi, 69. Ayet:
“Bizim uğrumuzda cihat edenleri biz, yollarımıza elbette ulaştıracağız. Allah güzel düşünüp güzel davrananlarla mutlaka beraberdir.”
Viyana kapılarına dayanan Osmanlı,
Allah uğrunda cihat
etmiş sayılabilir mi?
Şimdi sizlere, Osmanlı tarihinden cihat ve gaza ile ilgili
çok daha çarpıcı bir örnek vereceğim.
Kendilerini Türk milliyetçisi olarak
gören gençlerimizin gözünde çok yüceltilen padişahların
başında Yavuz Sultan Selim gelmektedir.
Şimdi sizlere, bu padişahla ilgili, hiçbir ders kitabında verilmemiş bir bilgi sunacağım.
Yavuz Sultan Selim 1512–1520 yılları
arasında hüküm sürmüştür.
Yavuz Sultan Selim, sekiz yıl süren
saltanatında birçok savaş
vermiş, ancak hiçbir zaman kâfire kılıç sallamamıştır!
Hiçbir zaman kâfire kılıç sallamamış, ne demektir?
Yavuz Sultan Selim, hiçbir zaman
kâfirlerle savaşmamış, demektir.
Yavuz Sultan Selim, girdiği savaşlarda hep Müslüman Türkleri öldürmüştür!
Yavuz Sultan Selim’in 1514 Çaldıran
Savaşı’nda çarpıştığı Şah İsmail’in ordusu, Müslüman Türk ordusuydu. Şah İsmail Türk’tü.
Yavuz Sultan Selim, Anadolu’da 40 bin
yoksul Alevi Türk’ü kılıçtan geçirtti. Alevi Türkler, İslam dinindendi.
Yavuz Sultan Selim’in Mısır’da Kahire
savaşında, karşısındaki Memluklar de Müslüman Türk’tü.
Yavuz Sultan Selim, Mısır’ı ele
geçirirken de hep Müslüman Türkleri öldürmüştü.
Bir savaşın cihat sayılması için, o savaşın din uğruna yapılmış olması gerekirdi. Oysa Yavuz Sultan Selim’in yaptığı savaşların
din uğruna olduğu söylenemezdi, çünkü savaştığı
kişiler İslam dinindendi.
Bir savaşa gaza denilebilmesi için, o savaşın İslam dinini korumak veya yaymak için yapılmış olması gerekirdi. Oysa Yavuz Sultan Selim’in savaştığı
kişiler zaten Müslüman’dı, İslam’ı
korumak ya da yaymak söz
konusu olamazdı.
Hiç kâfire kılıç sallamamış, hep Müslüman Türkleri öldürmüş olan Yavuz Sultan Selim, eğitimsiz Türk gençlerine, cihat açan, gaza yapan büyük padişah olarak tanıtılmıştı. Bunu yapan dinci yobazlar ve din tüccarı siyasetçilerdi.
Değerli Dostlar,
Bakan İsmet Yılmaz,
okullarda öğretilecek ders
programlarında değişiklikler yapıldığını, “Cihat” kavramının çocuklarımıza öğretileceğini söylemektedir.
İsmet Yılmaz, aslında, “Cihat” kavramı adı altında çocuklarımıza Osmanlı tarihi ile ilgili katmerli yalanlar
öğretecektir!
Değerli Dostlar,
Onurlu bir kişiye yapılabilecek en ağır suçlama, o kişinin yalancı olduğunu söylemektir.
Duyduk duymadık kimse kalmasın,
buradan açıkça haykırıyorum: Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Osmanlı şeriatçısı bir yalancıdır!
Yalanlarıyla çocuklarımızın geleceğini
karartmakla görevlidir!
Kendilerini Atatürkçü olarak
görenler, Osmanlı şeriatçısı İsmet Yılmaz’a karşı ayaklanmayacaklar mı?
Yılmaz Dikbaş
21 Temmuz 2017, Cuma
dikbas@kalinka.com.tr
0532 233 31 52