12 Ekim 2016 Çarşamba

Ayyıldızlı Bayrak yıllar önce düşürülmüştü / Mustafa YILDIRIM



Kürt şeyh-ağaları yüz yıldır uğraşıyorlar.  Kürtler de ulus olamadıklarından aşiret ağalarının öz çıkarları uğruna çeteleşiyorlar,  kan döküyorlar.

PKK, 30 yıldır uğraşıyor, çoluk çocuk demeden kan döküyor; ama küçücük bir arsada bile egemenlik kuramıyordu.

Gerçek Bağımsız Cumhuriyet dönemi (1923-1938) dışında, esenliğimiz için AB-ABD-Yunan kollarına atılmaktan başka çare bulamayan hükümetler de çok, ama çok yardım ettiler Kürtler devlet olsunlar diye; ne ki başaramadılar, yalnızca ulusal kalelerin surlarını içerden deldiler.

ABD’nin, Avrupa’nın, Yunan’ın, Rusya’nın, İran’ın, Çin’in, Kuzey Kore’nin, Suud krallarının, Ayetullahların, körfez şeyhlerinin, Ortadoğu ülkelerini İngiliz-Fransız himayesinde ele geçirmiş Haşimi hanedanlarının himayeleri olmasa ne Anadolu’da, ne Kandil’de barınabilirlerdi.

Dünyanın yayılmacılarının desteğine karşın başaramayan Kürtlerin imdadına AKP hükümetleri yetişti; Doğu Anadolu’da Kürdistan bayrağı yükseltilerek ilan edilmemiş Kürt Devleti kuruldu.

Akdeniz kıyılarında, Ege’de, İstanbul’da o Kürt devletinin himayesinde kurulan, T.C egemenliğini reddeden Kürt kolonilerini de unutmamak gerekiyor

Kürdistan tarihine, şeyh-ağaları, kan dökücü, nobran Apo’nun, terör eğitmeni Yunanların değil Abdullah Gül’ün, R. Tayyip Erdoğan’ın adları altın harflerle yazılacaktır!

Yalnız onların mı?  Elbette hayır!

On yıl önce MGK toplantılarında “Demokratik Açılıma devam” (Siz “Kürdistan kuruluşuna devam” diye okuyabilirsiniz)  kararlarının altına ıslak imzalarını atan kuvvet komutanlarının adları da 24 ayar olmasa bile 14 ayar altınla yazılacaktır.

Dersim eyaleti özerk yönetimi sevdalısı Kızıl Kiliseli Seyyid Kemal de açılıma hiçbir zaman karşı çıkmayarak gümüş harflerle Kürdistan kurucusu olarak tarihe geçecektir.

Irak’taki gibi Kürt devleti kurulsun diye 13 yıldır Genel Kurmay’a kahve içmeye gelerek yol yordam öğreten Amerikan paşaları da birer üstün hizmet ödülünü hak ettiler! Onların öğütlerini ciddiye alan ve çuvala “Yes sir!” diyen The Generallere Washington’da “Barışa Hizmet” madalyası takılacağına kuşku yok!

“Azınlık milliyetçiliğini” sosyalistlik sananlar figüranlıktan öte geçemediklerinden adları bile anılmayacaktır.

Şimdi bayrak indirildi diye ortalığı velveleye vermeye çalışan, Kürt tarihine adlarını altın harflerle yazılanlara bizi ahmak sanıyorlar!

Kürdistan’da, Hizbullahi-PKK egemenliği kurulması için ellerinden geleni artlarına koymamışlar gibi! T.C armalarını söktürmüşler; yollar kesilmiş.

TSK sınırları korumaktan caymış. Garnizonların duvarları aşılmış; ancak onlar garnizonun içinde bayrak indirildi diye bağırıyorlar!

Türkler de bu cambazlığı yutuyorsa, ahmaklıktan daha ağır sıfatı hak etmiyorlar mı?

Sonuç: 1: Apo önderliği çoktan kaptırdı; Türkiye Cumhuriyeti’ni demokrasi tuzağıyla ele geçirenlerdir artık gerçek önderler! Ve Kürt halkı onların anıtını dikecektir.

Ders 1: Din, mezhep, tarikat, cemaat, demokratik X, üniforma, takke, külah… Hepsi birer cilalı boya! Sıyır boyayı altından azınlık ırkçıları çıkacaktır! Her kim olurlarsa olsunlar.

11 Ekim 2016 Salı

TÜRKÇEYİ AŞAĞILAYAN CUMHURBAŞKANI




16 Haziran 2013 günü Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kazlıçeşme’deki mitingde şunları söyledi:

“Bakın bugün, 16 Haziran. Bugün çok anlamlı bir yıldönümünü idrak ediyoruz.
Bundan tam 63 yıl önce merhum Adnan Menderes başkanlığındaki Demokrat Parti hükümeti, Türkiye’de çok büyük çok ağır bir zulmü ortadan kaldırmıştır.
Neydi biliyor musunuz?
Şu İstanbul minarelerinden, Türkiye’nin minarelerinden Ezan, İÇ KARARTICI, KULAK TIRMALAYICI şekilde;
“Tanrı uludur, Tanrı uludur’
diye okunuyordu.
(Meydandan YUH sesleri yükseliyor)
Kim yaptı bunu?
CHP!
İşte, 16 Haziran 1950’de merhum Adnan Menderes bu büyük zulme son verdi!
16 Haziran’dan itibaren minarelerden Ezan aslıyla, ‘Allahuekber, Allahu ekber!” diye okunmaya başlandı.”
(Miting alanındaki halk, tekbir getirmeye başlıyor. ‘Ya Allah Bismillah Allahu ekber.)

Mitingde Recep Tayyip Erdoğan, Türklerin dili Türkçeyi;
“iç karartıcı, kulak tırmalayıcı” olarak tanımlamıştır!
Türklerin vatanında, Türklerin minarelerinde Ezan’ın Türkçe okunmasını “çok ağır bir zulüm” olarak nitelemiştir.
Recep Tayyip Erdoğan, Türklerin anadili Türkçeyi, Türk halkına YUHALATMIŞTIR!

Değerli Dostlar,

Türklerin tarihinde, Türklerin anadili olan Türkçeyi Türk halkının bir bölümüne YUHALATMIŞ tek lider Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Dünya tarihinde anadilini aşağılayıp halkına YUHALATAN bir kral, imparator, şah, han, sultan ya da bir devlet başkanı görülmemiştir.

Recep Tayyip Erdoğan, ellerinde Türk bayrakları dalgalanan Türk halkına, Türkçeyi YUHALATMIŞTIR!
Şu manzaraya bir bakın:
Miting alanının doldurmuş binlerce Türk vatandaşı,
Ellerinde Türk bayrağı,
Dillerinde Türkçeye YUH!

Değerli Dostlar,

Recep Tayyip Erdoğan, Türkçe dili karşıtıdır.
Türkçeye karşı olmak, Türk’e karşı olmak demektir.
Recep Tayyip Erdoğan, Arapça dili sevdalısıdır.
Arapça sevdalısı olmak, Arap Kültür Emperyalizminin propagandacısı, Arap milliyetçisi olmak demektir.

Değerli Dostlar,

İslam’ın kutsal kitabı Kuran’da Ezan YOKTUR!
Kuran’da, Ezan’ın sözleri yazılı değildir!
Kuran’da, Ezan’ın Arapça okunacağını söyleyen bir hüküm YOKTUR!
Recep Tayyip Erdoğan, Ezan’ı eğitimsiz vatandaşlarımıza sanki Kuran’dan bir Ayet’miş gibi yutturmaya çalışmaktadır.
Kaldı ki, Kuran Ayetlerinin yalnız Arapça yazılıp Arapça okunacağına dair bir hüküm de Kuran’da YOKTUR!
Arapça, kutsal bir dil DEĞİLDİR!
Kutsal olan, Kuran’dır!
İslam evrensel bir din olduğuna göre, her ulusun Kuran’ı kendi dilinde okuyup öğrenmesi en doğal hakkıdır, en akıllı yoldur.
Türklere, Ezan’ı, Kuran’ı ve Namaz Dualarını Arapça dayatanlar, akıllarını kullanmayanlardır!
Kuran’da çok açık, çok net Ayet bulunmaktadır: Allah, aklını kullanmayanların üzerine pislik dökecektir!

Değerli Dostlar,

Dikkatlerinizi şu gerçeğe çekmek istiyorum.
Aslında konu, DİN DEĞİLDİR!
Aslında konu, DİLDİR!

Recep Tayyip Erdoğan mitinglerde Türk halkına, Kuran bilgisi vermiyor! İslam’ın tek kaynağı Kuran’dan alıntı yapmıyor!
Recep Tayyip Erdoğan, Kuran’ı bir yana bırakmış, Türklerin dili Türkçeye saldırıyor!
Öyleyse tespitimiz doğrudur, aslı konu DİN DEĞİL DİL’dir!
Asıl konu, Kuran buyruğunu yüceltmek değil, Türkçeyi karalamak, aşağılamaktır!
Neden böyledir?
Çünkü Türkler Kuran’ı, Ezanı ve Namaz Dualarını Türkçe okuyup Türkçe öğrenirse, ortada ne Mezhepler kalacaktır, ne Cemaatler, ne de Tarikatlar! Ne de bunlara dayanarak iktidar olmuş hükümetler ve kişiler!
Eğer Türkler Kuran’ı Türkçe okuyup öğrenselerdi, tımarhanelik Said-i Nursi’nin deli saçmalarına inanıp FETÖ’cü olabilir miydi?
Kuran’ı Türkçe okuyup öğrenen Müslümanlar, dış düşmanlarımızla birlik olup cumhuriyeti yıkmak isteyen tarikatların, cemaatlerin ordumuzun içinde, yargı içinde, milli eğitimin içinde yuvalanmasına göz yumar mıydı, izin verir miydi?

Değerli Dostlar,

Kuran’ı, Ezanı ve Namaz Dualarını Türkçe okuyup öğrenmesine izin verilmeyen, dinini ve ibadetini bilmediği bir yabancı dil olan Arapça yapması dayatılan Müslüman Türk halkı, çok ağır bir baskı ve çok büyük bir zulüm altındadır!

Kemalistler iktidar olacak ve Türkler Kuran’ı, Ezanı ve Namaz Dualarını Türkçe okuyup öğrenecekler; cumhuriyet karşıtı tarikatları, cemaatleri tarihin çöplüğüne atacaklardır.

Yılmaz Dikbaş
10 Ekim 2016, Pazartesi
dikbas@kalinka.com.tr
0532 233 31 52