29 Kasım 2016 Salı

HEM VALLAHİ, HEM BİLLAHİ SINIFTA KALIRDI




24.11.2016 Perşembe Günü Isparta 5. Asliye Ceza Mahkemesinde Davacı (Müşteki) olarak duruşmam vardı.
Suç: Basın yolu ile hakaret
Sanık; BATUHAN GÜLDİKEN,
Sanık; ABDUSSAMED MEMİŞ,
Dava konusu olay özeti ise şöyle; GÜL ADD Isparta Şubesi 26 Şubat 2016 Cuma günü “Şehitlerimiz için Mevlidi Şerif okunması ve hükümet meydanında “pişi” yapılarak dağıtılması” etkinliği düzenliyor. Bu etkinlik üzerine 27 Şubat 2016 günlü “Gericilikle Kemalist Devrimcilik Uyuşmaz” başlıklı yazımı basınla paylaştım.
Yazıda; “Mevlit Okutma - Ölmüş kişi için yemek verme” İslam bilginlerinin “din dışı ve pagan inancı” olarak değerlendirdikleri, İslam’ın kutsal kitabında yeri olmayan temelsiz, çürük, gerçek dışı, dinci gericiler tarafından toplumu uyutmak, gerçek yaşamdan uzaklaştırmak için “narkoz olarak” kullandıkları gerici kurallardır.
“… Türkiye’de Kemalist Cumhuriyet, temel kuruluş felsefesi olan devrimciliğini yitirdikçe, devrimci uygulamalardan ödün verildikçe Şeriatçılığın, dinci gericiliğin güçlendiği, Kemalist Cumhuriyetin güç yitimine uğradığı bir gerçekliktir”
“… Gericilikle mücadele etmek “Gericiliği nerede görürsem tepelerim, tepelerim, tepelerim!” diyen Mustafa Kemalin yolundan gitmek yerine,  Atatürkçülük adına gericilikle ittifak halindeki bir devrimcilik, karşı devrimin ekmeğine yağ sürmektir.” Şeklinde görüşlerimi dile getirdim.
İşte bu görüşlere Gül ADD Isparta Şube Başkanı Bay Batuhan Güldiken çok sinirlenmiş ve “Geri zekâlı, beyin, izan yoksunu, kimlik düşkünü, koltuk arsızı şahsiyetsizler.” … “ Bu şarlatanlara bu kalpazanlara destek olan 6 yarım beyinli, siz de haddinizi bilin! ........”  içeriği baştan sona buna benzer hakaretlerle dolu yazı kaleme alıp paylaşmış.
Bu paylaşım dinci gericiliği ile bilinen ve Sorumlu Yazı İşleri müdürlüğünü “Samet Memiş” adıyla Sanıklardan ABDUSSAMED MEMİŞ’ in yaptığı Haber32.com da http://www.haber32.com.tr/isparta/haber/add-cephesi-yine-fisek-gibi-90491h.html linki ile yayınlandı.
ABDUSSAMED MEMİŞ “GÜL ADD Isparta Şubesi 26 Şubat 2016 Cuma günü “Şehitlerimiz için Mevlidi Şerif okunması ve hükümet meydanında “pişi” yapılarak dağıtılması”  Eski Add Isparta Şube Başkanı Mahmut Özyürek'in kanına çok dokundu.” Ön açıklaması ile yayınlandı. İşte 24.11. 2016 günü duruşması yapılıp karar verilen Dava bu nedenle açıldı.
Buraya kadar her şey doğal akışında gibi gözüküyor. Ama sanıkları yakından tanıyıp, bağlantılarına baktığımızda hiç de doğal olmayan bir durumla karşılaşıyoruz. 
Batuhan Güldiken: 1984 Isparta doğumlu. Lisans Mezunu? Askerliğini “bedelli” yapmış. Mahmut ÖZYÜREK’İN Başkanlığındaki ADD Isparta Şube Yöneticilerine 2012 yılında Mason Çölaşan tarafından kurulan, önce itibarsızlaştırma, sonrada görevden alma kumpasının Isparta ayakçısı.  Bu kumpastaki başarıları nedeniyle Mason Çölaşan tarafından tüm yasa – hukuk kuralları çiğnenerek ADD Isparta Şube Başkanlığına atandı. Dinci gericiliğin Kemalizm’e eylemli saldırı gücü ve cesareti bulamadığı dönemlerde  “Atatürkçü” geçinip, dinci gericiler eylemli saldırıya geçtiğinde onun kucağına atlayacak kadar “Atatürkçü!”
Bu atama sonrası ADD Isparta şubesi; “şekilci Atatürkçülük!” çizgisine çekilmiş, onun anti-emperyalist, halkçı, devrimci özü tümüyle ötelenmiş, kermes, kaplıca - hamam gezileri organizatörlüğü “Atatürkçü!” eylem ve etkinlik olmuştur.
Diğer sanık: ABDUSSAMED MEMİŞ, 1980 Gercüş doğumlu, , sabıkalı, gazetecilik yapar, SDÜ'de Radyo Televizyon-Sinema okur.(kendi beyanı)
Yazı ve paylaşımlarında “Samet Memiş” adını kullanan Abdussamed Memiş dinci gericiliği ile tanınıp biliniyor. “Allah ve biz yanındayız reis sen yürü vade doluncaya kadar yürü, saniye doluncaya kadar yürü” diyen sıkı bir RTE taraftarı. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” sözünü RTE’nin fotomontajla kalpak giydirilmiş fotoğrafı altına “Efendiler yarın başkanlık sistemini ilan edeceğiz.” yazacak kadar Atatürk karşıtı.  Cumhuriyet karşıtlığında ise sınır tanımıyor. 29 Ekim 2016 da Facebook sayfasında yaptığı paylaşım bu kişinin nasıl bir ihanet bataklığından beslendiğinin göstergesi
“29 Ekim'de neler oldu? Camiler depo, ahır haline getirildi... İslam takvimi kaldırıldı.... Padişahlar ve din büyükleri irticacı yobaz olarak görüldü... Her şehirde en az bir tane genelevi açıldı... Sarık, Çarşaf gibi İslami kıyafetler kaldırıldı... İskilipli Atıf Hoca idam edildi... Binlerce İslam büyüğü İstiklal Mahkemelerinde idam edildi... Bayramsa bayramınız mübarek olsun.” https://www.facebook.com/samet.mem?fref=ts
 İşte bu ABDUSSAMED MEMİŞ’le ADD Gül Isparta Şb. Başkanlığına atanan Batuhan Güldiken Aynı siperde mevzilenmişler. “Gericilikle Kemalist Devrimcilik Uyuşmaz” diyen Mahmut Özyürek ve arkadaşlarına saldırıyorlar.
Kimileri için şaşırtıcı olsa da bizim için bunun hiç de şaşırtıcı bir durum olmadığını söylememiz gerek.
Çünkü Bay Güldiken’ in Atatürkçülük adına dinci gericilikle kol kola girmesi, aynı siperde mevzilenmesi, aynı hedefe saldırması,   CHP’de, olmadı ADD’ de bir yer kapabilmek için Şeriatçılarla, FETÖ müritleriyle  “hemhal” olması ilk değil.
Bay Güldiken AKP’li Belediyelerin iftar Çadırlarında, dinci gericilerin nişan – nikâh törenlerinde ilahiler okuyarak bu etkinliklere katkı ve destek vererek, onlarla dostluğunu’ da pekiştirmiştir. Abdussamed MEMİŞ “Gericilikle Kemalist Devrimcilik Uyuşmaz” diyen Mahmut Özyürek’e saldıran Bay Güldiken’e bu dostluk gereği, onun sesi olarak destek olmuştur.
Bu günlerde adı sık sık FETÖ ile ilişkilendirilen, FETÖ den tutuklu olan SDÜ önceki Rektörü Bay İbicioğlu döneminde yıldızı parlayan, gazetecilikten Meslek yüksek Okulu Müdürlüğüne sıçratılan Şakir AKSÖZ ile Batuhan Güldiken dostluğu ise tam bir “Kadim Dostluktur”
ADD Isparta Şube Başkanı Mahmut Özyürek’e kurulan kumpas, Bay Güldiken ve Bay Aksöz tarafından tezgâhlanmış, Bn. Çölaşan’ın engin(!) hukuk bilgi ve becerisi ile uygulanmıştır. Bu durumu o günlerde onlarca kez dile getirmemize karşın karşılık alamamıştık.
Gelelim dava sonucuna;  Duruşma tutanağından aynen aktarayım.
G.D:
HÜKÜM: Ayrıntıları gerekçeli kararda belirtileceği üzere;
1-   “Her ne kadar sanık Abdussamed Memiş hakkında basın yoluyla hakaret suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, ؛diklenen suç açısından sanığın kastının bulunmaması, eylemin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle CMK nın223/2-c-a maddesi gereğince BERAATİNE,
2-   Sanık Batuhan Güldiken’ in katılan Mahmut Özyürek’e karşı hakaret suçunu işlediği anlaşıldığından TCK’nın 125/1.maddesi gereğince suçun işleniş şekli gözetilerek takdiren ve tercihen 90 GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,”
Birisi bana açıklayabilir mi bir kişiye her ne sebeple olursa olsun “Geri zekâlı, beyin, izan yoksunu, kimlik düşkünü, koltuk arsızı şahsiyetsizler.” …………. “ Bu şarlatanlara bu kalpazanlara destek olan 6 yarım beyinli, siz de haddinizi bilin! ........”  içeriği baştan sona buna benzer hakaretlerle dolu bir açıklamayı yapan birisinin bu eylemi, bu açıklamayı sorumlusu olduğu haber sitesinde yayınlanlayanın eylemi suç oluşturur mu, oluşturmaz mı?  “eylemin kanunda suç olarak tanımlandığını”  bilmek için “hukukçu” olmaya gerek var mı?
Yalnız kimsenin hakkını yemeyelim. Kararın sonunda “itirazı kabil olmak üzere” diye bir ibare var.. Eh bizde gereğini yapacağız.
Şimdi gelelim, Bu davada kararın böyle çıkmasında kafamda oluşan soru işaretlerine.
CHP Isparta İl Başkanı Eyüp Ersoy Avukattır. Bilindiği bu günlerde FETÖ mağdurları CHP’nin gündeminde.  Her İlde konu ile ilgili komisyonlar oluşturuldu. Isparta da söylenti yaygın. CHP İl Başkanı Av. Eyüp Ersoy bu örgütle(FETÖ) doğrudan ilişkili 200’ü aşkın kişinin vekâletini aldığı, her Müvekkilden de hatırı sayılır miktarda vekâlet ücreti tahsil ettiği iddiaları yoğun.  Bay Ersoy bu iddiaları açıklığa kavuşturursa CHP, bu çirkin ithamdan kurtulur diye düşünüyorum.
İşte bu Av. Eyüp Ersoy, 26.11.2016 günü Isparta 5.Asliye Cezada tam sıra bizim davaya gelmişti ki, Duruşma Salonuna girdi. Sanıkların Avukatı değildi. Onunla ilişkili başka bir dava da yoktu. Mübaşir, Müşteki ve sanıkların orada olup olmadığını isim okuyarak tespit etti. Ama yarım saati aşkın bir süre Av. Eyüp Ersoy içeride, biz salona alınmadık. Av. Eyüp Ersoy Duruşma Salonundan çıktı, biz çağırıldık. İlginçtir tam “karar” açıklanacağı sırada Bay Ersoy tekrar salona girdi. Ve karar! “Konusu suç olan bir açıklamayı yayınlayan  beraat, basın yolu ile hakaret eden kişi ise TCK 125/1 in en alt sınırından ceza alıyor.  Hukuk Fakültesi 1. Sınıf öğrencisi sınavlarda bu davada böyle bir karar vermiş olsaydı hem vallahi, hem billahi sınıfta kalırdı. FETÖ den tutuklananların avukatı Eyüp Ersoy Abdussamed Memiş’i de FETÖ mağduru olarak görüp, ondan hukuksal desteğini esirgememiş olabilir mi? Olmaz/olamaz! demek istiyorum ama Bay Ersoy’un ADD Isparta Şubesinin kumpasçısı Batuhan Güldiken’e karşı açtığımız davada da benzer girişimde bulunmuş ve “atanmış kumpasçı” ekibi ceza almaktan kurtarmıştı.  
Son söz; “Gericilikle Kemalist Devrimcilik Uyuşmaz” başlıklı yazımızdan;
Bugün Türkiye’de dinci gericiliğin, diğer bütün gericilik türlerinin ana gücü durumuna gelmesi ve iktidarı ele geçirmesi yalnızca işbirlikçi – dinci gericiliğin çabalarının ürünü değil, Sözde Atatürkçülerin dincilerin önlerindeki en büyük engel olan Kemalist Devrimin ilkelerinden verdikleri ödünlerin de bir sonucudur.
Gericiliği engellemek adına gericiliğin kullandığı “din dışı” ritüelleri sahiplenmek, gericilikle ittifak etmek ülkenin adım adım Şeriatçılaşmasına göz yummaktır. Eğer bu gün dinci –Şeriatçı faşizm ülkenin yalnız siyasal yaşamına değil, tüm toplumsal, sosyal, kültürel yaşamına egemen olabilmişlerse, kendini Atatürkçü sanan kimi ahmakların gericiliği sahiplenmesinin payı hiç de azımsanamaz. 29.11.2016 Isparta
Mahmut ÖZYÜREK







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder